Bahar SÖNER, Control Union Türkiye Genel Müdür Yardımcısı ve Gözetim Müdürü: “Yükleme esnasında üründe görsel bir sıkıntı görürsek veya bir problem tespit edersek günün hangi saati olursa olsun müşterimizi acil olarak bilgilendiriyoruz ve hemen müdahalemizi yapıyoruz. Bu sayede müşterimiz limana gitmeden ürünün olması gerektiği gibi geldiğinden emin oluyor. Bu nedenle diyoruz ki, gözetim ekstra bir maliyet değildir, ticarete bir katma değerdir.”
Hollanda menşeili gözetim firması Control Union’ın Türkiye Genel Müdür Yardımcısı ve Gözetim Müdürü Bahar Söner’le keyifli ve son derece bilgilendirici bir sohbet gerçekleştirdik. Firma olarak, uluslararası tahıl ve yem ticaretinde hem yükleme hem de tahliye esnasında gözetim hizmeti verdiklerini belirten Bahar Söner, kesintisiz bilgi verdikleri müşterilerinin nasıl gözü kulağı olduklarını anlattı. Maliyetleri azaltmak isteyen firmaların zaman zaman gözetimi ekstra bir gider olarak gördüklerini dile getiren Söner, bu tutumun yanlışlığını “Malınız kötü ya da hasarlı geldiğinde, gözetim tutmayarak tasarruf edeceğiniz miktarın onlarca katı kadar zarar ediyorsunuz.” sözleriyle dile getiriyor. Dışardan eleman çalıştırmadıklarını ifade eden firma yetkilisi, personelin şirket tarafından eğitilerek kalifiye edildiğini söylüyor. Söner, tahıl ve yem ticaretinin İngiltere merkezli GAFTA (Hububat ve Yem Ticareti Birliği) standartlarına tabi olduğunu hatırlatırken, ticaret yapan şirketlere de gözetim firmalarından aldıkları belgelerin uluslararası mahkemelerde delil niteliğinde olup olmadığına dikkat etmeleri uyarısında bulunuyor.
Sayın Söner, bize firmanızı kısaca tanıtır mısınız?
Control Union 1920 yılında kurulan ve 2001’den beri Türkiye’de faaliyet gösteren Hollanda menşeili gözetim ve belgelendirme firması olarak yaklaşık 100 yıllık bir deneyime sahip. Peterson ailesi tarafından kurulan Peterson Holding’e bağlı yüzde yüz Hollanda sermayeli bir şirket. Türkiye’de 120 kadar çalışanız. Türkiye’de ayrıca sertifikasyon departmanımız da var. Dünya çapında baktığınızda ise Peterson Holding’e bağlı freight forwarding departmanı, petrol platformlarının lojistiği departmanı ve ayrıca lojistik departmanımız var. Control Union birçok dalda hizmet veren bir firma. Türkiye’deki faaliyetleri arasında organik tarım ve tekstil kontrolü ve sertifikasyonu var. Onun haricinde laboratuvar hizmetlerimiz var. Control Union gözetimde özellikle Türkiye’de yaklaşık 20 yıldır hizmet veriyor.
Dünya çapında 70’ten fazla ülkede faaliyet gösteriyoruz. Ofisimizin olmadığı ülkelerde de bize bağlı acenteler aracılığıyla hizmet veriyoruz. Sahip olduğumuz global ağ sayesinde dünyada ulaşamadığımız yer yok gibi diyebiliriz. Gözetim hizmeti olarak da alıcılar adına ya da satıcılar adına ticarete konu olan her türlü emtianın miktar kontrolleri, kalite kontrolleri, -varsa- hasar tespitleri gibi hizmetler veriyoruz.
Tahıl ve yem ticaretinde gözetimle ilgili olarak Türkiye’de karşılaştığınız sorunlar ve firmanızın bu sorunlara getirdiği çözümler nelerdir?
Gözetim hizmeti zaten yükleme limanında başladığı için Türkiye’deki firmalar yüklerle alakalı olarak yükleme limanı için bizi şirket olarak tayin ediyorlar. Biz de oradaki ofisimizle iletişime geçip, orada yükleme esnasında maldan numunelendirme yapıyoruz. Tabi bunun standartları var. Yemler GAFTA standartlarına tabi. Yükleme esnasında malda görsel bir sıkıntı görürsek, bir problem tespit edersek günün hangi saati olursa olsun müşterimiz iacil olarak bilgilendiriyoruz ve hemen müdahalemizi yapıyoruz. Kalite kontrollerini müşterilerimiz kontratlarında geçen spektlere uygun olup olmadığını yine GAFTA akredite laboratuvar ağımızla çok hızlı bir şek ilde tespit edip müşterilerimize bildiriyoruz. Seyir esnasında yemin hasarlanmaması için malın ısısı ve rutubeti önemli. Çünkü seyir esnasında da gerek stoklamadan gerekse hava şartlarında ötürü bir ısıya maruz kalıyor. Bunların da kontrollerini ve öngörüsünü sağlıyoruz. Eğer mal üretimden yüksek ısı ile direkt gemiye yüklenirse seyir esnasında kapalı ambarlarda ısının iyice yükselmesi ve nemin artmasına bağlı olarak kalitesinde bozulma olabilir. Bu nedenle böyle durumlarda çok dikkatli ve özenli tespitlerle müşterilerimizi olumsuz durumlardan korumaya çalışırız. Yüklemede verdiğimiz diğer bir hizmet de, miktar kontrolüdür. Kantarlarda kontrollerini yapıp yüklenen malın gerçek miktarını müşterimize bildiriyoruz. An be an takibini sağlayarak müşterinin yükleme limanındaki gözü kulağı oluyoruz.
Ürünle ilgili bir sorun olduğunda gözetim haricinde herhangi bir müdahaleniz de oluyor mu?
Bizim fonksiyonumuz gözlemleme ve bildirmedir. Sorunlu durumlarda müşterimizin haklarını koruma ve olası anlaşmazlıklarda delil niteliği sağlaması açısından protesto mektubu düzenleriz. Tabi ki, hızlı bir şekilde müşteriyi sorun hakkında bilgilendirme kilit noktadır. Müşterimiz yükleyicisine düzenlediğimiz evrakı sunar ve müdahale sağlar.
‘KESİNTİSİZ BİLGİ AKIŞI SAĞLAMAK ZORUDAYIZ’
Ulaşan ürünün tahliyesi esnasındaki hizmetleriniz nedir?
Tahliyede de aynı şekilde, herhangi bir hasar olup olmadığını kontrol ediyoruz. Türkiye’nin her yerinde kendi personellerimiz var. Dışarıdan personel kiralayıp gemiye gönderme taraftarı değiliz. Hepsi kendi personelimiz. Hepsinin eğitimi tamamlanmış ve gerekli ekipmana sahip personeller. Personelimizde gerekli ekipman olduğu için ambarın içerisindeki malın ısısını ve rutubetini ölçüyor. Müşterilerimize bunların hemen an be an bilgi akışını sağlamak zorundayız. Gerek yüklemede, gerekse tahliyede bizim işimizin temeli bilgi akışı. O nedenle işimizde mesai dışı diye bir kavram yok.
İŞİMİZDE VASIFSIZ ELEMANA YER YOK
Dışarıdan işçi çalıştırmıyoruz dediniz. Genel olarak un, yem vb. gibi sektörlerde vasıflı işçi eksikliğinden şikâyet etme gibi durumlar olabiliyor. Firmanızın bünyesinde personelin eğitimi nasıl sağlanıyor?
Bizim işimizde vasıfsız elemana yer yok. Bazı firmalar puantörlerle çalışıyorlar. Günlük belli bir ücret karşılığında eğitimini kendi vermediği, takibini kendi yapmadığı personelle çalışabiliyorlar. Biz onun yerine her bölgede eleman istihdam edip; onların eğitimi olsun, İSG’si olsun – özellikle limanlarda ve gemilerde güvenlik çok önemli biliyorsunuz – onların istihdamını sağlayıp kendi maaşlı elemanımız olarak limanlara ya da fabrikalara gönderiyoruz.
‘HER ŞEY GAFTA STANDARTLARINA UYGUN OLMALI’
Küresel anlamda erişiminiz dışında kalan bir yerin olmadığını söylediniz. Bir yandan da Hollanda merkezli bir firmasınız. Kıtasal ölçekte yoğunluğunuzun daha fazla olduğu ya da sizin açınızdan nispeten bakir olan alanlar nereler?
Afrika’da faaliyet alanı kısıtlı olduğundan buradaki işlerimiz o kadar yoğun değil. Ağırlıklı olarak yem ve soya küspesi anlamında Arjantin ve Brezilya yüklemelerimiz oluyor. Onun haricinde çok yoğun bir şekilde Karadeniz’de faaliyet gösteriyoruz. Karadeniz; Rusya, Ukrayna ve Romanya ayakları dolayısıyla bizim açımızdan yoğun geçiyor.
GAFTA zaten tahıl ve yem ticaretinin standartlarını belirliyor. Hem ticareti yapanların hem bu ticarete dâhil olanların standartlarını belirliyor. Bir gözetimci olarak numunelendirmenizi GAFTA’nın kurallarına göre yapmak zorundasınız. Diğer türlü aldığınız numuneler çöpten öteye gitmiyor. Aynı şekilde analizini ve kalite kontrolünü yaptığınız laboratuvarın da GAFTA’dan onaylı olması gerekli. Herhangi bir laboratuvara gönderip işte bunun kalitesi budur demenizin pek bir anlamı olmuyor. Gerek Rusya, Ukrayna, Romanya ve Türkiye ayağında biz bu döngü içerisinde bütün akreditasyonları bu yönde almış bulunuyoruz.
‘A SINIFI BİR GÖZETİM FİRMASIYIZ’
Türkiye’deki hedef beklentileriniz hakkında bize bilgi verir misiniz? Bu alanda yapılması gereken neler var?
Bu alanda aslında biraz daha sektörde kalifiye personel çalıştırılması gerektiğini düşünüyoruz. Bize çok ciddi standartlar uygulanıyor. Ve belirli yönetmelikler çıkardılar. Gerek tehlikeli madde taşımacılığı gerekse deniz ticareti gözetim yetki belgesi gibi belirli standartlar çıkardılar ama bunların uygulanması alanında sıkıntılar yaşıyoruz.
Dış ticarette gözetim yetkiniz yoksa Türkiye’de gözetim yapamazsınız. Ama öyle firmalar duyuyoruz ki hiçbir yetkisi olmadan limana girip gözetim yapabiliyorlar. Sektörün ‘çantacı’ denen insanlardan kurtulması gerekir. Biz gözetim adına faaliyet gösterdiğimiz alanların tamamına yakınında TÜRKAK’tan akrediteyiz. A sınıfı bir gözetim firmasıyız. Bu tabi belirli yükümlülükler ve belirli maliyetlerin yanı sıra yaptığınız işe belli bir kalite de bir getiriyor.
Siz firmalara ne tür avantajlar sağlıyorsunuz? Yurt dışından ürün getiren firmalar ne tür sorunlarla karşılaşabiliyor?
Limanda gözetim tutmadığınızda belirli feykler yiyebilirsiniz. Bunlar neler? Örneğin, küspe alacaksınız, çöplü yüklenebilir. Kalitesi sizin aldığınız kontrat kalitesinin çok altında gelebilir. Bu da sizin ödediğiniz paranın heba olmasına yol açar. Küspelerin içinde yabancı maddeler ve naylon poşetler ayıkladığımızı biliyoruz. Hindistan’dan gelen bir malın içinden insan parçalarının çıktığını dahi duyduk. Böyle şeylerle karşılaşılabiliyor. Biz bunlardan numune alırken tespit edip müşterimizin mağdur olmasının önüne geçiyoruz. “Draft survey” diye isimlendirilen bir işlem var: “Geminin belirli hesaplamalara dayanarak boş ağırlığı ile dolu ağırlığı arasındaki fark malın ağırlığıdır,” mantığından yola çıkılarak yapılan bir hesaplama. Bu hesaplama ile beraber kantarı doğrulamaya çalışıyoruz. Draft survey çok ciddi hesaplamalara dayanır, herkes yapamaz. Yapan kişinin kalifiye olması gerekir.
Bir diğer hizmetimizden bahsetmek gerekirse, ambar temizlik kontrollerini yapıyoruz. Söz gelimi, geminin bir önceki yükü kömür olabilir veya geminin ambarı küflü olabilir. Aynı gemi şimdi sizin ürününüzü yükleyecek. Bu genelde yemlikte çok karşılaştığımız bir durum değil ama düşünün ki yeminizin içinde küf parçaları çıkıyor. Boya ve küf parçalarının çıkması yeminizin kalitesini ve değerini düşürür, yabancı maddesini arttırır, görüntüsünü kötüleştirir. Bunun ayrılması ciddi bir sıkıntı. Bunun gibi bir sürü kontrol yapıyoruz. Malınız sizin fabrikanıza ulaşana kadar bir kontrol silsilesinden geçiyor.
Şimdi diyelim siz bir sanayici değil de bu işin tüccarısınız. Arjantin’den Brezilya’dan küspe getirip burada stokluyorsunuz. Böyle firmalar bize diyorlar ki biz şu depoya ürünümüzü koyacağız. Biz de gidip deponun uygunluğunu, temizliğini kontrol ediyoruz. Çatılarına kadar bütün her şeyini kontrol ediyoruz.
Bu konuda bir garantörlüğünüz oluyor mu?
Garantörlük değil, biz raporumuzu düzenliyoruz. Şimdi ben o deponun gözetimini yaparım ancak o depoda daha sonra bir şey yaşanabilir. Mesela, çatısında bir yarık oluşur. Biz buna garanti veremeyiz.
Garantör derken şunu sormak istiyorum: Sizin gözetim ve onayınızdan geçen malda gözden kaçan bir durum söz konusu olduğunda ne gibi bir sorumluluk alıyorsunuz?
Bunun için büyük gözetim firmalarının sorumluluk sigortaları var. Sonuçta insanız, herkes hata yapabilir. Robot değiliz. Olabilecek herhangi bir olumsuz durumda büyük firmaların sorumluluk sigortaları devreye girebilir. Çok şükür, biz bu güne kadar hiçbir sorumluluk sigortamızı devreye sokmadık. Ha, ufak tefek sorunlar yaşanmıyor mu derseniz, tabi ki yaşanıyor. Ama kendi içimizde bunu elimine etmeye çalışıyoruz. Bu da işte akredite ve gerçekten global ağı olan büyük bir firma ile beraber çalışmanın getirdiği bir kazanç.
GÖZETİM FİRMASININ VERDİĞİ BELGE YASAL DELİL NİTELİĞİNDE OLMALI
Avrupa ile fiyatlarınız karşılaştırıldığında nasıl bir tablo çıkıyor ortaya?
Fiyatlar Avrupa standartlarında değil. Avrupa’da çalışan bir gözetmenle Türkiye’de çalışan bir gözetmen arasında çok ciddi farklar var. Bizim Türkiye’de verdiğimiz ücretlerle Avrupa’dan aldığımız ücretler arasında çok ciddi farklar var. Yapılan iş aynı ama fiyatlar çok farklı.
Türkiye’deki firmalar GAFTA’nın pek bilincinde değiller. Herhangi bir zarar durumunda nasıl davranacaklarını ya da nasıl bir arbitrasyona gideceklerini bilmiyorlar. Türkiye’de gözetim yapan bir firmanın en azında Ekonomi Bakanlığı’nın Dış Ticaret Müsteşarlığı’ndan onaylı olması ve kayıtlı olması gerekiyor. Ama hala bazı bölgelerde ne Dış Ticaret Müsteşarlığı’ndan onaylı ne de TÜRKAK’tan akredite olan, hiçbir yetki belgesi de bulunmayan bazı firmalar iş yapabiliyorlar. Onların verdiği belge müşterilerini zor durumda bırakabilir. Çünkü hiçbir yetkisi olmayan firmanın verdiği belgeler resmiyet taşımıyor. Ama bizim verdiğimiz belgeler uluslararası mahkemelerde delil niteliğinde kullanılıyor. İddianızı ancak bizim evraklarımızla ispatlayabilirsiniz. Biz devletin bu alanda yaptırımlarını artırmasını umuyoruz. Bir standardın getirilmesini istiyoruz. Denetlemelerin de aynı ölçüde olması gerekiyor.
GÖZETİME KAYNAK AYIRMAK İSRAF DEĞİLDİR
Eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?
Firmalara şunu söylemek isterim. Gözetim ekstra bir maliyet değildir. Ticarete bir katma değerdir. Firmalar “Maliyetleri düşürmeye çalışıyoruz, ekstra maliyetleri kısmaya çalışıyoruz” dediklerinde üzülüyoruz, çünkü bu fazladan bir maliyet değil. Ürününüz kötü ya da hasarlı geldiğinde, gözetim tutmayarak tasarruf edeceğiniz miktarın onlarca katı kadar zarar ediliyor.
Bizim sektörümüzde ‘çantacı’ dediğimiz ve hiçbir yatırımı olmayan insanlar var. Personel masrafı olmayan, yoldan geçen birine veya bir ahbabına 100 lira verip bu işi yap diyen insanlar var. Bu kişi sadece geminin açılışında ve kapanışında gidip kantardan tartı fişlerini alıp ağırlık sertifikasını düzenleyebiliyor. Ama o süreç içerisinde malın ne durumda olduğunu, çalınıp çalınmadığını veya hasarlı bir şekilde indirilip indirilmediğini bilmiyor.