BLOG

Abbassian: Yoğun tahıl talebi en önemli endişe kaynağı, arz sıkıntısı ikinci planda

13 Nisan 20213 dk okuma
Abdolreza Abbassian

Tahıl piyasalarındaki son gelişmeleri değerlendiren FAO Baş Ekonomisti Abdolreza Abbassian, arz tarafındaki sorunların piyasada o kadar etkili olmayacağını, asıl endişe kaynağının şaşırtıcı düzeydeki tahıl talebi olduğunu söyledi.

Benzeri görülmemiş arz-talep senaryosunun ardından 2020 yılında tüm önemli ürünlerde fiyatların arttığı global tahıl piyasası, önemli tahıl ithalatçılarından gelen güçlü taleple şekillenmeye devam edecek. BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Baş Ekonomisti Abdolreza Abbassian’a göre arz tarafındaki sorunlar piyasada o kadar etkili olmayacak. S&P Global Platts’a konuşan Abbassian, “Şu aşamada, arz tarafındaki sorunlar beni o kadar da endişelendirmiyor. Ancak en büyük endişem talep tarafıyla ilgili. Tahıl talebi, bazı yönleriyle bizi şaşırtıyor.” dedi.

Abdolreza Abbassian, “Koronavirüs salgınının ilk döneminde, tahıl talebinin de imalat ve diğer sektörler gibi tepetaklak olacağı düşünülüyordu. Ancak tarım sistemi ne kadar güçlü ve dayanıklı olduğunu gösterdi. Global tarım talebinin sürücü koltuğundaki Çin, önümüzdeki dönemde de önemli bir ithalatçı potansiyeli gösteriyor.” ifadelerini kullandı. Abbasian tahıl talebine yönelik şu değerlendirmede bulundu: “Çin’in global piyasalardaki büyük alımlar içeren son hamleleri ve Çin’deki büyüme oranları dikkate alındığında, Çin’in özellikle mısır ve soya fasulyesindeki çok güçlü bir ithalatçı olma ihtimali beklenenden çok daha yüksek. Bu kadar büyük miktarlarda mısır ithalatı her yıl gerçekleşmeyebilir. Ancak dış alım kotasını aşan ithalat düzeyleri pekala ufukta görünüyor olabilir.”

ABD Tarım Bakanlığı’nın tahminlerine göre Çin’in 2020-21 dönemindeki mısır ithalatı 24 milyon tona çıkacak. Bir önceki dönemde bu miktar 7 milyon tonda kalmıştı. Çin’de mısır ithalatı için kota 7,2 milyon ton ve mısır ithalatından %65 gümrük vergisi alınıyor. Tahminlere göre, Çin’in buğday ithalatı ise son 25 yılın en yüksek düzeyin olan 10 milyon tona çıkacak. 2020’de soya fasulyesi ithalatı da bir önceki yıla göre yüzde 13,4 artışla 100 milyonu aşacak. Çin’de domuz yetiştiriciliği sektörünün toparlanmasıyla stok amacıyla tahıl alımları hız kazandı. Ayrıca, yerel üretimi desteklemek için mısır ekim alanlarının artırılması da hedefleniyor.

Abbasian’a göre verimdeki artış potansiyeline rağmen Çin’deki üretim beklenen düzeyde olmayacak ve iç talebin yereldeki üretimle karşılanması çok zor. Çin’de hayvancılık sistemindeki yapısal değişiklikler de ithalat talebini yükseltiyor. Bu sektöre büyük yatırım yapan Çin, kaliteli yeme ve güvenilir ticaret ortaklarına ihtiyaç duyacak.

GIDA MİLLİYETÇİLİĞİ DEVAM EDECEK

Pandemi döneminde birçok ülke daha fazla tahıl satın alma yoluna giderken, birkaçı da iç piyasadaki arz miktarını garanti altına almak için ihracata kısıtlamalar getirdi. Abbasian, “İhracat tarafında, iç piyasadaki gıda enflasyonunu gerekçe göstererek kısıtlamalar ya da vergiler uygulamaya başlayan ülkeler var. İthalat tarafında ise yakın gelecekte tahıl arzı miktarının daralacağını ya da tahıl fiyatlarının yükseleceğini düşünerek ihtiyacının üzerinde stok yapanlar. Bu stratejilerin yeniden dirilmesi endişe verici.” dedi. BM baş ekonomisti,  gıda milliyetçiliğinin ve kısıtlamaların uzun dönemde de devam edebileceğini söyledi.

Ukrayna, Rusya, Arjantin gibi ülkelerin yanı sıra AB gibi büyük tahıl ihracatçıları, yurtdışına satışlara bazı kısıtlamalar getirdi. Ukrayna, 2020-21 döneminde ülke içindeki ihtiyacı gerekçe göstererek mısır ihracatı sınırlandırma kararı aldı. Arjantin de mısır ihracatına günlük kota getirdi.

Rusya ise 15 Şubat’tan bu yana uyguladığı önlemlere ek olarak, buğday ve diğer tahılların ihracatında 2 Haziran’dan itibaren dinamik vergi koyma kararı aldı. Rusya, dünyanın en büyük buğday ihracatçısı. Ancak Abbasian’a göre, alınan bu önlemlerden dolayı bahar buğdayı ekilen alanlar daralacak.

RUSYA’NIN İHRACAT KISITLAMALARI TAHIL PİYASALARINI NASIL ETKİLER?

Abbasian’ın tahminlerine göre, Rusya ve diğer ülkelerin ihracat kısıtlamaları, global tahıl ticareti üzerinde büyük çapta bir etki oluşturmayacak. Abbasian, “Global tahıl fiyatları, daha önce hesaba katılmamış olan yüksek talep ya da ABD doları gibi faktörlere daha çok tepki gösteriyor. Rusya’nın ihracatındaki yavaşlamayı bu yıl Avustralya’daki rekoltenin beklenmeyen ölçüde yüksek olması telafi edebilir.” ifadelerini kullandı. Rusya’nın kısıtlamalarından dolayı ihraç edilebilir buğdayın 2 milyon tonluk kısmının global piyasalara çıkmayacağı tahmin ediliyor ve bu da çok büyük bir miktar değil.

Avustralya’nın 2020-21 döneminde 31,2 milyon ton buğday üreteceği tahmin ediliyor. Ülkede yıllardır üst üste devam eden kuraklığın ardından yaşanan bu bolluk, bir önceki yıla göre de %105 oranında artış anlamına geliyor. Bu sayede, Rusya’nın ihracat politikasındaki değişimin küresel tahıl piyasalarına etkisi sınırlı kalacak. Ancak önümüzdeki sezon için de Rusya aynı şekilde davranmaya devam ederse global buğday fiyatları bundan etkilenebilir. Abbasian, “Rusya önümüzdeki dönem de ihracat konusunda pasif davranır ve şu ya da bu sebeple ilk aylarda buğday ihraç etmezse, fiyatları yükseltici bir etki yapması kaçınılmaz.” dedi. Bununla birlikte, Rusya’daki mahsulün elverişsiz hava şartlarında etkilenmesi gibi durumlar haricinde, kısıtlamaların ölçülü olacağını ve global tahıl piyasaları için çok önemli sonuçlar doğurmayacağını düşündüğünü kaydetti.

Haberler Kategorisindeki Yazılar