BLOG

“Türkiye un pazarının yüzde 18’den fazlasını karşılıyoruz”

02 Nisan 20198 dk okuma

Serdar Ayçiçek, Eksun Gıda: “Perakende un olarak toplam Türkiye pazarının %18,2’sine ve faaliyet gösterdiğimiz alana yıkın olan Marmara Bölgesi özelinde ise % 31,7’lik pazar payına sahip lider markayız. Markalı ürün satışı yapan zincir marketlerin hepsinde bulunduğumuz gibi Eksun gıda olarak birçok zincir marketin Private Label (özel markalı) unlarını üretiyoruz. Un ve un türevi içeren veya hamur yapımına yönelik yeni ürün çeşitleri üzerinde çalışmalarımız devam ediyor.

İstanbul’da 1986 yılında bir dış ticaret şirketi olarak kurulan Eksim Yatırım Holding, kısa bir süre içerisinde gerçekleştirdiği un, buğday, arpa, yulaf, soya fasulyesi, ayçiçeği ve mısır ticareti faaliyetleriyle sektöründeki en büyük oyuncular arasına girmeyi başardı. Yurt içi ve yurt dışında birçok gıda üretim (un, soya yağı, kepek ve yem) ve depolama tesisi yatırımları yapan Eksim Yatırım Holding, özellikle un sanayisinde ilk hammadde üreticisinden son tüketiciye ulaşan üretim ve tedarik zincirini kendi bünyesinde gerçekleştirebilen bir şirketler grubu haline geldi.

Firmanın çalışmaları hakkında Değirmenci’nin sorularını cevaplayan şirketin Üretim ve Kalite Direktörü Serdar Ayçiçek, Türkiye’de un denince akla gelen ilk gruplar arasında yer alan Eksim Yatırım Holding’in çatısı altında Eksun Gıda, Altınapa Değirmencilik ve Sinangil gibi sektöre yön veren markaların yer aldığını belirtti.

Eksun Gıda, Altınapa Değirmencilik ve Sinangil Üretim ve Kalite Direktörü Serdar Ayçiçek’in sorularımıza verdiği cevaplar şöyle:

Serdar bey bize Eksun Gıda ve diğer markalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz? 1995 yılında Muratlı Tekirdağ’da kurulmuş olan Eksun Gıda, aylık 21.750 ton buğday kırma kapasitesi, organize dağıtım ağı ve 40.000 ton buğday depolama kapasitesiyle bölgesindeki en büyük ve modern un üretim tesisleri arasında bulunmaktadır. Ekmek unu üretimindeki yüksek pazar payının yanı sıra, Eksun Gıda perakende de tahıl unu, tam buğday unu ve esmer ekmek unu üretiminde yurt içi pazarında önemli bir paya sahiptir. Bünyesinde barındırdığı çok sayıdaki gıda ve ziraat mühendisiyle Eksun Gıda, ürün kalitesinde yakaladığı standart ve satış sonrasında sağladığı uzman desteği sayesinde yüksek müşteri memnuniyetine ulaşarak, bu başarısını devam ettirmek için en üst seviyedeki sağlık ve güvenlik şartları altında üretimine devam etmektedir.

Türkiye’nin lezzet markası olarak 1963’ten bu yana gıda sektöründe hizmet veren Sinangil de, 2004 yılından bugüne Eksun Gıda Tarım ve Ticaret A.Ş. bünyesinde yer almaktadır. Sinangil, 1970 yılında Türkiye’nin ilk paket ununu piyasaya süren marka unvanını gururla taşımaktadır.

Altınapa Değirmencilik ise Alpa Unları markasıyla Türkiye’nin “ilk lüks un üreten fabrikası” olarak 1950 yılında kuruldu. 2001 yılında Eksim Yatırım Holding bünyesine katılan Altınapa, aylık 19.500 ton buğday kırma, 35.000 ton buğday depolama kapasitesiyle, üretilen unları 4.000 tonluk un silolarında depolayarak ürün taleplerine modern ve hızlı bir şekilde cevap vermektedir. İleri üretim teknolojisi, üretimde kullanılan özel buğdaylar ve satış sonrası süreçlerde verilen sürekli destek; kalite standardına ve marka gücüne temel oluşturmaktadır. Fabrikalarımızda üretilen tüm ürünlerimiz kalite belgelerinin yanı sıra TSE ve GİMDES helal belgelerine sahiptir.

Üretim tesislerinizde nasıl bir teknoloji kullanıyorsunuz? Konya’daki fabrikamızın tamamı, İsviçre-Alman yapımı Bühler marka makine parkurundan oluşuyor. Tekirdağ-Muratlı’daki fabrikamızın da 2000 yılında kurduğumuz hattı Bühler marka, 2015 yılında yenilediğimiz diğer hattı da kendini geliştirmiş yerli sermayeli Yükseliş marka makine parkından oluşuyor. 2000 yılında Tekirdağ’da kurduğumuz hat, Türkiye’nin full otomasyon çalışan ilk un fabrikalarından biridir. 2015 yılında yenilediğimiz hattımızda da son teknoloji ile üretim yapmaktayız.

Türkiye’de ilk paket ununu piyasaya süren Sinangil markası da sizin bünyenizde bulunuyor. Sinangil’in yaptığı AR-GE çalışmaları, inovasyon, ürün çeşitliliği, kalitesi ve pazar penetrasyonu hakkında bize bilgi verebilir misiniz? Sinangil unları 1963’de üretime başlamış ve 1970’de Türkiye’nin ilk paket ununu üretmesinden bu güne ürün kalitesini ön planda tutarak ve gıda güvenliğine önem vererek, nesilden nesile markaya güveni korumuştur. 2006 yılında yapılan markalar araştırmasında kendi sektöründe en çok bilinen marka olarak seçilmiştir.

Perakendeye yönelik her nihai ürüne hizmet eden “çok amaçlı” un kategorisinden, baklavalık un, böreklik un ve kek unları kategorisini geliştirerek, ürüne göre daha iyi hamur özellikleri taşıyan ürün çeşitliliği ile farklılık ortaya koymuştur.

Sinangil, sektöründe öncü bir firma olarak, Avrupa’nın ve dünyanın gıda eğilimlerini Türkiye’ye taşımaktadır. Çeşitli ekmek miksleri evde geleneksel metot veya ekmek makinesi ile çeşitli ekmek yapımına meraklı tüketicilerimize tam buğday unu, çavdar ekmek unu, köy ekmek unu, tahıl ekmek unu ve kepek ekmek unlarının yanında kepekli kek ve kurabiye yapmak isteyenlere de kepekli un üretimi gerçekleştirmiştir.

İrmik, pirinç unu, pirinç nişastası, buğday nişastası, mısır unu, mısır nişastası, buğday kepeği ve ruşeym gibi geleneksel ürünlerin satışını gerçekleştirmekteyiz. Bunların yanı sıra pastacılık ürünleri ve pişirme yardımcıları satışı da yapılmaktadır.

Kısa sürede ve kolay hazırlanabilen tatlı serisinde profiterol ve tartolet ürünlerimiz bulunmaktadır. Metabolitik intöleransı olan bireylerin özel beslenmelerine yönelik glutensiz un, glutensiz plus, Karabuğdaylı glütensiz un ve düşük proteinli nişastalı karışımlarımız üretimlerinin özenle takip edildiği fonksiyonel ürün gruplarımızdır.

Un ve un türevi içeren veya hamur yapımına yönelik yeni ürün çeşitleri üzerinde çalışmalarımız devam etmekte olup hazır mutfak karışımları ile ürün çeşitliliğine gideceğimizin müjdesini de verebiliriz. Perakende un olarak toplam Türkiye pazarının %18,2’sine ve pazarımıza yakın Marmara Bölgesi özelinde ise % 31,7’lik pazar payına sahip lider markayız. Markalı ürün satışı yapan zincir marketlerin hepsinde bulunduğumuz gibi Eksun gıda olarak ta birçok zincir marketin P/L (Private Label - özel markalı) unlarını üretmekteyiz.

Sinangil Un şu an sektörde nerede? Nasıl bir gelecek öngörüyor? Perakende olarak belirttiğimiz gibi iyi bir pazar payına sahip olarak bunu daha da geliştirmek, yeni ürünlerle markamızın alanını genişletmek öncelikli hedeflerimiz olduğu gibi, endüstriyel olarak ta çok geniş olan un pazarında daha büyük bir pazar payını hedeflemekteyiz.

Endüstriyel un üretimi olarak da Tekirdağ’da bulunan Eksun ve Konya da bulunan Altınapa(ALPA) fabrikalarımızda; Baklavalık, Böreklik, Yufkalık, Lavaşlık, her çeşit unlu mamül üretimine uygun çeşitlik unlarımız, ekmeklik unlarımız, Tost- Hamburger üretimine özel üretim unlarımız bulunmaktadır. Özellikle Ramazan Ayında geleneksel Ramazan Pidesi yapımına uygun Atbazar markalı unumuz, oldukça teveccüh görmektedir.

Bulunduğunuz sektörün bugünü ve geleceği hakkındaki fikirlerinizi öğrenebilir miyiz? Sektörün bugününe baktığımızda devlet müdahalelerinin bol olduğu görülmektedir. Dünya un ihracatında, son yıllarda üst üste dünya birincisi olan ülkemiz un sektörünün, devlet tarafından desteklenmeye devam edilmesinin, ülkemiz menfaatine olacağını düşünmekteyiz. Sektörün geleceğine baktığımızda ise, küçük işletmelerin, yerlerini daha büyük ve finansal sorunu yaşamayan şirketlere bırakacağını ve sektördeki un fabrikası sayının daha da azalacağını öngörmekteyiz. Günden güne un fabrika sayısının azaldığı fakat un üretiminin düşmediği görülmektedir.

Türkiye dünya un ihracatında açık ara lider. Sizde sektör ihracatında ilk sıralarda yer alan bir firmasınız. Türkiye’yi ihracatta ön plana çıkaran nedir? Ülkemizde üretilen ihracat unlarının büyük çoğunluğunun, Afrika kıtasına, çeşitli ekmek ürünleri yapılmak üzere ihraç edildiğini söyleyebiliriz. Bu sebeple fabrikalarımızın diyagramı ve kullandığımız buğday çeşitleri de bu amaca göre biçimlenmiş durumda. Bu da hedef pazarımızın isteklerini karşılıyor. Aynı zamanda unumuzun fiyatı da rakip ülkelere nazaran bir miktar daha ucuz. Bunda Devletimizin desteğini de yabana atmamamız gerekiyor.

Firma olarak sizi rakiplerinizden ayıran özellikleriniz nelerdir? Üretim kapasitenizi ve ihracat rakamlarınızı bizimle paylaşır mısınız? Kısaca “İnsan kaynağımız ve kaliteye gösterdiğimiz özen” diyebiliriz. Buğdayın alım kararından tasnif edilmesine, her nihai ürüne göre üretilecek un için kalite planlarının oluşturulması, gıda güvenliğinin bütün hususlarının önde tutulduğu bir imalat sürecinin gerçekleştirilmesi ve satış sonrası mühendis ekiplerimizin teknik desteklerle müşterilerimize 7/24 vermiş olduğumuz teknik desteğimizin, farklılığımızı ortaya koyduğunu düşünüyoruz.

İhracat yaptığımız her bir destinasyonla ilgili, gıda mühendislerinden oluşan teknik ekiplerimiz ziyaretlerde bulunarak nihai ürünler ve imalathaneler hakkında bilgiler topluyor ve o destinasyonlarda ki rakipleri analiz ediliyorlar. Her bir destinasyonun kalite haritası çıkartılarak kalite planları yapılıp ve ürünlerin üretimi bu doğrultuda gerçekleştiriliyor. Herhangi bir problem de bu teknik ekibimiz müşterilerimize yardımcı olup problemi hızla çözebilmektedir.

Devletimiz un ihracatını teşvik sistemleriyle desteklemesi ülkemizin üst üste un ihracat şampiyonu olmasının önünü açmıştır. Bizde firma olarak bu desteklerle önemli ihracat rakamlarına ulaşmış bulunmaktayız. Yıllık olarak 100 bin ton un ve 35 milyon dolara ulaşan cirosuyla ihracat yapan firmalar arasında önemli bir yerde bulunmaktayız.

Değişen iklim şartları sizin üretim yaptığınız sektörü de olumsuz etkileyecektir. Bu konuda neler yapıyorsunuz? Şuan için iklim şartlarından dolayı rekolte kayıplarıyla karşılaşılmadı. Firma olarak alınabilecek en önemli aksiyon, ithal buğday kullanımının artmasıyla tolere edilebilecektir. Bu durumun önüne geçilebilmesi için toprak reformlarının gerçekleştirilmesi, yurtiçi üretimi arttıracak tarımsal teşviklerin arttırılması, buğday sübvansiyonları, ekim alanlarının arttırılması, uygun dayanıklı tohumların kullanımıyla önüne geçilebilecek topyekûn bir mücadele gerektirmektedir.

Hamur yapım metotları da iklim şartlarıyla önemli değişiklikler göstermektedir. Bu konu da Uzman bir kalite destek ekibimiz var ve müşterilerimizin yaşadığı en ufak problemi bile, yerinde teşhis ederek, en kısa sürede çözüme ulaştırmaya çalışmaktadırlar.

Spekülatif kur hareketinden sonra sektörde bazı sıkıntılar yaşandı. Siz firma olarak bundan nasıl etkilendiniz? Ve ne gibi önlemler aldınız? 20 yılı aşkın süredir ihracat yapan bir firmayız. Dolayısıyla ithal eşdeğer buğdayın tedariki konusunda derin bir tecrübeye sahibiz. Dönem dönem ürün kalitemizi yurtiçi buğday ve TMO’nun getirdiği yurt dışı buğday kalite parametreleriyle paçallayarak dengelemekteyiz. Her yıl harman döneminde farklı kalite parametreleri karşımıza çıkmaktadır. 2018 buğday harmanının gerçekleşeceği son 1 aya kadar çok iyi bir rekolte ve kalite parametresi beklentimiz bulunmaktaydı. Lakin buğdayların biçilmeye başladığı dönemde meydana gelen iklim koşulları nedeniyle buğdaylar fazlasıyla yağmur yiyerek enzim aktivitesinin yükselmesine sebep olmuştur. Bu da buğdaylarda çimlenmeye ve düşük kalite yapısının ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Buğday kalitesinde yaşadığımız bu olumsuz gelişmeler kalite parametreleri gerektiren nitelikli un kategorisinde ithal buğday kullanarak üretilmesi mecburiyetini ortaya çıkartmıştır. Bu ihtiyaç TMO’nun getirmiş olduğu ithal buğdaylarla beraber kullanılarak giderilmektedir. Kalite olarak bu zorluklarla mücadele edilirken kur seviyesinin ani yükselişi de maliyetlerde ki ciddi artışlara neden olmasıyla un fiyatlarında ardı ardına gelen fiyat artışlarına mecbur bırakmıştır. Birçok rakibimiz bu nokta da satış miktarlarını azaltarak pazardan çekilmiştir. Firmamız ise müşterilerimizin ihtiyacı olan kalite seviyesini de koruyarak satışlarına devam etti.

İç piyasada ki buğdayın yetersizliği devletimiz tarafından un ihracatına yönelik, önemli kısıtlamalar getirilmesine sebep oldu. Bununla beraber, TMO, iç piyasanın buğday ihtiyacını karşılayabilmek için ithal buğday getirip, sanayiciye alış maliyetinin altında satması sonucunu doğurmuştur.

Ham maddenizi nereden karşılıyorsunuz? İç piyasa için ağırlıklı olarak yerli buğdaylarımız ve TMO’nun getirmiş olduğu ithal buğdaylar paçallanarak kullanılmaktadır. TMO ağırlıklı olarak gerek kalite, gerek fiyat uygunluğu ve navlun avantajlarından dolayı Rusya havzasından nispeten de Avrupa’dan buğday getirmektedir. İhraç ettiğimiz unlar içinde aynı şekilde bahsettiğimiz ithal buğdaylar kullanılmaktadır. Bu yıl için TMO yaklaşık 1.000.000 ton dan fazla ithal buğday getirecektir.

Son dönemin popüler ürünleri arasında yer alan glütensiz un ile ilgili ne gibi çalışmalarınız var? Fonksiyonel olarak Çölyak diyeti yapanlar için Glutensiz un, Glutensiz Plus, Karabuğdaylı un olarak 3 çeşit ürünümüz Fenilketonüri diyeti yapanlar içinse düşük proteinli nişastalı karışım ürünümüz bulunmaktadır.

Fonksiyonel ürünlerin üretimi büyük bir titizlikle gerçekleştirilmektedir. Üretim tesisi un üretimden tamamen ayrı tecrit edilmiş bir alanda üretilmektedir. Kullanılan hammaddeler glütensiz analizleri ve nihai ürün analizleri yapılarak onaylı tedarikçileri seçilmekte, alınan hammaddeler, yardımcı malzemeler, ambalaj malzemeleri ayrı bir alanda depolanmaktadır. Personel glütensiz ürün üretimi üzerinde gerekli eğitimlerle donanmıştır. Glutensiz un üretilirken imalat aşamasında ve paketlenmiş son ürün analizleri bağımsız akredite laboratuvarlarda glüten analizi her parti için mutlaka yaptırılarak takip edilmektedir. Analiz sonuçları gelmeden hiçbir şekilde sevk edilmemektedir.

2007 yılında ilk glütensiz un ürettiğimizde Türkiye pazarında sadece ithal ürünler satılmaktaydı. Satış fiyatları da oldukça yüksekti. Sosyal sorumluluk çerçevesinde bu ürüne ihtiyacı olan tüketicilerimize kar amacı gütmeden uygun fiyatlarla satışa arz ettik. Bu anlayışımızla halen ürünlerimizi tüketicilerimizle buluşturmaktayız.

Röportaj Kategorisindeki Yazılar
10 Eylül 201811 dk okuma

UNESCO, Türk akademisyenin önderliğinde İpek Yolu gıda işleme teknolojilerini keşfediyor

Dünyadan pek çok araştırmacının bir araya geldiği UNESCO İnteraktif İpek Yolları Atlası GPG Bilim K...

09 Şubat 201611 dk okuma

ALEXANDRA DE ATHAYDE: “Karma yem üretimi yılda 1 milyar dolara yaklaşıyor”

“Dünya karma yem üretimi yılda 1 milyar dolar seviyesine hızla yaklaşıyor. Küresel ticari yem üreti...