Uluslararası Tahıl Konseyi (IGC) Direktörü Arnaud Petit, Değirmenci’ye küresel tahıl piyasalarını etkileyen jeopolitik gelişmeleri ve tahıl ticaretinde değişen stratejileri değerlendirdi. Karadeniz tahılının, dünya gıda güvencesi açısından önemine dikkat çeken Petit, “Avustralya’da kuraklığa bağlı olarak daha düşük bir buğday hasadı bekliyoruz. Bu yüzden Asya ve Orta Doğu’daki birçok ülke, büyük ihtimalle Karadeniz bölgesi ve Avrupa’da alternatifler bulmak zorunda kalacak. Eğer buğday fiyatı çok dalgalı olursa, bu ülkeler tedariklerini güvence altına almak için un piyasasını bir fırsat olarak değerlendirebilir. Avrupa’daki buğday kalitesinin ortalamanın altında olduğu düşünüldüğünde, Türk değirmencilik sektörü un ihracatını artırma fırsatına sahip.” dedi.
Küresel tahıl piyasalarının sürekli değişen ortamında, sektöre rehberlik eden ve bilgi veren bir kuruluş ön planda yer alıyor: Uluslararası Tahıl Konseyi (IGC). Dünya, tedarik zincirindeki aksaklıklardan jeopolitik gerilimlere ve çevresel kaygılara kadar bir dizi zorlukla boğuşurken, bu kritik kurumun başında bulunan IGC Direktörü Arnaud Petit, çalkantılı zamanlarda konseyi başarıyla yönetiyor.
Değirmenci dergisine özel bir röportaj veren Arnaud Petit, küresel tahıl piyasalarının mevcut durumu hakkında kapsamlı bir bakış sunarak arz ve talep dinamiklerinin hassas dengesi hakkında görüşlerini paylaştı. Petit, tahıl piyasasında artan volatilitenin arkasındaki başlıca etkenleri inceleyerek hava şartlarının, tedarik zinciri aksaklıklarının, döviz kuru dalgalanmalarının ve değişen tüketici tercihlerinin rolüne vurgu yaptı.
Petit’e, Moskova’nın Karadeniz tahıl koridoru anlaşmasından çekilmesini ve Rusya’nın Ukrayna tahıl ihracat altyapısına yönelik artan askeri eylemlerini de sorduk. Petit, bu jeopolitik gelişmelerin küresel tahıl ticaretini ve fiyatlarını nasıl etkileyeceğine ve bu gelişmelerin dünya tahıl ticareti için ne gibi sonuçlar doğurabileceğine dair görüşlerini Değirmenci okurlarıyla paylaştı.
Küresel bir sorun olan gıda güvencesi de bu özel röportajın merkezinde yer alıyor. Petit, tahıl endüstrisinin dünya çapında gıda güvencesinin geliştirilmesindeki rolünü ve IGC’nin aktif olarak yer aldığı, daha esnek ve istikrarlı bir gıda tedarik zincirine katkıda bulunan girişimlerini anlattı.
İşte Uluslararası Tahıl Konseyi (IGC) Direktörü Arnaud Petit’nin sorularımıza verdiği cevaplar:
KÜRESEL TAHIL GÖRÜNÜMÜ İYİLEŞTİKÇE FİYAT BASKISI AZALIYOR
Sayın Petit, küresel tahıl piyasasının mevcut durumu hakkında genel bir bilgi verebilir ve küresel tahıl arz ve talep dinamiklerine ilişkin görüşlerinizi paylaşabilir misiniz?
Yeni piyasa görünümleri küresel tahıl ve soya fasulyesi arzında artış yaşanacağını gösteriyor. Bu tahminler piyasaya biraz rahatlama getirecektir. Birkaç gerilemeyle birlikte fiyat baskısı da azalıyor. Tahıl ve yağlı tohum fiyatları için GOI endeksi şu anda 270 civarında dengelenmiş durumda. Bu Ocak 2021’den bu yana görülmemiş bir seviye.
Bununla birlikte, Karadeniz’de lojistik konusundaki belirsizlikler, potansiyel kaliteli buğday eksikliği ve pirinç piyasasındaki ticaret kısıtlaması piyasayı gölgeliyor.
Uluslararası Tahıl Konseyi (IGC) kısa süre önce dünya tahıl tüketim tahminlerinde değişiklikler yaptı. Bu değişikliklerin arkasındaki faktörleri ve bunun tahıl piyasası için önemini açıklayabilir misiniz?
Artan arzla birlikte, tahıl ve yağlı tohum tüketiminde bir toparlanma gözleniyor. Buğdayda, gıda ve yem amaçlı kullanımın artması ile endüstriyel tüketimdeki toparlanma, dünya tüketiminin 803 milyon ton (mt) ile bir önceki yıla göre %1 oranında artmasını sağlayacaktır. Özellikle Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya’nın bazı bölgelerinde mısırla güçlü bir rekabet öngörülmesine rağmen, yem amaçlı küresel buğday tüketiminin yıllık %2 artışla 153 milyon tona yükseleceği tahmin ediliyor. Özellikle Asya ve Sahra altı Afrika’da devam eden nüfus artışı, gıda amaçlı küresel buğday talebinde öngörülen %1’lik artışa katkıda bulunarak 556 milyon tona ulaşacak. 25 milyon ton olarak tahmin edilen endüstriyel kullanım, ilk buğday bazlı etanol tesisinin 2024’te devreye alınması planlanan Brezilya için daha yüksek bir projeksiyon içerdiğinden, bir önceki aya kıyasla hafif bir artış gösteriyor.
Mısıra gelince: Büyük ölçüde bol ve rekabetçi fiyatlı mevcutları yansıtan küresel tüketimin 1 milyar 208 milyon tona (+%3) yükseleceği tahmin ediliyor. Genişlemenin büyük kısmı artan yem talebinden kaynaklanırken, gıda ve endüstriyel kullanımda da artışlar bekleniyor. Yem amaçlı tüketimin 722 milyon ton (+%3) ile çoğunlukla AB’de, Asya’da ve Meksika dahil olmak üzere Amerika’da artış göstereceği tahmin ediliyor.
Brezilya’nın büyüyen etanol sektörü ve ABD’deki artışlar sebebiyle endüstriyel kullanımın yıllık %1 artışla 308 milyon ton olacağı tahmin ediliyor. İkincisinde, etanol (yakıt ve yakıt dışı), glikoz ve dekstroz için artışların yüksek fruktozlu mısır şurubu için beklenen düşüşü telafi etmesiyle kullanımın 164,2 milyon ton (+%2) olması bekleniyor.
TAHIL PİYASALARINDA DALGALANMAYI KÖRÜKLEYEN FAKTÖRLER
Tahıl piyasasında çeşitli faktörlere bağlı olarak artan bir dalgalanma yaşanıyor. Bu dalgalanmanın arkasındaki başlıca etkenleri ve bunların tahıl piyasası üzerindeki uzun dönemdeki potansiyel etkilerini biraz açabilir misiniz?
Volatiliteyi tetikleyen birkaç faktörden söz edilebilir. Bunlardan ilki, tarlada kaliteyi etkileyen ve El Nino fenomeninin geri dönüşüyle güney yarımküredeki üretimle ilgili bazı belirsizlikleri beraberinde getiren hava koşulları. İkincisi ise Karadeniz bölgesindeki tedarik zincirinin bozulmasıdır. Karadeniz Tahıl Girişimi’nin çöküşünden bu yana nakliye maliyetleri önemli ölçüde arttı ve üreticinin eline geçen kâr marjını daralttı. Ukrayna’dan buğday ticareti akışı, kolza tohumu gibi daha karlı ürünlerin lehine yavaşlıyor. Volatilitenin üçüncü nedeni ise döviz kurlarındaki hızlı hareket. En kötü dönemde, Afrika ülkelerindeki buğday fiyatı döviz kuru nedeniyle iki katına çıktı. Son olarak, pirinç piyasasında bir ton değişikliği fark ettik. Ana pirinç ihracatçısı tarafından uygulanan son yasak ve ihracat vergileri pirinç fiyatlarını (tüm kategoriler için) artırdı. Şu anda alıcılar alternatif menşeler arıyor ancak fiyat artışı devam ederse ASEAN bölgesindeki bazı tüketiciler alışkanlıklarını değiştirip buğday ürünlerine kayabilir.
Karadeniz tahıl koridoru anlaşmasının çökmesi ve Rusya›nın artan askeri eylemleri tahıl piyasalarını önemli ölçüde etkiledi. Bu jeopolitik olaylar yakın gelecekte küresel tahıl ticaretini ve fiyatlarını nasıl etkiler? Dünya buğday ticareti için potansiyel sonuçları ne olabilir?
Küresel tahıl ticaretinin, (geçtiğimiz yıla göre yüzde 6’lık bir düşüşle) 195,9 milyon ton ile geçen yıl ulaştığı zirveden aşağı inmesi bekleniyor. Düşüşler, durum buğdayı ticaretindeki olumlu beklentilere bağlı olarak Kuzey Afrika ve AB için artan ithalat tahminleriyle kısmen dengeleniyor. İtalya’nın sezon başındaki yoğun alımlarını yansıtan AB için tahminler 0,3 milyon ton artırılarak 5,8 milyon tona yükseltilirken, bu rakam Ukrayna’dan yapılacak alımların azalacağı beklentisiyle geçen yılki hacmin yarısından daha az.
Ukrayna’nın sezonun ilk iki buçuk ayındaki sevkiyatları 2,5 milyon ton ile IGC’nin tüm yıl için öngördüğü 12 milyon tona ulaşma yolunda ilerliyor. AB limanları üzerinden sevkiyatı artırma çabaları sürerken, yoğun saldırıların Tuna Nehri limanlarındaki ihracat kapasitesini sınırladı ve bazı alıcıların cesaretini kırdı.
Buğdaydaki karlılığın düşük olması sebebiyle Ukraynalı çiftçiler yağlı tohumlar gibi ürünlere yönelmek zorunda kalıyor. Ukrayna geçen sezona kıyasla yaklaşık 5 milyon ton daha az buğday ihraç edecek. Bitkisel yağ piyasası, Ukrayna’daki yağlı tohumlar ve tahıl sektörü için daha fazla katma değer sağlıyor. Buğday ekim alanı %15’ten fazla azalırken, hacim olarak sadece %7’lik bir düşüş yaşandı. Ukrayna’da faal bir derin deniz limanı olmamasının yarattığı sıkıntı, kayıp üretimi telafi edecek yeni alanlar olmadan buğday üretiminin düzenli olarak düşüş göstermesi şeklinde kendini gösterecektir.
Buna karşılık, Rusya buğdayı için görünüm, daha büyük bir mahsul ve Eylül ortası itibariyle %72’lik artışla 11,6 milyon olarak tahmin edilen rekor sevkiyat hızı sebebiyle 48,5 milyonluk yeni bir ihracat rekoruna işaret ediyor.
UKRAYNA’NIN TAHIL DEPOLAMA VE TİCARET HAMLELERİ
Tahıl ihracatında yaşanan kesintiye karşılık; Ukrayna, Romanya, Moldova, ABD ve Avrupa Birliği, Ukrayna’nın tahıl ihracatını hızlandırmak için görüşmeler yapıyor. Bu görüşmelerden çıkan temel sonuçlar veya taahhütler neler ve bunlar Ukrayna’nın karşı karşıya olduğu sorunlara ne gibi çözümler getiriyor?
22/23 sezonunda, Ukrayna iyi bir buğday hasadı elde etti ancak stokta hala çok fazla tahıl bulunduğundan, tahıl kaybının çok fazla olması ve gıda krizlerinin şiddetlenmesi riski söz konusuydu. Bu ülkeler, Ukraynalı çiftçilerin büyük hacimli silo torbaları kullanmalarına imkan verecek bir plan üzerinde çalıştı. Şu anda 12-15 milyon tonluk depolama kapasitesinin bu şekilde olduğunu değerlendiriyoruz. İkinci öncelik ise piyasanın işlemeye devam etmesini ve dolayısıyla tahılların dolaşıma girmesini sağlamaktı. Ukrayna’dan Avrupa’ya ‘Dayanışma Şeridi’nin ve Karadeniz Tahıl Girişimi olarak adlandırılan koridorun kurulmasının ana sebebi de buydu. Her iki koridor da tahıl operatörlerinin bu tahıllara erişebilmesi için yeterli netlik sağladı. Dayanışma şeridi, AB tüccarlarına 32 milyon ton buğday ihraç etmeleri için daha fazla manevra alanı sağladı ve Ukraynalı tüccarlar 40’tan fazla ülkeye 32 milyon tondan fazla tahıl ihraç etti. Bunun nihai sonucu ise buğday fiyatlarının 3 ay içinde %40 oranında düşmesi oldu.
Ancak bu iki büyük “tahıl otoyolu”, iç lojistiği iyileştirmedi ve nakliye maliyetini artırdı. Sonuç olarak Ukraynalı çiftçiler, daha kârlı olan ve kısa sürede iş kararları alınmasını sağlayan yağlı tohuma yöneldi. AB›deki tahıl akışı, üye ülkeler arasında hızlı bir tahıl dolaşımı söz konusu olduğunda tek pazarın zayıflığını da göstermiş oldu. Bu kesinlikle üstesinden gelinmesi gereken bir problem.
KARADENİZ’İN KÜRESEL GIDA TEDARİĞİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Dünya liderleri ve birçok uluslararası kuruluş Rusya’ya Karadeniz tahıl anlaşmasına yeniden katılma çağrısında bulundu. Bu anlaşmanın küresel gıda güvenliği açısından önemini ve gelişmekte olan ülkelere tahıl ulaştırılmasında oynadığı role değineblir misiniz?
Karadeniz bölgesi, dünyaya ihraç edilen tahılların yaklaşık %33’ünü karşılıyor ve buğdayda en rekabetçi bölge. Avustralya’da tahıl üretiminde bir sorun yaşanması halinde (el Nino felaketi) Karadeniz bölgesi ASEAN ülkeleri için muhtemel tedarik bölgesi olacak gibi görünüyor. Tahıl piyasasının çok değişken olduğu durumlarda, Karadeniz bölgesi Orta Doğu ve Sahra Altı ülkeleri için işlenmemiş ürünlerin yanı sıra yarı işlenmiş ürünler (makarna - un) de tedarik edebiliyor.
IGC üyeleri, Karadeniz bölgesinin küresel pazara bağlanmasının önemi hakkında temaslarda bulundu. Söz konusu koridor üzerinden Ukrayna’dan 33 milyon tonluk ürünün ihraç edildiği ve Rus tahıl tüccarlarının da yeni bir rekor kırarak 42 milyon tondan fazla buğday sevk ettikleri dikkate alınırsa, Karadeniz tahıl anlaşmasının daha fazla gıda güvencesi sağlamış olduğu görülür. 23/24 sezonu için IGC’nin tahmini, hem Rusya hem de Ukrayna tarafından yaklaşık 60 milyon ton buğday ihraç edileceği yönünde. Bu hacme, her iki ülkenin de derin deniz limanı altyapısını kullanabilmesi durumunda ulaşılabilecek.
Hava şartları da buğday kalitesi ve protein içeriği ile ilgili endişeler sebebiyle tahıl piyasalarının şekillenmesinde önemli bir rol oynuyor. Hava durumuyla ilgili sorunlar buğday arz ve talebini nasıl etkiliyor?
Avustralya’da kuraklığa (El Nino) bağlı olarak daha düşük bir buğday hasadı bekliyoruz. Bu yüzden Asya ve Orta Doğu’daki birçok ülke, büyük ihtimalle Karadeniz bölgesi ve Avrupa’da alternatifler bulmak zorunda kalacak. Eğer buğday fiyatı çok dalgalı olursa, bu ülkeler tedariklerini güvence altına almak için un piyasasını bir fırsat olarak değerlendirebilir. Avrupa’daki buğday kalitesinin ortalamanın altında olduğu düşünüldüğünde, Türk değirmencilik sektörü ihracatını artırma fırsatına sahip.
IGC, SÜRDÜRÜLEBİLİR TAHIL TİCARETİNE ÖNCÜLÜK EDİYOR
Sürdürülebilirlik ve çevre ile ilgili kaygılar tarım ve tahıl sektörlerinde giderek daha önemli hale geliyor. Tahıl endüstrisi sürdürülebilirlik konusunu nasıl ele alıyor ve IGC, sürdürülebilir uygulamaların yaygınlaştırılmasında nasıl bir rol oynuyor?
Uluslararası Tahıl Konseyi sürdürülebilirlik ve çevre ile ilgili endişelere piyasa perspektifinden yaklaşıyor. Örneğin karbon ayak izi girişimiyle Arjantin ve sürdürülebilir soya fasulyesi protokolüyle USSEC gibi bu endişelere cevap vermek için çeşitli sektörel girişimler olduğunu vurgulamakta haklısınız. Şimdi asıl konu, tüccarların bu farklı protokoller arasında en verimli şekilde nasıl hareket edebilecekleri. Uluslararası Tahıl Konseyi, 2023 yılının 2. döneminde sürdürülebilirlikle ilgili protokoller hakkında emtiaya özel 3 webinar düzenleyecek. 14 Aralık 2023 tarihinde gerçekleştirilecek olan bu seminerler, buğday da dahil olmak üzere her bir sektördeki girişimlerin son durumunu ortaya koymak ve ithalatçıların bakış açısını incelemek amaçlarına hizmet edecek.
Gıda güvenliği, özellikle tahıl ithalatına yüksek oranda bağımlı bölgelerde küresel bir endişe kaynağı. Tahıl endüstrisi dünya çapında gıda güvenliğinin iyileştirilmesine nasıl katkıda bulunabilir ve IGC bu konuda hangi girişimlerde bulunuyor?
IGC, Japonya delegasyonu ile birlikte IGC 2023 Konferansı’nda, gıda krizleri durumunda atılacak adımları görüşmek üzere üretici ve ithalatçı ülkeler arasında bir diyalog gerçekleştirdi. Delegasyonun büyük bir çoğunluğu piyasa şeffaflığı ve tahıl ticaretinin kolaylaştırılması talebinde bulundu. Şeffaf piyasa her zaman değer zincirinin zayıf noktalarının, yani ithalatçı ülkelerin lehine işler. Ticaret akışını kolaylaştırmak, tahıl ithalatına büyük ölçüde bağımlı olan ülkeler için ticaret maliyetini azaltmanın en iyi yolu. Uluslararası kuruluşlar ve özel sektörün katkılarıyla çeşitli delegasyonlar tarafından onaylanan bir belge yakında yayınlanacak. Bu belgeye erişmek için X’te @IGCgrains adresinden bizi takip edebilirsiniz.
TAHIL TİCARETİNDE ‘TAM ZAMANINDA’ YAKLAŞIMINDAN ‘HER İHTİMALE KARŞI’ STRATEJİSİNE GEÇİŞ
Sorunlar ve fırsatlar ortamında yol almaya çalışan tahıl sektöründeki işletmelere ve profesyonellere hangi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?
Bu, tedarik zincirlerinin yeniden şekillendiği, tahıl sektörünün temel gıda olarak öncelikli politika olmaya devam ettiği ve baklagillerin tüketimi örneği üzerinden gıda talebini geliştirmek için yeni fırsatların ortaya çıktığı kendine özgü bir dönem. Tahıl ticaretinin ekonomik modeli “tam zamanında”dan “her ihtimale karşı”ya yavaş yavaş doğru değişmektedir. Yakın gelecekte, gıda güvenliğini ele almak üzere değer zinciri içerisinde sözleşmeye dayalı ilişkiler de dahil olmak üzere yeni bir iş ilişkisi biçimi göreceğimiz kanaatindeyim. Tahıl ticaretinde yer alanların küresel gıda güvenliğinde önemli bir rol oynamaya devam edebilmeleri için bizler bu gelişmeleri desteklemeye ve kamu politikalarını bilgilendirmeye devam etmek durumundayız.