Ocrim S.p.A., Ulusal Faal Çiftçiler Konfederasyonu’nun desteğiyle 27 Haziran 2016 tarihinde Toskana, Massa Marittima’da “Tahıllar: Yönetilmesi Gereken Bir Kaynak” başlıklı bir konferans düzenledi. Bir zirai biyoteknoloji uzmanı olan Dr. Simona Digiuni, konferansta yaptığı konuşmada, temel olarak bazı farklı etmenlerin sonucunda ortaya çıkan tahıl kontaminasyonunun yönetimine odaklandı. Biyoteknoloji uzmanı, kontaminasyonun tüm nedenlerini açık ve ayrıntılı bir şekilde anlattıktan sonra alınması gereken önlemleri açıkladı.
Üretimde tahıllara odaklamak isteyenler için de, tahılları sadece değerli veya beslenme için gerekli bir hammadde olarak görenler için de 27 Haziran 2016 önemli bir gündü. OCRIM S.p.A. tarafından, Ulusal Faal Çiftçiler Konfederasyonu’nun desteği ve önde gelen tarım ve zirai gıda ürünleri şirketi Bonifiche Ferraresi S.p.A.’nın işbirliği ile Toskana, Massa Marittima’da uzmanların bilgilerini ve becerilerini sunduğu “Tahıllar: Yönetilmesi Gereken Bir Kaynak” başlıklı konferans düzenlendi.
Konferansta uzmanlar, hem kaliteden hem de tahıl sektörüyle ilgili sorunlardan, sağlıklı ve düzgün işlenmiş bir ürün elde etmek için işlem öncesinde ve sonrasında alınacak önlemlerden bahsetti. Bitki araştırmalarında uluslararası deneyime sahip bir zirai biyoteknoloji uzmanı olan Dr. Simona Digiuni, konuşmasında, temel olarak bazı farklı etmenlerin sonucunda ortaya çıkan tahıl kontaminasyonunun yönetimine odaklanıldı. Biyoteknoloji uzmanı, kontaminasyonun tüm nedenlerini açık ve ayrıntılı bir şekilde anlattıktan sonra alınması gereken önlemleri açıkladı.
Tahılların işleme aşamasına en iyi durumda ulaşması için, ekim aşamasından itibaren takip edilmeleri gerektiğini söyleyen Dr. Digiuni, şunları aktardı: “Toprakta ağır metallerin yüksek miktarlarda olmaması önemli zira bunlar genellikle sulama için kullanılan sularda da bulunuyor. Son birkaç on yılda kentleşme, yağmur sularında da ağır metal kalıntılarında ciddi bir artışa neden oldu; bu da bitkilerin yetiştirildiği toprağın ve sonuçta ürünlerin kontamine olmasına yol açtı.”
ZARARLILARIN ENTEGRE YÖNETİMİ
Simona Digiuni, mikotoksinleri üreten mantar sorununa değindi ve mikotoksinlerin ısıyla ıslahını engelleyen termal stabilite nedeniyle bunların ne kadar tehlikeli olduğunu açıkladı ve ekledi: “Mikotoksinlerin varlığı, depolama aşamasında da kontamine mikro-ortamların oluşmasına neden olabilir ve bütün ürün serisinin kontamine olması riskini beraberinde getirir. Bitki koruyucu ürünler (hastalıklarla, böceklerle, mantar ve bakterilerle, ekine zarar veren otlarla, vb. mücadelede faydalı olan ürünler) ve gübreler, toprak ve/veya ekili alanlar için diğer kirletici etkenlerdir. Bunların kullanımı hayati önemde olarak görülür ancak yasalarda izin verilen miktarların aşılması son derece zararlı olabilir. Neyse ki son birkaç yılda, sadece kimyasalların kullanılması yerine, en uygun çözüm olarak görülen zararlıların entegre yönetimine odaklanma yönünde bir eğilim var. Ne var ki bu daha fazla sabır gerektiriyor çünkü daha fazla özen istiyor ve sonuçlar daha yavaş elde ediliyor.”
Simona Digiuni, bu nedenle toprakta ağır metallerin varlığı konusundaki düzenleme ve/veya yasaların getirdiği sınırlamaların ve ürünleri desteklemenin bir yolu olarak etki gösteren ancak toprak ve bitkiler açısından ve bunun sonucunda insan ve hayvan sağlığı açısından tehdit oluşturan maddelerin kullanımının takip edilmesinin önemli olduğunu söylüyor. Nitekim birçok kalp-damar hastalığının, hormon bozukluğunun ve bağışıklık sistemi hastalığının, bitkilerde aşırı madde kullanılması veya gıdada ve suda ağır metallerin bulunması sonucu sağlıksız beslenmeden kaynaklandığı bilimsel olarak gözlemlenmiştir. Dahası, biyoteknoloji uzmanı, ürünlerin saklandığı ortamlarda nemin ve ürünün kendisinin kontrolünden, halihazırda kontamine olmuş ürün kısımlarının belirlenmesi ve giderilmesinden başlayarak temizleme ve dekortikasyon aşamasına kadar tam ürün takibini alınmasının kesinlikle gerekli olduğunu belirtiyor.
TAHILLARDA KONTAMİNASYON İÇİN ÇÖZÜM ÖNERİ
Simona Digiuni’nin konuşmasının ardından, OCRIM teknoloji ofisi direktörü Marco Galli sözü aldı. OCRIM uzmanı da, konuşmasında ve tartışmada tahıllarda kontaminasyon konusuna odaklandı ve uzmanlık alanı göz önünde tutulduğunda, daha önce sunulan bilimsel çerçeveyi tamamlamak için çözüm önerilerinde bulunmak amacıyla teknik yanıtlar verdi.
Marco Galli, söze başlarken, “Tüm tahıl işleme aşamaları, sonraki işleme aşamasından öncede etkili ve verimli bir temizlik prensibine göre yapılmalıdır. Bu, depolama ve farklı özel işlemler için de geçerlidir.” dedi. OCRIM uzmanı, pragmatik bir konuşma yaparak, hangi stratejilerin benimsenmesi gerektiğini ve sağlıklı ürünler elde etmek için hangi işlem ve makinelerin kullanılması gerektiğini açıkladı. Galli’ye göre ilk olarak, doğru bir seçim yapmak ve daha da önemlisi, ön temizlik ve temizlik hattı için özel olarak tasarlanmış makineler kullanarak, büyüklük ve ağırlık farklarına göre fiziksel kirleticileri ayırmak gerekir.
Marco Galli, “Seçim aşamasında, önceden belirlenmiş özel parametrelere uygun olması anlamında sınıflandırma temel bir role sahiptir.” dedi. Bu şekilde, tohumların, kirleticilerden olabildiğince “ayrıştırılması” gerekliliğine ilave olarak, başlangıçta belirlenen özelliklere uygun olmasını da sağlarız: ağırlık, büyüklük ve şekil, uzunluk ve/veya çap, yoğunluk. Uzman daha sonra, bu tür operasyonlar için gerekli makineleri sıraladı ve bunların kullanımını ve işlevlerini açıkladı.
YENİ TRENDLER
Daha sonra diğer önemli konferanslarda ve farklı dinleyiciler ve konuşmacılarla değerlendirdiği “yeni trendler” temasına değinen Galli, ayrıca, sağlıklı ürünler elde etmenin, bugün giderek daha farkındalık sahibi ve talepkar hale gelen tüketicilerin davranışına da bağlı olduğunu söyledi. OCRIM uzmanı, “Yeni trendlerde kilit unsurlardan birisi, tahıllarda kimyasal ve biyolojik kirleticilere karşı mücadeledir. Zira üretim zinciri boyunca standartlar giderek katılaşıyor ve tüketiciler giderek bu hususlara daha fazla dikkat ediyor.” dedi. Galli, aynı zamanda, teknoloji çok yol kat etmiş olsa bile, kirletici sorununu tamamen ortadan kaldırmanın imkansız olduğunu vurguladı. Ancak, mümkün ve hatta gerekli olan şey, tüm ürün zincirindeki olumsuz etkileri en aza indirmek için yeterli ve doğru bir üretim ve/veya takip sürecidir. Bu açıdan, Galli, işleme sırasında tahıl “ayrıştırma” aşamalarını içeren bazı yenilikçi makineleri gösterdi ve açıkladı.
“TAHIL ÜRETİMİNİN YAKLAŞIK % 20’Sİ ÇÖPE GİDİYOR”
Marco Galli daha sonra tahıl depolama aşamalarına ve silolardaki ortamlara odaklanarak önemli bir gerçeği dile getirdi: “En son tahminlere göre dünyadaki tahıl üretiminin yaklaşık % 20’si çöpe gidiyor ve/veya yetersiz depolama sistemleri nedeniyle zarar görüyor.” OCRIM uzmanı, bu israfın önlenmesi için çeşitli operasyon döngülerinin önceden tanımlanması ve bunların eşzamanlı olmasını sağlamak gerektiğini savunuyor. Marco Galli, “Ürünlerin eşit serilere ayılmasını sağlamak için siloların sayısı ve tek tek büyüklükleri de çok önemli.” diyor ve devam ediyor: “Nem içeriğinin yükselip kontaminasyonun artışına neden olacak mikro-ortamlar üretmemesi için sıcaklıkların sabit tutulması ve takip edilmesi önemlidir.”
OCRIM ekibi tarafından yapılan çalışmalara ve araştırmalara göre, birkaç önlemle bu meseleye kısmi bir çözüm bulunabilir: doğru bir tahıl idare yöntemi, depolanan her bir ürün türü için döngülerin ezberlenmesi, acil durumların önlenmesi, her siloda yer alan miktarların ve farklı ürünlerin eşzamanlı depolamasının gerçek zamanlı olarak yönetilmesi ve son olarak her bir tahıl serisi için depolama sırasında ulaşılan sıcaklıkların tarihsel olarak izlenmesi… Marco Galli daha sonra OCRIM tarafından, bir depolama silosunun düzgün, sadeleştirilmiş yönetimi üzerine yapılan bir çalışma ve araştırma sonucunda sunulan otomasyon sistemi sayesinde sağlanan bazı kilit çözümleri anlattı.