“2018/19 döneminde Rusya buğday ihracatının 37 milyon ton olarak gerçekleşmesi bekleniyor. Bu miktar, dünya genelindeki buğday ihracatının yüzde 21’ini oluşturacak. 2019/20 döneminde de hem üretim hem de ihracat açısından bir düşüş öngörülmüyor. Amerikan Tarım Bakanlığı’na göre, dünya genelinde buğday stoklarının kullanılma oranı %39 civarında ve son 30 yılın en yüksek seviyesinde. Ancak mısır fiyatlarındaki artış ve hava şartlarının üretim miktarını ve kalitesini etkilemesi ihtimali sebebiyle buğday fiyatları güçlenebilir. Yeni sezonun belirleyici faktörleri bir kez daha önümüzdeki birkaç ayda görülecek hava şartları ve ABD’nin politikaları olacak.”
Elena Faige Pitek (Neroba)
Analiz Departmanı Direktörü
Marcopolo Commodities SA
Londra, 11-12 Haziran tarihleri arasında dünya tahıl piyasası ve endüstrisinin en önemli konferanslarından birine ev sahipliği yaptı. Sektörün otorite kurumu Uluslararası Tahıl Konseyi’nin (IGC) düzenlediği konferansta, sektörün değer zincirindeki önde gelen aktörler, ileriye dönük tahminlerini paylaştı. 60 ülkeden 320’yi aşkın delegenin katıldığı IGC Uluslararası Tahıl Konferansı’nda;
• ABD’deki hava şartları ve ekimin gecikmesi,
• tahıl piyasalarını etkileyen başlıca pazarlar ve biyo-yakıt,
• finansman ve hedge,
• ziraat teknolojileri ve bilgi teknolojileri konuları ana gündem maddeleri arasındaydı. Konferansa dünyanın dört bir yanından katılım söz konusuydu ve önemli üreticiler ve sektördeki oyuncular Londra’da temsil edildi.
Konferansta uluslararası tahıl ve yağlı tohum ticareti hakkında konuşma yapan Amerikan Tarım Bakanlığı Baş Ekonomisti Robert Johansson, Amerikan piyasasında büyük belirsizliklerin söz konusu olduğunu aktardı. ABD’de mısır ve soya fasulyesi ürünleriyle ilgili sorun yaşandığını belirten Johansson, yeni ticaret anlaşmalarının yapılması ve mevcut sorunlarının çözülmesi ile ticaretin önündeki engellerin uzun vadede kaldırabileceğine inandığını kaydetti. Johansson’a göre Çin’in gümrük duvarları sebebiyle artan soya fasulyesi stoklarını ABD’nin eritmesi ise yıllar alacak. Çin Ulusal Tahıl ve Yağ Bilgi Merkezi’nden Hui Zhou ise Pekin hükümetinin uzun vadeli politikasının artık tahıl ve yağlı tohumda nicelikten ziyade kalitenin yükseltilmesine odaklandığını, buna öncelik vereceklerini söyledi.
Avrupa Komisyonu’ndan Michale Scannel ise Brexit ile ilgili endişelerden bahsettiği sunumunda; genetiği değiştirilmiş organizmalar, böcek ilaçları ve bitki ilaçlarıyla ilgili düzenlemelerde uyuşmazlıklar yaşanabileceğini ifade etti. Scannel, Brexit konusundaki belirsizliğin, Avrupa Birliği’ndeki tahıl sektörü tarafından endişeyle izlendiğini kaydetti.
RaboFoodAgri şirketinin Başkanı Stefan Vogel de soya fasulyesi ticaretini ele aldığı konuşmasında, Çin’in Güney Amerika pazarlarına yöneldiğini belirtti. Bununla birlikte, soya küspesi tüketen domuzlarda görülen Afrika domuz vebası hastalığının sonuçlarının piyasada tam olarak anlaşılamadığına değindi. Kuzey Amerika’daki tüm üretime denk olan domuz sayısının hastalık sebebiyle Çin’de telef olacağını dile getirdi. Bu da Çin üretiminin yüzde 20-25’ini oluşturuyor. Bayer’den Philip Miller ise konuşmasında 10 yıl önce Kanada’nın batısında mısır yetiştirilmesinin söz konusu olmadığını, ancak iklim değişikliği ve ıslah teknolojisinin gelişmesi ile bunun mümkün hale geldiğini dile getirdi.
OECD Tarım Ürünleri Ticareti ve Piyasaları Bölümü Başkanı Jonathan Brooks, önümüzdeki 10 yıl içinde süt ürünleri hariç olmak üzere, tarım ürünlerine talebin düşeceğini ifade etti. Brooks’a göre süt ürünlerine global talep daha çok Hindistan’dan kaynaklanacak. Tahıl ve yağlı tohum sektöründe talep hem gıda hem yem hem de biyo-yakıt üretimi açısından düşecek. Bu sebeple fiyatlardaki düşüş sürecek. Tarım sektörünü kişi başına düşen gelire katkısı da azalacak. Doğu Afrika Tahıl Konseyi’nden Gerals Masila, şu anda yıllık 35 milyar dolarlık tahıl ithal eden Afrika kıtasının, 2025 yılında 110 milyar dolarlık ithalat yapacağını tahmin ettiklerini ifade etti. Amerikan Tarım Bakanlığı’ndan Mark Jekanowski, California’da oluşturulan standartlar sayesinde yenilenebilir dizel yakıtın giderek daha fazla üretildiği ve kullanıldığını belirtti. Üretim verilerinin de yakında açıklanacağını duyurdu.
Sektörün en kurumsal konferanslarından biri olan IGC toplantısına dair notların ardından yeni sezon tahıl hasadıyla ilgili yeni öngörüleri de sizinle paylaşmak istiyorum. Rusya’da 2017/18 sezonunda gerçekleşen rekor düzeydeki buğday rekoltesinin ardından üretim bir miktar düşse de bu ülke en büyük buğday ihracatçısı olma unvanını kaybetmiş değil. 2018/19 döneminde Rusya buğday ihracatının 37 milyon ton olarak gerçekleşmesi bekleniyor. Bu miktar, dünya genelindeki buğday ihracatının yüzde 21’ini oluşturacak. 2019/20 döneminde de hem üretim hem de ihracat açısından bir düşüş öngörülmüyor. Rusya; Mısır, Türkiye, Bangladeş gibi önde gelen buğday tüketicilerine ihracat yapıyor. Tüm tahıllarda toplam ihracata bakıldığında, 42 milyon ton satış yapan Rusya, bu alanda dünya dördüncüsü ve dünya genelindeki toplam ihracatın yüzde 12’sini gerçekleştiriyor.
Dünyada en fazla pirinç ekim alanına sahip olan ülke Hindistan, pirinç ticaretinde de dünya lideri. Ancak üretim miktarı bakımından, Çin’in gerisinde kalıyor. Bu durum, Hindistan’ın parçalı tarım alanlarında yağmura bağımlı şekilde tarım yapmasından ve makineleşme oranının düşük kalmasından kaynaklanıyor.
Brezilya’da safrinha mısırında hasat tam hızıyla devam ediyor. Ambarların önünde kuyruk oluşturan mısır yüklü kamyonlar, rekor mısır üretiminin sinyallerini veriyor. Safrinha mısırı ülke genelinde ortalama yüzde 10 oranında hasat edilmiş durumda. ABD’de mısır ekim alanlarının azalmasıyla artan fiyatlara paralel olarak Brezilya pazarında da mısır fiyatları artmıştı. Ancak rekor üretim şimdi fiyatlar üzerinde baskı oluşturmaya başladı. Brezilya’da 2018/19 döneminde mısır üretimiyle ilgili tahminler haziran ayına göre 1,8 milyon ton yükseltildi ve 98 milyon ton olarak gerçekleşmesinin beklendiği açıklandı. Soya fasulyesi üretimiyle ilgili tahminler de 0,5 milyon ton yukarı yönlü revize ile 114,8 milyon tona çıkarıldı. Hasat döneminin getirdiği baskı gevşedikten sonra, ABD hasadı da bazı analistlerin beklediği gibi hayal kırıklığıyla sonuçlanırsa, Brezilya pazarındaki fiyatlar da yükselişe geçebilir.
Brezilya’nın güneyinde 2019 kış buğdayı için ekim süreci de başladı. Ülkenin buğday deposu olan Parana eyaletinde ekimin %74’ü gerçekleştirildi. Kırsal Ekonomiler Departmanı’na göre buğday ekim alanları bu yıl %6 oranında azalarak 1 milyon hektara gerileyecek. Parana’da buğday ekim alanları son yıllarda istikrarlı bir şekilde daralıyor. Eyalette buğday rekoltesi; ekim sezonundaki kuraklık, sezon sonu don olayları ve hasat döneminde aşırı yağışlardan etkilenmişti. Bu yağışlar, buğdayın kalitesini düşürüyor ve elde edilen ürün ancak hayvan yemi olarak değerlendirilebiliyor.
Ülkenin buğday üretiminde önde gelen eyaletlerinden Rio Grande do Sul’da ise buğday için ayrılan arazilerin %45’ine ekim yapıldı. 2019’da bu eyalette toplamda 740 bin hektarlık alana buğday ekilmesi planlanıyor. Brezilya, iç talebin ancak yarısını karşılayabilecek kadar buğday üretebiliyor. İhtiyacının geri kalanını ise daha çok Arjantin’den karşılıyor. Brezilya her yıl 6 ila 7 milyon ton buğday ithal ediyor.
Brezilya hükümetinin 2019/20 Hasat Planı’na göre, sektöre 57,7 milyar dolarlık finansman sağlanacak. Büyük üreticiler için kredi oranları bu yıl, bir puanlık artışla yüzde 8’e yükselecek. Küçük ve orta ölçekli üreticiler için devlet tarafından sübvanse edilen kredi oranları ise %3’te kalacak. Brezilya Tarım Bakanlığı, bütçe açığını azaltmak için söz konusu kredi oranının uygulamak zorunda olduklarını açıkladı. Bakanlık, destekler konusunda küçük üreticilere ve ürün sigortasına odaklandıklarına dikkat çekti.
Arjantin’de ise planlanan alanların sadece %65’ine buğday ekimi yapılabildi. Geçtiğimiz yılın bu dönemlerinde ekim işlemi neredeyse tamamlandı. Ancak son yağışlar, ekim işlemlerini durdurdu ve geri kalan %35’lik alana buğday ekilmesi tehlikeye girdi. Kısa döngülü tohumların da olmaması sebebiyle, bu araziler tamamen devre dışı kalabilir. Arjantin’de buğday üretiminin önümüzdeki sezon 19,7 ila 22 milyon ton arasında gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Geçtiğimiz sezon üretim 19,5 milyon tonda kalmıştı.
Avrupa Birliği ve Karadeniz’de arpa hasadı başladı. Ukrayna’da ayrıca kış buğdayı ve kolza da kamyonlara yüklendi. Ukrayna’nın altı bölgesinde çiftçiler, 20 Haziran itibariyle erken tahıl mahsullerini toplamaya koyuldu. Toplamda 133 bin hektarlık araziden 404 bin ton yeni ürün hasat edilirken, ürün bazında hasat şu şekilde gerçekleşti:
• kış buğdayı - 17 bin hektar alandan 49 bin ton. 29.1 c/ha verim
• arpa - 109 bin hektar alandan 341 bin ton. 31.3 c/ha verim
• fasulye - 7 bin hektar alandan 14 bin ton. 18.2 c/ha verim
Bunlara ek olarak, kış kolzası hasadı da başladı. 4 bin hektar alandan 6 bin ton ürün ve 15.3 c/ha verim elde edildi. Ülkede arpa üretiminin önümüzdeki yıl, 7,6 milyon tondan 9 milyon çıkacak olması sebebiyle fiyatlar üzerinde baskı oluşmuş durumda. İhracatın ise 4,2 milyon tondan 4,5 milyon tona yükselmesi bekleniyor. Ukrayna’da buğday hasadının da 29 milyon ton olarak gerçekleşmesi bekleniyor.
Rusya’da buğday üretimi ise hava şartlarına oldukça bağımlı. Sıcak, kuru hava ve toprakta nem oranının azlığı sebebiyle üretim tahminleri 80 milyon tona düşürüldü. Arpa üretiminin 16,7 milyon tondan 18 milyon tona yükseleceği tahmin ediliyor. İhracatın ise 4,8 milyon tondan 5,3 milyon tona yükseleceği öngörülüyor. Avrupa Birliği ülkelerinde de hektar başına elde edilen arpa miktarının 4,96 tondan 4,92 tona düşeceği tahmin ediliyor. Dünya genelinde arpa üretimi yüzde 8, ithalat miktarı ise %6 artacak.
Amerikan Tarım Bakanlığı’na göre, dünya genelinde buğday stoklarının kullanılma oranı %39 civarında ve son 30 yılın en yüksek seviyesinde. Ancak mısır fiyatlarındaki artış ve hava şartlarının üretim miktarını ve kalitesini etkilemesi ihtimali sebebiyle buğday fiyatları güçlenebilir. Yeni sezonun belirleyici faktörleri bir kez daha önümüzdeki birkaç ayda görülecek hava şartları ve Amerika Birleşik Devletleri’nin politikaları olacak.