BLOG

Rusya'nın dünya buğday ihracatındaki liderliği tehlikede

16 Ocak 20255 dk okuma

Dünyanın en büyük buğday ihracatçısı Rusya, daralan ekim alanları ve çiftçinin gelirini azaltan ihracat vergileri nedeniyle düşen üretimle birlikte bu alandaki liderliğini kaybetme riskiyle karşı karşıya. Değirmenci Dergisi'ne konuşan SovEcon Genel Direktörü Andrey Sizov, “Rusya’nın dünyanın en büyük buğday ihracatçısı olma konumunu kaybetmesi an meselesi.” yorumunda bulundu. Sizov, Karadeniz buğday piyasasından ABD’nin yeni Başkanı Trump’ın muhtemel vergi artışı adımına kadar, 2025 yılında küresel tahıl ticaretini şekillendirecek faktörler hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.

Andrey Sizov

Karadeniz bölgesi, küresel tahıl piyasalarında önemli bir oyuncu olma özelliğini korumaya devam ediyor. Dünyanın lider buğday ihracatçısı Rusya ve bir diğer önemli tedarikçi Ukrayna, farklı zorluklar ve fırsatlarla karşı karşıya. Tahıl piyasalarındaki son durumu, özellikle de Rusya’yı merkeze alarak daha iyi anlayabilmek için Karadeniz tarım piyasalarının önde gelen otoritelerinden biri olan SovEcon Genel Direktörü Andrey Sizov ile bir röportaj gerçekleştirdik.

Rus çiftçiler, son dönemde bezelye, mercimek ve ayçiçeği gibi daha kârlı ürünlere yönelerek buğdaydan yavaş yavaş uzaklaşıyor. Sizov bu eğilimi öncelikle 2021 yılında uygulamaya konan ve çiftçilerin gelirlerini %10-40 oranında azaltan ihracat vergilerine bağlayarak, “Hükümetin 2021'de ihracat vergilerini uygulamaya koymasının ardından çiftçilerin buğdaydan diğer ürünlere geçmeye başlayacağını öngörmüştük. Buğdaydan vazgeçmelerinin en önemli nedeni bu.” diyor.

Sonuç olarak, Rusya'nın buğday ekim alanı 2023 yılında 29,8 milyon hektarla zirve yaptıktan sonra azalmaya başladı, 2024 yılında 28,5 milyon hektara düştü ve 2025 yılında ise 28,2 milyon hektar olacağı tahmin ediliyor. Bu düşüşe dikkat çeken Sizov, “Söz konusu vergiler sürerse, Rus buğday üretimi ve ihracatı düşmeye devam edecek. Rusya’nın dünyanın en büyük buğday ihracatçısı olma konumunu kaybetmesi an meselesi. Bu önümüzdeki sezon da gerçekleşebilir, bir sezon sonra da.” uyarısında bulunuyor.

SOVECON, RUSYA BUĞDAY İHRACAT TAHMİNİNİ DÜŞÜRDÜ

Rus hükümetinin 2025 buğday ihracat kotasını geçen yıla göre üçte iki oranında azaltma kararı, Rus buğdayının küresel piyasalardaki rekabet gücüne ilişkin endişeleri artırdı. Ancak Sizov, bu kotanın SovEcon'un beklentileriyle uyumlu olduğunu ve daha sıkı bir arz/talep dengesini yansıttığını ifade ediyor. Sizov, “Kasım ayında 44,1 milyon ton olan buğday ihracat tahminimizi, Aralık ayında 43,7 milyon tona düşürdük. İlginç bir şekilde, USDA hâlâ 47 milyon tonluk iyimser bir Rusya ihracat tahminine sahip. Bu tahmini düşürmek zorunda kalacaklarını ve bunun da küresel buğday fiyatlarını destekleyebileceğini düşünüyoruz.” değerlendirmesini yapıyor.


‘BUĞDAY FİYATLARINDA YÜKSELİŞ BEKLİYORUZ’

Andrey Sizov, yüksek ABD buğday stokları, iyi görünümdeki Güney Yarımküre mahsulleri ve güçlü ABD doları gibi aşağı yönlü faktörlere rağmen buğday fiyatları konusunda iyimserliğini koruyor.  Bu görüşünü de, “Buğday fiyatlarında yükseliş bekliyoruz. Küresel arz/talep dengesi sıkışık, stok/kullanım oranı son 10 yılın en düşük seviyesinde ve Rusya'nın ihracat potansiyeli piyasa tarafından abartılmış olabilir. Bir diğer faktör de 2025 Rusya mahsul görünümünün zayıf olması.” sözleriyle açıklıyor. Ancak Sizov, bu yükseliş eğilimlerine karşı bir denge unsuru olarak dünyanın önemli buğday ithalatçılarından gelen zayıf talebe de değinerek, “Mısır, daha önceki aktif özel ithalatlar sayesinde hâlâ iyi durumda görünüyor. Türkiye buğday ithalatındaki engelleri az da olsa hafifletti ve hâlâ yavaş bir ithalatçı konumunda,” diye ekledi.

2025'TE KÜRESEL TAHIL PİYASALARINI ŞEKİLLENDİRECEK ÜÇ TEMEL FAKTÖR 

Sizov, 2025 yılında küresel tahıl piyasalarını şekillendirecek üç ana faktör olduğunu belirtiyor ve bu faktörleri şu şekilde sıralıyor: 

Başkan Trump'ın yemin töreninden sonra atacağı adımlar. Dolar endeksi son aylarda sert bir yükseliş gösterdi ve gümrük vergisi artışları beklentisiyle buğday üzerinde büyük bir baskı oluşturdu. Ancak Trump 2017'de başkan olduktan sonra Çin'e karşı fiili ticaret savaşlarını ancak 2018'de başlattı ve dolar 2017 boyunca zayıfladı. Eğer 2025 yılında da benzer bir senaryo görürsek, bu durum başta ABD doları ile negatif korelasyonu güçlü olan buğday olmak üzere birçok emtiayı destekleyebilir.

Karadeniz Savaşı. Rusya, Ukrayna ve Batı arasında müzakere şansının yüksek olduğuna inanıyoruz. Ancak başarı konusunda çok iyimser değiliz. İki büyük küresel tahıl ihracatçısı arasında bir ateşkes ya da barış anlaşmasının olmaması, başta buğday olmak üzere piyasayı destekleyecektir. Bununla birlikte, temelde savaşın kendisinin şu anda tahıl üretimi ve her iki ülkeden tahıl akışları üzerinde sınırlı bir etkiye sahip olduğunu, bu nedenle müzakerelerin sonucunun piyasa algısı açısından daha önemli olduğunu eklemek gerekir.

Kuzey Yarımküre hava durumu ve yeni mahsul görünümü. ABD, AB ve Ukrayna gibi önemli bölgelerdeki mevcut hava koşulları normale yakın veya biraz daha iyi durumda.

SovEcon, 2025 yılı Rus buğday rekoltesini 78,7 milyon ton olarak tahmin ederken, bu rakam 2021'den bu yana en düşük rekolteye işaret ediyor ve beş yıllık ortalama olan 88,2 milyon tonun da önemli ölçüde altında. Sizov'a göre bu düşüş, 2024 yılının sonlarında kışlık buğday mahsulünün %37'sini kötü şartlarda bırakan anormal derecede kurak hava koşullarından kaynaklanıyor. Bu oranın 5 yıllık ortalama olan %7 ile keskin bir tezat oluşturduğunu dile getiren Sizov, “Kışlık buğday Rusya'nın toplam buğday üretiminin yaklaşık %70'ini oluşturuyor, bu da kötü durum değerlendirmesini özellikle endişe verici kılıyor.” diyor.

TAHIL PİYASALARINDA ÇİN ETKİSİ 

Dünyanın en büyük hububat ithalatçısı Çin'in 2025'ten 2035'e kadar tahıl endüstrisini geliştirmeye yönelik uzun vadeli planını da yorumlayan Andrey Sizov, ülkenin tarımsal teknoloji ve mahsul altyapısına yapılan yatırımlarla desteklenen kendi kendine yeterlilik konusuna giderek daha fazla odaklandığını vurguluyor. Çin'in tahıl ithalatının zaten şimdiden zirveye ulaşmış olabileceğinden, bu eğilimin Rusya da dahil olmak üzere küresel ihracatçılar için aşağı yönlü bir görünüm oluşturduğu konusunda uyarıyor. Sizov, “Çinli liderler, 'Çin halkının pirinç kasesi her zaman ellerinin altında olmalıdır’ deyimine uygun olarak uzun zamandır kendi kendine yeterliliği vurguluyor. Pekin tarım teknolojisini geliştiriyor, hızla yeni ürün çeşitleri geliştiriyor ve tahıl altyapısını iyileştiriyor. 2017 yılında devlete ait ChemChina, bitki koruma ve tohum alanında küresel bir lider olan Syngenta'yı satın aldı. Kendi kendine yeterliliğe yönelik bu çabanın, mevcut küreselleşme eğiliminden ve Çin'in onlarca yıllık hızlı büyümesinin ardından yavaşlayan nüfus artışından etkilenerek kuvvetlenmesi muhtemel. Bu durum, ABD, Avustralya, AB, Ukrayna veya Rusya gibi birçok büyük Çin tahıl tedarikçisi için olumsuz olan, uzun vadeli bir düşüş faktörüdür.” öngörüsünde bulunuyor. 

Röportaj Kategorisindeki Yazılar
08 Mayıs 20143 dk okuma

“Pakistan’da un endüstrisinin geleceği parlak”

Pervez: “Gelecekteki hedeflerimizi şimdiden belirledik. Türkiye’de kullanılanla aynı ileri teknoloj...

02 Nisan 201910 dk okuma

TMO Genel Müdürü Güldal’dan üretici ve sanayiciye müjde: Buğday üretimini artıracak bir alım fiyatı açıklayacağız

“2019 yılında hasat başlamadan önce üreticilerimizi memnun edecek seviyede bir fiyat belirlenerek ü...

14 Eylül 202310 dk okuma

Jeopolitik dinamiklerin gölgesinde Romanya'nın Karadeniz tahıl ticaretindeki rolü artıyor