Dünyanın önemli tahıl üreticilerinden ve ihracatçılarından biri olan Rusya, her yıl yaklaşık 50 milyon ton buğday, 15 milyon ton arpa ve 30 milyon ton iri tahıl üretimi gerçekleştirmektedir. ABD Tarım Bakanlığı Dış Tarım Servisi’nin (USDA FAS) verilerine göre; ülke, 2013/14 sezonunda gerçekleştirdiği 52 milyon tonluk üretimle dünya buğday üretiminde 4. sıra yer almaktadır. Yani 2013/14 sezonunda dünya buğday üretiminin yüzde 7,2’lik Rusya tarafından gerçekleştirilmiştir.
Dünyanın önde gelen buğday üreticilerinden olan Rusya’da, tahminlere göre 7 bin civarında değirmen bulunmaktadır. Ülkedeki değirmencilik endüstrisi, buğday unu ve çavdar unu üretiminde yoğunlaşmakta, ağırlığı ise üretim miktarıyla paralel olarak buğday unu oluşturmaktadır. Rusya’nın Federal İstatistik Kurumu Rosstat’ın 2012’ye kadarki verilerine göre; ülkedeki değirmenler her yıl 9 ile 10 milyon ton arasında un üretimi gerçekleştirmektedir. Rusya’nın 2013 yılında gerçekleştirdiği un üretim miktarı ise 9.8 milyon ton olarak açıklanmaktadır.
Rusya, aynı zamanda dünyanın önde gelen buğday ve arpa ihracatçılarından birisidir. 2013/14 sezonunda gerçekleştirdiği ihracat miktarıyla dünya buğday ihracatında 2. sırada yer alan Rusya, 158,9 milyon ton olan dünya buğday ihracatının yüzde 11,6’sını tek başına gerçekleştirmiştir. Arpada ise 2013/14 sezonunda gerçekleştirdiği 2,3 milyon tonluk ihracatla, Avustralya ve Arjantin’in ardından üçüncü sırada yer almaktadır.
Rusya, dünyanın önde gelen buğday üreticilerinden ve ihracatçılarından bir olsa da, mevcut yüzölçümüyle karşılaştırıldığında tarımsal üretimde bir hayli geride kalmaktadır. Çünkü ülke topraklarının çok az bir kısmı tarımsal üretim için kullanılabilmektedir.
RUSYA’DA GENEL EKONOMİK GÖRÜNÜM
Rusya Federasyonu, büyük bir ekonomik gücün temeli olan doğal kaynaklara ve insan gücüne sahip dünyadaki belli başlı ülkelerden biridir. Rusya’nın sahip olduğu zengin doğal kaynak rezervleri, ülke için büyük bir şans olmakla beraber ülke ekonomisi açısından bazı sakıncaları da beraberinde getirmektedir. Son on yıllık süreçte yüksek düzeyde seyreden petrol fiyatları ve elverişli ticaret hadleri, ülkenin sağladığı güçlü büyümenin itici gücü olmuştur. Ancak aşırı değerlenmiş döviz kuru, doğal kaynak dışı sektörlerde büyümeyi olumsuz etkilemektedir.
Ülkenin geniş yüzölçümü emek, doğal kaynaklar ve iş merkezleri arasında büyük mesafelere neden olduğu için ekonomik olarak bir dezavantaj oluşturmaktadır. Ülkedeki nehirlerin çoğunluğu doğu-batı yönünde değil, kuzey-güney yönünde akmaktadır. Bu nedenle denize ulaşım çok zordur ve bu da ülkedeki taşımacılık maliyetlerinin, ortalama uluslararası maliyetlerin yaklaşık 3 katı yüksek olmasına neden olmaktadır. Tüketim malları ve hizmet sektörleri, ancak 1990’lı yıllardan sonra önemli bir büyüme gösterebilmiştir. Resmi verilere göre hizmet sektörünün GSYİH’daki payı 1990’larda yüzde 36’nın altında iken, 1995’ten bu yana yüzde 55-60 arasında olmuştur.
Merkezi planlama ve sahip olduğu zengin kaynaklar nedeni ile Rusya’da sanayi sektörü ağır sanayi yönünde gelişmiştir. Yakıt, enerji ve metalürji üretimi toplam sınai üretimin yüzde 35’ten fazlasını oluşturmaktadır. Elektrik ve gıda üretiminin sınai üretimdeki payının yaklaşık yüzde 25 olduğu göz önünde bulundurulduğunda, ileri teknoloji ve tüketim malları üretiminin Rus ekonomisinde çok küçük bir payı olduğu ortaya çıkmaktadır. Tekstil sektörünü de kapsayan hafif sanayinin de sınai üretimdeki payı çok cüzi düzeydedir.
Ekonomi büyük ölçekli sınai işletmelerin hakimiyetindedir. KOBİ’lerin GSYİH’dan aldıkları pay, yalnızca yüzde 10-15 civarındadır. Sanayi Moskova, St. Petersburg, Yekaterinburg ve Nizhny Novgorod kentlerinde yoğunlaşmıştır. Bu büyük kentler geçiş sürecini diğer kentlere göre daha iyi yönetmiş, üretimde çeşitlilik sağlamıştır. Tomsk ve Novosibirsk gibi daha küçük kentler, Sovyet rejimi tarafından yaratılan sanayi merkezleridir. Sibirya ve ülkenin en doğusundaki bölgeler hala sanayileşmemiş durumdadır.
Ülkede ekonomik büyümeye ilişkin beklentiler, uluslararası emtia fiyatlarının seyrine bağlıdır. Uluslararası emtia fiyatlarının 2014-2018 döneminde yüksek seyretmesi beklenmektedir. 2013 yılında zayıf tüketim ve yatırım talebi ve ihracattaki vasat artış nedeni ile ekonomik büyüme yavaşlamıştır. Reel GSYİH artış hızı 2013’te yüzde 1,3 olmuştur. Reel GSYİH artış hızının 2014’te daha da yavaşlayarak yüzde 1,2 olması beklenmektedir. Ukrayna ile yaşanan sorunun, zaten zayıf durumda olan Rus ekonomisini daha da olumsuz yönde etkilemesi beklenmektedir. Bölgedeki belirsizlik ve yaşanan finansal sorunlar nedeni ile yatırım kararlarının geri çekilmesi ya da ertelenmesi riski bulunmaktadır.
RUSYA’DA TARIM
Rusya’nın kuzey bölgelerindeki toprak yapısı, tahıl ve benzeri diğer ürünlerin üretimi için elverişli olmadığından tarımsal üretim, yoğun olarak güney bölgeleri ile batı Sibirya’da gerçekleştirilmektedir. Ülkenin kuzeyinde ise daha çok hayvancılık ön plandadır.
Rusya, dünyanın önde gelen buğday üreticilerinden ve ihracatçılarından bir olsa da, mevcut yüzölçümüyle karşılaştırıldığında tarımsal üretimde bir hayli geride kalmaktadır. Çünkü ülke topraklarının çok az bir kısmı tarımsal üretim için kullanılabilmektedir. Ülkenin tarım için elverişli olmayan coğrafi koşulları ve üç yılda bir hüküm süren kuraklık, ülke topraklarının yalnızca yüzde 32’sini tarım için kullanılabilir kılmaktadır. Ülke topraklarının yüzde 45’i ise ormanlık araziden oluşmaktadır. Kimyevi maddelerin aşırı kullanımı, endüstriyel kirlilik, toprağın yoğun işlenmesi ve bazı bölgelerdeki yanlış ürün seçimi, toprağın verimliliğini düşürmüştür.
Sovyet döneminde zorla gerçekleştirilen tarımın kollektivizasyonu, çoğu tarımsal işletmede verimsizliği beraberinde getirmiştir. Kronik sermaye yetersizliği ve devlet yardımlarına bağımlı olmak, bugünkü işletmelerin karşılaştığı sorunlardır. Anayasada toprakta özel mülkiyet hakkı teyit edilmekle birlikte, mevcut yasal düzenlemede bu hak henüz tanınmamıştır. Ayrıca, arazinin alınacak kredilerde teminat olarak gösterilememesi, çiftçilerin kredi imkanlarını ortadan kaldırmaktadır. Bu husus, işletmelerdeki verimsizliğin de kaynağını teşkil etmektedir.
Ülkedeki sorunlu çiftliklerin desteklenmesinin devlete maliyeti ise üst düzeydedir. Putin hükümeti tarafından çok sayıda devlet yardımı kaldırılsa da ülkedeki çiftlikler, hala çok sayıda doğrudan sübvansiyon ve vergi indiriminden yararlanmaktadır. Söz konusu çiftlikler aynı zamanda bütçe tarafından finanse edilen düşük faizli, elverişli kredilerden de yararlanmakta ve bunları geri ödememektedir.
Yeni ulusal güvenlik stratejileri çerçevesinde, gıdada kendi kendine yetmeyi ve ithalata bağımlılığı kırmayı öncelikli hedefler arasına koyan Rusya'nın, gıdada tam anlamıyla kendine yeterli duruma gelebilmesi için öncelikle et, süt ve sebze gibi ürünlerde dışa bağımlığı azaltması gerekmektedir. Tarım Bakanlığı ve bağımsız kuruluşların verilerine göre Rusya'nın bugün kendi kendine yetebildiği yegane tarımsal üretim tahıldır. Ülke, tahıl ihtiyacının yüzde 100’ünü gerçekleştirebilmektedir.
HUBUBAT ÜRETİMİ VE TÜKETİMİ
Dünyanın önemli tahıl üreticilerinden ve ihracatçılarından biri olan Rusya, her yıl yaklaşık 50 milyon ton buğday, 15 milyon ton arpa ve 30 milyon ton iri tahıl üretimi gerçekleştirmektedir. Ancak ülkenin, tahıl üretiminde bir istikrar sağlaması, gerek birkaç yılda bir gerçekleşen kuraklık gerekse tarımsal üretimle ilgili yaşanan diğer sorunlar nedeniyle mümkün olamamaktadır. Ayrıca, tarımsal üretim miktarı, ülkenin sahip olduğu yüzölçümle kıyaslandığında oldukça düşüktür. Bunun en büyük nedeni de ülke topraklarının çok az bir kısmının tarımsal üretimde kullanılabilmesidir.
Yıllar itibariyle üretim verileri incelendiğinde, 2003/04 sezonunda 34 milyon ton olan Rusya’nın buğday üretimi 2005/06 sezonunda 47,6 milyon tona, 2008/09 sezonunda ise son 10 yılın en yüksek seviyesi olan 63,7 milyon tona yükselmiştir. 2003-2008 arasında genel itibariyle artış eğiliminde olan buğday üretimi, 2009/10 sezonunda 61,7 milyon tona, 2010/11 sezonunda 41,5 milyon tona, 2012/13 sezonunda ise son 10 yılın en düşük seviyesi olan 37,7 milyon tona gerilemiştir. 2013/14 sezonunda yeniden yükselişe geçerek 52 milyon tona ulaşan Rusya’nın buğday üretiminin 2014/15 sezonunda 1 milyon tonluk artışla 53 milyon tona ulaşacağı öngörülmektedir. ABD Tarım Bakanlığı Dış Tarım Servisi’nin (USDA FAS) verilerine göre; ülke, 2013/14 sezonunda gerçekleştirdiği 52 milyon tonluk üretimle dünya buğday üretiminde 4. sıra yer almaktadır. Yani 2013/14 sezonunda dünya buğday üretiminin yüzde 7,2’lik Rusya tarafından gerçekleştirilmiştir. Ülke, üretiminin yüzde 65’e yakınını kendi iç tüketimi için değerlendirmektedir. Yıllar itibariyle Rusya’nın buğday tüketimine bakıldığında, 2003/04 sezonunda 35,5 milyon ton olan tüketim, 2009/10 sezonunda son 10 yılın en yüksek seviyesi olan 39,6 milyon tona ulaşmıştır. Son 10 yılın en düşük tüketim miktarı ise 33,5 milyon tonla 2012/13 sezonunda gerçekleşmiştir. Tüketiminin 2014/15 sezonunda yine 33,5 milyon ton seviyesinde kalacağı öngörülmektedir.
Rusya’nın üretimde öne çıktığı bir diğer tahıl ürünü arpadır. USDA’nın verilerine göre dünyanın en büyük arpa üreticisi olan Rusya, son 3 sezondur 13 ile 16 milyon ton arasında arpa üretimi gerçekleştirmektedir. Yıllar itibariyle ülkenin arpa üretimine bakıldığında, 2003/04 sezonunda 18 milyon ton olan üretimin, son 10 yılın en yüksek seviyesine, 23,1 milyon tonla 2008/09 sezonunda ulaştığı görülmektedir. Genel itibariyle istikrarsız bir tablo sergileyen ülkenin arpa üretimi, 2010/11 sezonunda 8,3 milyon tonla son 10 yılın en düşük seviyesine gerilemiştir. 2013/14 sezonunda 15,3 milyon ton olarak gerçekleşen Rusya’nın arpa üretiminin 2014/15 sezonunda da 16 milyon tona ulaşacağı öngörülmektedir. Tüketim ise hemen hemen üretimle paralellik göstermektedir. 2003/04 sezonunda 18,6 milyon ton olan Rusya’nın arpa tüketimi, 2010/11 sezonunda üretimdeki düşüşe paralel olarak 9,5 milyon tona kadar gerilemiştir. Ancak sonraki sezonlarda, ülkenin arpa tüketimi, üretimin sadece 1-2 milyon ton gerisinde kalmıştır. Rusya’nın 2013/14 sezonu arpa tüketimini 12,8 milyon ton olarak açıklayan USDA, 2014/15 sezonunda tüketimin 13,2 milyon ton seviyesine ulaşacağını öngörmektedir.
Rusya’nın dünya üretiminde lider olduğu diğer iki ürün yulaf ve çavdardır. Dünya çavdar ve yulaf üretimiyle ilgili verilerde, Avrupa Birliği genel itibariyle birinci sırada görünmektedir. Ancak verilerde birinci sırada yer alan bu üretim miktarı, tüm AB üyesi ülkelerin toplam üretimini ifade etmektedir. Dolayısıyla sadece ülke bazında bakıldığında, Rusya dünyanın en büyük yulaf ve çavdar üreticisi konumundadır.
2013/14 sezonu verilerine bakıldığında, Rusya; 23,5 milyon ton olan dünya yulaf üretiminin yüzde 22,7’sini; 16,6 milyon ton olan dünya çavdar üretiminin ise yüzde 19,8’ini tek başına gerçekleştirmiştir. Rusya’nın yulaf ve çavdar üretimi yıllar itibariyle bazı değişimler göstermekle birlikte, genel itibariyle hep aynı seviyelerdedir. Yulaf üretimi 4 ile 5 milyon ton arasında seyrederken, çavdar üretimi 2 ile 4 milyon ton arasında seyretmektedir. Yulaf ve çavdarda, son 10 yılın en düşük üretim miktarı, yaşanan kuraklık nedeniyle 2010/11 sezonunda gerçekleşmiştir. 2010/11 sezonunda benzer düşüşler buğday ve arpa üretiminde yaşanmıştır. Ülke, yulaf ve çavdar üretiminin hemen hemen tamamını kendi iç tüketiminde değerlendirmektedir.
Rusya, pirinç ve mısır üretiminde, dünyadaki toplam üretimle kıyaslandığında son derece düşük bir paya sahiptir. Ülkenin üretimini gerçekleştirdiği pirinç miktarı 500 ile 600 bin ton seviyesinde kalırken, üretilen mısır miktarı, pirince göre çok daha yüksektir. 2003/04 sezonunda 2 milyon ton olan Rusya’nın mısır üretimi, 2008/09 sezonunda 6,6 milyon tona kadar ulaşmıştır. Sonraki 2 sezon yeniden düşüş gösteren üretim, 2011/12 sezonundan itibaren artış göstermeye başlamıştır. Özellikle son 2 sezonda önemli oranda artış gösteren Rusya mısır üretimi, 2013/14 sezonunda 11,6 milyon tona kadar ulaşmıştır. Mısır üretiminin 2014/15 sezonunda da 12,5 milyon tona ulaşacağı öngörülmektedir. Tüm tahıl ürünlerindeki 10 yıllık artış miktarına bakıldığında, en yüksek artış oranın mısırda yaşandığı görülmektedir. Ancak dünya mısır üretiminin 900 milyon tonu aştığı düşünüldüğünde, bu miktar çok düşük bir oran olarak kalmaktadır.
RUSYA’DA DIŞ TİCARET
Rus ekonomisi, zengin doğal kaynakları bulunması nedeniyle hammadde ve yarı mamul ihraç eden ve tüketim malı ithal eden bir yapıdadır. Diğer taraftan yüksek gümrük vergileri sebebiyle ile tüketim malı üretimine yönelik yatırımların artmıştır ancak yatırımlar henüz istenen seviyeye gelmemiştir. Dolayısıyla ülkenin dış ticareti, halen hammadde ihracatı ve tüketim malı ithalatı ağırlıklı yapıdan kurtulamamıştır. Bu nedenle bütçe gelirlerinin yaklaşık üçte birlik kısmını ihracat ve ithalatta alınan gümrük vergileri oluşturmaktadır.
1990 yılı itibarı ile ülkenin ihracatının yaklaşık yüzde 70’i diğer Sovyet Cumhuriyetlerine gerçekleştirilirken, ithalatın yaklaşık yüzde 50’si de yine bu ülkelerden yapılmaktaydı. Bu durum, Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından güçlü bir biçimde değişmiştir. 1998 yılında yaşanan krizle birlikte Ruble önemli ölçüde değer kaybetmiş; ithalat azalırken, ihracatta çok ciddi artış olmuştur. İhracattaki bu artışın nedeni; devalüasyona bağlı olarak Rus mallarının dünya pazarlarındaki rekabet edebilirliklerinin ve Rusya’nın başlıca ihraç kalemlerinin (petrol, gaz ve metaller) dünya fiyatlarının artmasıdır. 1999-2000 yıllarında ihracattaki artış yüzde 40 olmuştur. İthalatta ise 1999-2000 yıllarında yüzde 20’nin üzerinde düşüş gerçekleşmiştir. İthalattaki düşüşün başlıca nedeni ise Ruble krizinin ardından reel ücretlerin düşmesi ve yerli üreticilerin artan rekabet güçleri neticesinde yerel pazar paylarını artırmasıdır.
2000 yılından itibaren Ruble’nin yeniden değerlenmeye başlaması ve petrol ihracat gelirlerindeki artış sayesinde yeniden artmaya başlayan iç talep nedeniyle küresel kriz öncesinde ithalatta artış eğilimi gözlenmiştir. İthalat hacmi 2008 yılında yüzde 31 artış göstermiştir. Küresel mali kriz nedeni ile iç talepte düşüş yaşanmış ve buna bağlı olarak ülkenin ithalat hacmi 2009 yılında ciddi ölçüde daralmıştır. 2010 yılında krizden çıkış sürecinin başlaması ile birlikte Rusya’nın ihracatında yüzde 31, ithalatında ise yüzde 37 artış olmuştur. 2013 yılında ülkenin dünyaya ihracatı yalnızca yüzde 0,3 artış kaydetmiştir. Aynı dönemde dünyadan ithalat ise yüzde 0,5 oranında artmıştır.
Rusya’nın ihracatından en fazla pay alan ürünler başta petrol ve gaz olmak üzere hammaddelerdir. Ülkenin ithalatında en önemli paya sahip olan ürün grupları ise makine ve ekipman, tüketim malları, ilaçlar, et, şeker ve yarı işlenmiş metal ürünlerdir. Ülke ithalatının yaklaşık yüzde 40’ını makine ve ekipman sektörü, yaklaşık yüzde 20’sini tarım ve gıda sanayi ürünleri oluşturmaktadır. İthalatta önemli yer tutan diğer ürün grupları ise kimyasallar ve eczacılık ürünleridir.
2013 verilerine göre Rusya Federasyonu’nun ihracatındaki ilk beş ülke Hollanda (yüzde 13,3), İtalya (yüzde 7,5), Almanya (yüzde 7), Çin (yüzde 6,8) ve Türkiye’dir (yüzde 4,8). Ülkenin ithalatındaki ilk beş ülke ise Çin (yüzde 16,7), Almanya (yüzde 11,9), ABD (yüzde 5,3), Ukrayna (yüzde 5) ve İtalya’dır (yüzde 4,6).
DIŞ TİCARETTE HUBUBATIN YERİ
Rusya, dünyanın önde gelen buğday ve arpa ihracatçılarından birisidir. 2013/14 sezonunda gerçekleştirdiği ihracat miktarıyla dünya buğday ihracatında 2. sırada yer alan Rusya, 158,9 milyon ton olan dünya buğday ihracatının yüzde 11,6’sını tek başına gerçekleştirmiştir.
USDA verilerine göre; 2003/04 sezonunda 3,1 milyon ton olan Rusya’nın buğday ihracatı, 2006/07 sezonunda 10,7 milyon tona yükselmiştir. Sonraki 3 sezon artış göstermeye devam eden ihracat miktarı, 2009/10 sezonunda 18,5 milyon tona kadar yükselmiştir. Ancak 2010/11 sezonunda, yaşanan kuraklığa bağlı olarak üretim miktarının düşmesi ve ihracat yasağının getirilmesi nedeniyle ülkenin buğday ihracatı 3,9 milyon tonda kalmıştır. Bir sonraki sezon olan 2011/12’de ise ihracat, son 10 yılın en yüksek seviyesi olan 21,6 milyon tona ulaşmıştır. 2012/13 sezonunda 11,2 milyon tona gerileyen ülkenin buğday ihracatı, 2013/14 sezonunda yeniden 18,5 milyon tona ulaşmıştır. USDA, 2014/15 sezonunda da artışın devam edeceğini ve Rusya’nın buğday ihracatının 19,5 milyon ton seviyelerine ulaşacağını öngörmektedir.
Rusya, buğdayın yanı sıra önemli bir arpa ihracatçısıdır. 2013/14 sezonunda gerçekleştirdiği 2,3 milyon tonluk arpa ihracatıyla, dünya arpa ihracatında Avustralya ve Arjantin’in ardından üçüncü sırada yer alan Rusya, her yıl 2 ile 4 milyon ton arasında arpa ihraç etmektedir.
USDA verilerine göre; 2003/04 sezonunda 2,3 milyon ton olan Rusya’nın arpa ihracatı, 2011/12 sezonunda son 10 yılın en yüksek seviyesi olan 3,6 milyon tona ulaşmıştır. Son 10 yılın en düşük arpa ihracat miktarı ise 267 bin tondur.
Bu ihracat miktarı, buğdayda olduğu gibi kuraklık ve ihracat yasağı nedeniyle 2010/11 sezonunda gerçekleştirilmiştir. USDA verilerinden de anlaşılacağı üzere, buğday ve arpa üretimindeki istikrarsızlık, doğrudan ihracata yansımaktadır. Ülkenin 2012/13 ve 2013/14 sezonlarında 2,3 milyon ton arpa ihraç ettiği belirtilmektedir. 2014/15 sezonuna ilişkin öngörü ise 3,5 milyon tondur.
Buğday ve arpa dışındaki ürünlerde ihracat son derece sınırlıdır. Sadece mısırda, son iki sezondur üretimin artmasına bağlı olarak ihracat da artmıştır. 2011/12 sezonu öncesinde genel itibariyle 1 milyon tonu bulmayan mısır ihracatı, 2013/14 sezonunda 3,8 milyon tona ulaşmıştır. 2014/15 sezonunda da mısır ihracatının 3,5 milyon ton seviyesinde seyretmesi beklenmektedir. İthalat ise tüm tahıl ürünleri için oldukça düşük miktarlarda kalmaktadır.
DEĞİRMENCİLİK VE TAHIL İŞLEME SEKTÖRÜ
Dünyanın önde gelen buğday üreticilerinden olan Rusya’da, tahminlere göre değirmen sayısı 7 bin civarında. Rusya’nın Federal İstatistik Kurumu Rosstat’ın 2012’ye kadarki verilerine göre; ülke her yıl 9 ile 10 milyon ton arasında un üretimi gerçekleştiriyor. Ülkenin önde gelen değirmenleri arasında yer alan Altai Flour Mills’in Genel Müdürü Vitali Kopytov, Rusya’nın 2013 yılında gerçekleştirdiği un üretim miktarını 9.854,8 milyon ton olarak açıklıyor. Kopytov, kendisiyle gerçekleştirdiğimiz bir söyleşide Rusya pazarını ve gelecekle ilgili potansiyelini şu sözlerle açıklıyor: “2013 yılında Rusya’nın buğday unu üretimi 9.854,8 milyon ton, Altay bölgesinin buğday üretimi ise 1.474 milyon ton olarak gerçekleştirildi. 2003 yılından beri ekmek tüketimi oldukça stabil olarak devam ediyor. Rusya’da kişi başına ekmek tüketimi 120 kilogram iken, Altay bölgesinde ise kişi başına ekmek tüketimi 170 kilogramı buluyor.
Rusya; iç talebin un ihtiyacını karşılayıp, yabancı ülkelere nihai ürün ihracatının gerçekleştirilmesine olanak sağlayan geniş gıda kaynaklarına sahiptir. Bu durum, Rusya’nın dünyanın gıda güvenliği teminatçısı olma pozisyonunu da güçlendirmektedir. Değirmencilik endüstrisindeki yeni teknolojiler, laboratuvar araştırmaları, paketleme, depolama ve ulaşım aktif bir şekilde hayatımıza girmektedir. Bütün bunlar değirmencilik endüstrisinin ilerici gelişmesine katkıda bulunacak, nihai ürünün kalitesini ve müşteri memnuniyetini arttıracaktır. Dünyanın diğer bölgelerinde olduğu gibi Rusya’daki un değirmenciliği endüstrisi de; pazarın tamamına odaklanacak, ürünlerin kalitesini ve üretimin çeşitliliğini nihai müşterinin ihtiyaç ve sağlığını göz önünde bulundurarak arttıracak yöntemlere başvuracak ve yabancı ülkelerin en iyi uygulamalarını benimseyecektir.”