Özbekistan’da devlet eliyle işletilen ve iç talebi karşılamak amacıyla un, tahıl, hayvan yemi, ekmek, makarna ve fırıncılık ürünleri üreten 55 büyük değirmen, 45 yem değirmeni, 25 makarna, 63 ürün temizleme tesisi, 44 fırın ve bunların 34 şubesi bulunmaktadır. Devlet teşekkülü anonim bir şirket olan Uzdonmahsulot, 2011 yılında toplam 1,4 milyon ton un üretimi gerçekleştirmiştir. 2013 yılında ise üretim miktarı 6,78 milyon ton olan buğdayın yaklaşık yüzde 55’i öğütülecek kalitededir. Aynı zamanda, özel birer teşebbüs olan birçok küçük değirmen de pazarda aktif rol almaya başlamıştır. Yalnızca Taşkent civarında yılda 1,5 milyon ton buğday öğütme kapasitesi olan 60 özel değirmen bulunmaktadır.

Özbekistan, bağımsızlığını kazandığı 1991 yılından bu yana piyasa tabanlı bir ekonomiye geçiş çalışmaları yapmış ve yıllar içinde önemli değişimler gerçekleştirmiştir. Ancak oldukça kısıtlayıcı ve müdahaleci politikalar güden ticaret yönetimi, Özbekistan ekonomisi üzerinde olumsuz etkiler yaratmaya devam etmektedir. Ülke ekonomisinde kilit rol oynayan tarımın ise gelecekte de bu role devam edeceği öngörülüyor. İhracatın önemli bir kolunu oluşturan pamuk için sık sık çeşitli yeniliklere gidilmekte, pamuk ve diğer ürünlerin üretiminde rotasyon sağlanmaya çalışılmaktadır. Yurtiçi kullanımda önemli payı olan buğday ise Özbekistan’ın üretim teknolojilerini geliştirme çalışmalarının ana sebebi sayılabilir. Özbekistan, yakın zamanda, en çok buğday ve buğday unu ithalatı yaptığı ülke olan Kazakistan’a bağımlılığını azaltmayı ve iç talebi tamamen karşılayabilecek duruma gelmeyi hedeflemektedir. Bunun için de üretim kapasitesi ve ürün niteliği gibi kilit alanlarda iyileşmeler yapmaktadır.
ÖZBEKİSTAN’DA GENEL EKONOMİK GÖRÜNÜM
29,800 milyonluk nüfusu, altın, pamuk ve doğalgaz gibi önemli ihracat ürünleriyle yılda yaklaşık yüzde 7 oranında büyüme kaydeden Özbekistan, 1 Eylül 1991’de bağımsızlığını ilan etmiş ve Sovyetler Birliği’nden ayrılmıştır. Bağımsızlığını kazanmasının ardından, gelişmiş ülkelerle ekonomik ilişkiler kurmaya başlamıştır. Ancak bu süreçte, devlet kontrolünün yoğun olduğu ekonomik politikalar uygulamaya devam etmiştir.
Yeraltı kaynakları açısından dikkate değer bir zenginliği olan Özbekistan, 1990 ve 1996 yılları arasında eski Sovyetler Birliği ülkeleri içerisinde sanayi üretiminde reel artış sağlayan tek ülke olmuştur. 1996 yılında ise ithalat payını düşürerek, yurtiçi üretiminin payını artırmayı amaçlayan politikalar edinmiş, bununla beraber döviz ve ithalat kontrolünü benimsemiştir. IMF Özbekistan’ın bu yaklaşımını eleştirmiş ve 180 milyon dolarlık stand-by kredisini beklemeye almıştır. Bunun yanı sıra Özbekistan’da 1994 yılından itibaren enflasyonun ciddi oranda düştüğü gözlenmektedir; bunun ana sebebinin ise ülkenin maliye ve para konusundaki katı uygulamaları olduğu söylenebilir.
Ülkede, milli ekonomiyi büyütmek amacıyla 1996 yılında kurumsal piyasalarda çeşitli yenilikler yapılmıştır. Zaman içinde gelişen küçük ve orta ölçekli şirketler de büyük ölçekli şirketlerin özelleştirilmesinde etkili olmuştur. 1998 yılında ise Özbekistan’a daha fazla yatırım yapılması amacıyla “Yabancı yatırımlar Kanunu” çıkarılmıştır. Bu kanunla birlikte, yabancı yatırımcılara çeşitli vergi istisnaları ve gümrük muafiyeti tanınmıştır. Bu kanunun 2005 yılında yeniden düzenlendiğini de belirtmekte fayda var. Bu süreçte gerçekleştirilen uygulamalar neticesinde, devlet tarafından işletilen bazı kurumlar özelleştirilmiş, devletin fiyatlar üzerindeki ağırlığı azaltılmış ve kamusal harcamalar gözden geçirilmiştir. Tüm bunlar Özbekistan’ın bazı uluslararası kuruluşlarla da bağ kurmasının ve finansal destek almasının önünü açmıştır.
Bugün, ülkenin genel ekonomik profilini incelediğimizde yılda yaklaşık yüzde 6,50 büyüme kaydettiğini görmekteyiz. Kişi başına düşen GSYİH oran 5,515$; toplam GSYİH ise 56,796$ şeklinde gözükmektedir. Birçok ülke gibi Özbekistan da, 2009 yılında gerçekleşen ekonomik krizden etkilenmiştir. 2009 krizi, Özbekistan ekonomisinin son zamanlarda en çok etkilendiği olaydır. Buna rağmen, diğer ülkelere nazaran kriz etkisini daha hafif şekilde göstermiştir. Özbekistan’ın ekonomik olarak dışa daha kapalı bir tutum sergilemesi ve merkeziyetçi bir yapı benimsemiş olması, bu durumun asıl sebebidir.
ÖZBEKİSTAN’DA TARIMIN YERİ VE ÖNEMİ
Ekonomisi ciddi bir oranda tarıma dayanan Özbekistan’da 2005 yılı sayımlarına göre toplam iş gücünün yüzde 40’ı tarımda yer almaktadır. Sektörün toplam yurtiçi hasılanın yüzde 28’ini paylaştığı söylenebilir. Ülkenin toplam arazisinin yalnızca yüzde 11’i tarıma elverişli, işlenebilir niteliktedir. Ekili alanların çoğu ise devlete ait güçlü bir sulama sistemi ile sulanmaktadır.
Özbekistan, bağımsızlığını kazandıktan sonra, Sovyet tipi kolektif çiftliklerini yeniden yapılandırmıştır. Bunun da katkısıyla zaman içinde özel sektörün tarımsal üretimdeki payı artmıştır. 2001 yılında özel sektörün payındaki artış oranı yüzde 99’dur.
Tarımsal ürünlere baktığımızda, özellikle iki ürünün Özbekistan için son derece önemli olduğunu görmekteyiz; yurtiçi kullanım için buğday, ihracat için pamuk. Pamuğun ülke ekonomisine katkısı yadsınamaz; öyle ki tarımsal üretimde toplam brüt değerin yüzde 40’ını pamuk oluşturmaktadır. Hatta son yıllarda Özbekistan hükümetinin tarımsal üretimde yaşanan orantısızlığı gidermek adına yaptığı çalışmalardan biri de pamuk üretiminin baskınlığını azaltma girişimidir. Bu sayede pamuk ekili alanlar büyük ölçüde azaltılmış ve 1,5 milyon hektar olarak sınırlandırılmıştır. Sonuç olarak tarım ürünlerinin ekili alanlara dağılımı yeniden düzenlenmiştir. Tüm bunlara rağmen pamuk üretimi hala önde gelen faaliyettir. Her yıl pamuk üretiminde beklenilenden daha fazla hasat yapılmaktadır.
Yukarıda da değinildiği gibi pamuğun yanında buğday da ülke ekonomisi için oldukça önemlidir. Buğday ve arpa üretimi ile de kurak alanların tarımsal üretim alanlarına dönüştürülmesi hızlanmaktadır. Bu sayede tahıl üretiminin yapıldığı alanlarda da artış yaşanmaktadır. Ancak buğday üretiminde verimsizlik söz konusudur. Bu da üretim araçlarının geliştirilmesine özellikle odaklanılmasına sebep olmuştur. Bir diğer önemli gıda ürünü olan mısır ise genel olarak devletin sulama sisteminin yer aldığı tarım arazilerinde yetiştirilmektedir.
Pirinç üretiminde üretim alanlarının büyük çoğunluğunun Harezm bölgesinde ve özerk bir alan olan Karakalpakistan’da yer aldığını söyleyebiliriz. Sovyetler Birliği döneminden beri pirinç üretiminin ülkedeki başkenti olan Karakalpakistan’da, toprağın tuzluluk miktarının artmasından dolayı her yıl maddi kayıp yaşanmaktadır. Buna ek olarak ülkede sorgum, darı ve alfalfa üretiminden de söz edilebilir. Ancak bu tip tahılların üretim miktarında da düşük rakamlar söz konusudur. Üretim araçlarının modernleşmesine duyulan ihtiyaç, toprakta artan tuzluluk miktarı, pamuk-buğday üretiminde henüz tam bir rotasyon sağlanamaması, zararlı ot kontrolünün az yapılması vb. gibi sebeplerden dolayı tahıl üretiminde verimsizlik yaşanmaktadır. Özbekistan’ın tarımsal üretimdeki en büyük hedeflerinden biri ise tahıl üretiminde iç talebi tamamen karşılayabilecek seviyeye gelmektir. Son yıllarda, tahıl üretiminde daha iyi sonuçlara ulaşmak için üretimde kullanılan makinelerin geliştirilmesi adına çok sayıda çalışma yapılmıştır. Yapılan bu çalışmalar dâhilinde, ülkedeki makine üreticileri ABD ve Almanya gibi modern tarımsal makineler üreten ülkelerle anlaşmalar yapmaktadır.
Özbekistan’ın tarımsal üretimdeki bir diğer önemli kısım ise ipekböcekçiliğidir. Doğal ipek yapımında ana hammadde sağlayan ipek böceği yetiştiriciliği, ülkedeki doğal ipek ihtiyacını karşılamaya yöneliktir. Diğer üretim dallarından, sebze ve meyvecilikte de oldukça verimli arazilere sahip olan Özbekistan, iç talebi karşılamanın yanında ihracat faaliyetleri de göstermektedir. Ülkede yetiştirilen başlıca ürünler elma, armut, kiraz, ayva ve kayısıdır.
HUBUBAT ÜRETİMİ VE TÜKETİMİ
Özbekistan’da hububat üretimine bakıldığında, üretimin iç talebi karşılamaya yetmediği görülmektedir. Yukarıda da bahsedildiği gibi ülkede, başta buğday olmak üzere çeşitli hububat ürünlerine duyulan ihtiyacı karşılamaya yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Amerikan Tarım Bakanlığı Dış Ticaret Servisi (USDA FAS) verilerine göre; ülkedeki buğday üretimi giderek artmaktadır. 2003/04 sezonu ile 2014/15 sezonun arasında 1,7 milyon tonluk üretim artışı yaşandığı görülmektedir. 2011/12 sezonunda 6,3 milyon ton olan buğday üretimi, 2012/13 sezonunda 6,7 milyon tona çıkmıştır. 2013/14 sezonunda 6,8 milyon tona ulaşan üretimin, 2014/15 sezonunda da 7,1 milyon tona ulaşacağı öngörülmektedir.
Buğday tüketim grafiğinde ise yıllara göre sürekli bir artış göze çarpmaktadır. 2003/04 sezonunda 5,1 milyon ton olarak gerçekleşen buğday tüketimi 2006/07 sezonunda 6,7 milyon tona, 2011/12 sezonunda ise 7,8 milyon tona ulaşmıştır. 2013/14 sezonunda 8,4 milyon ton civarında gerçekleşen tüketimin, 2014/15 sezonunda da 8,7 milyon ton seviyesinde gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.
Üretim rakamları göz önüne alındığında buğdaydan sonra en yüksek üretim miktarı arpaya aittir. Ancak, buğday üretimine kıyasla arpa üretimi son derece kısıtlıdır. 2003/04 sezonunda 150 bin ton olan Özbekistan’ın arpa üretimi, 2004/05 sezonunda 220 bin tona ulaşmıştır. 2003/04 ve 2013/14 sezonları arasında arpa üretiminin 240 bin tonda sabitlendiğini söylemek mümkündür. Üretim ve tüketim rakamları birbirine yakın seyretse de üretilen arpa miktarı iç talebi karşılamamakta ve az miktarda da olsa arpa ithalatına gidilmektedir.
Diğer hububat ürünlerinin üretim ve tüketimlerinde de arpadakine benzer bir tablo görülmektedir. Özbekistan her yıl ortalama 130 bin ton pirinç, 150 bin ton mısır üretimi gerçekleştirmektedir.
ÖZBEKİSTAN’DA DIŞ TİCARET
Özbekistan’ın 2009 ve 2013 yılları arasında yaptığı ihracatın değerleri incelendiğinde rakamların birbirine yakın seyrettiği görülmektedir. Ancak dış ticaret verilerine göre; 2009 yılında 8.095 milyon dolar olan ithalat değeri, 2011 yılında 9.763’e, 2013 yılında ise 12.328 milyon dolara yükselmiştir. Bununla birlikte 2009 yılında 2.711 milyon dolar dış ticaret açığı veren ülke, 2011 yılında 2.857 milyon dolar ve 2013 yılında ise 6.447 milyon dolar dış ticaret açığı vermiştir.
Ülkede ihracatın başlıca ürünlerini petrol gazları ve diğer gazlı hidrokarbonlar oluşturmaktadır. 2013 yılında bu ürün grubunda 1.149 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilmiştir. Bu ürün grubunun hemen arkasından otomobil, steyşın vagonlar ve yarış arabaları gelmekte olup, bunların 2013 ihracat değeri 648 milyon dolardır. Önemli bir ihracat ürünü olarak ülke ekonomisinde yer edinen pamuk ise (kardensiz ve taranmamış) 2013 yılında yapılan 609 milyon dolarlık ihracat ile üçüncü sıradadır.
Özbekistan’ın ticaret yaptığı ülkelere bakıldığında, ihracatta ilk sırayı Çin’in aldığı görülmektedir. Bu ülkeden yapılan ihracatın değeri 2010 yılında 1.301 bin dolardır. 2012 yılında ise 1.091 bin dolara gerilemiştir. Türkiye ile de 2011 yılında 940 bin dolarlık ihracat gerçekleştirilmiştir; 2011 yılında bu değer 940 bin tona çıkmış ve 2012 yılında ise 813 bin tona gerilemiştir.
İthalat değerleri incelendiğinde ise ilk sırayı 873 milyon dolar (2013) ile kara taşıtları için aksam ve parçalarının aldığı görülür. Bu ürünleri ağırlıklı olarak petrol yağları, gemi ve uçak kumanyası, demir, çelik ve otomobil parçaları takip etmektedir. Özbekistan’ın ithalatında ilk sırayı ise Rusya almaktadır. Rusya’dan 2012 yılında yapılan ithalatın değeri 2.233 bin dolardır. Bir önceki yıla göre 250 bin dolarlık ithalat artışı yaşanmıştır. Çin’den yapılan ithalatın 2012 değeri ise 1.782 bin dolardır. Çin’den ithal edilen ürünlerde de bir önceki yıla göre 423 bin dolarlık artış söz konusudur.
DIŞ TİCARETTE HUBUBAT VE UNUN YERİ
Özbekistan, hububat ihtiyacını karşılayabilmek adına çeşitli çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmalar neticesinde iç talebi karşılamaya yönelik adımlar atılmış fakat az da olsa hala yurtdışından alıma gidilmektedir. Ülkede tüm tahıllar içerisinde ithalat ve ihracat değerleri en yüksek olan ürün buğdaydır.
USDA verilerine göre Özbekistan, 2009 yılından bu yana, her yıl 1,5 milyon tonun üzerinde buğday ithalatı yapmaktadır. 2011 yılında 2,698 milyon ton buğday ithal edilmiş, 650 bin ton buğday ise ihraç edilmiştir. 2012 yılında ise buğday ithalatında gerileme yaşanmış ve ithal edilen miktar 1,863 tona düşmüştür.
Benzer şekilde ihracat oranı da 350 bin tona düşmüştür. 2013 yılı verileri incelendiğinde ise ithalat miktarının yükselişe geçerek 2,224 milyon tona çıktığı, ihracatın da gerilemeye devam ederek 300 tona düştüğü gözlenmektedir. 2014/15 sezonu için öngörülen ithalat miktarı ise 1,8 milyon tondur. İhracat miktarının ise 300 bin ton olarak devam etmesi beklenmektedir.
Buğday unu ithalatı ise 2011 yılında 325 milyon dolar değerindedir. 2012 yılında bu değer 291 milyon dolara çıkmış, 2013 yılında da 271 milyon dolara gerilemiştir.
Diğer hububat ürünlerinin ithalat ve ihracat hareketi neredeyse yok gibidir. Pirinç, mısır ve arpa; ihracatı gerçekleştirilen ürünler değildir. İthalat değerleri ise oldukça düşüktür. Üretimi yapılan pirinç, mısır ve arpa gibi ürünler iç talebi ancak karşılayabilmekte, az miktarda ithalat ile de desteklenmektedir
ÖZBEKİSTAN’DA UN DEĞİRMENCİLİĞİ
Özbekistan’da değirmencilik, diğer Orta Asya ülkelerindeki değirmencilik faaliyetlerinden farklıdır. Köy tipi değirmen ve küçük fırınlar haricinde, değirmenlerin ve fırıncılık endüstrisinin büyük bir kısmı devlete ait işletmelerdir. Üretilen buğday devlet tarafından alınıp glüten içeriğine göre ayrılarak büyük silolarda depolanır.
Depolanan buğdayın büyük gruplar halinde değirmenlere dağıtımı yapılır. Aynı zamanda kalitesine göre de sertifikalandırılır. Sertifikalandırma test ağırlığı, glüten içeriği, nem vb. gibi niteliklere göre yapılmaktadır. Değirmenlerde öğütülecek un oranı da devlet tarafından belirlenmektedir. Bu oranlar bölgeye göre değişmekle birlikte yaklaşık yüzde 78 ve yüzde 82 arasındadır.
Devlet teşekküllü anonim bir şirket olan “Uzdonmahsulot”, tahılların ve tohumların devletin ihtiyacına göre satın alınması, sınıflandırılması ve depolanmasından sorumludur. Bunun yanında Uzdonmahsulot dâhilindeki firmalar buğday unu, büyükbaş hayvan yemi, unlu mamuller, makarna ve şekerli gıdaların da üretimini gerçekleştirmektedir.
Şirketin açıklamalarına göre; 2011 yılı itibariyle iç talebi karşılamak amacıyla un, tahıl, hayvan yemi, ekmek, makarna ve fırıncılık ürünleri üreten 44 fırın ve bunların 34 şubesi, 55 büyük değirmen, 45 yem, 40 fırınlama, 25 makarna, 63 ürün temizleme tesisi ve 5 adet de öğütme taşı üretim tesisi bulunmaktadır.
Ülkedeki birçok ürün temizleme tesisi Avrupa’dan getirilen teknolojik ekipmanlarla yenilenmiş; üretimde, ürün kalitesinde artış sağlanmaya çalışılmıştır. 2011 yılında Uzdonmahsulot şirketi toplam 1.4 milyon ton un, 39 bin ton ekmek, 22 bin ton makarna ve 500 ton irmik üretimi gerçekleştirmiştir. 2013 yılında ise bir önceki yıla göre 30 bin ton artış göstererek 6,78 milyon tona ulaşan buğdayın yaklaşık yüzde 55’i öğütülecek kalitededir.
Özbekistan’da “Uzdonmahsulot”un yanı sıra özel birer teşebbüs olan birçok küçük değirmen pazarda aktif rol almaya başlamıştır. Yalnızca Taşkent civarında yılda 1,5 milyon ton buğday öğütme kapasitesi olan 60 özel değirmen vardır. Bunların birçoğu Kazakistan’dan ithal edilen buğdayı kullanmaktadır. Özbek özel değirmenleri Özbekistan’ın yüksek kalite buğday unu ihtiyacını tamamen karşılayabilecekleri ve yakın zamanda Kazakistan buğdayına ihtiyaç duymayacakları iddiasındalar.
Özel değirmen girişimcileri kısa bir süre önce Özel Tahıl Değirmeni Girişimcileri Derneği’ni kurmuştur. Hedefleri ise iç ve dış pazarda Özbek değirmencilerin istek ve ihtiyaçları için lobi oluşturmaktır. Özbekistan, zaman içinde Kazakistan’dan ithal ettiği buğday ununu azaltmak ve kendi buğday öğütme faaliyetlerine odaklanmayı istemektedir.