Birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de sağlıksız depolama koşulları nedeniyle her yıl önemli miktarda tahıl kaybı yaşanıyor. Ayrıca depolama imkânlarının yetersizliği, piyasadaki arz-talep dengesi üzerinde de olumsuz bir etkiye sahip. Türkiye, bu sorunların çözümü için 2005 yılında Lisanslı Depoculuk Kanunu’nu çıkardı, ancak fiili olarak ilk lisanslı depolama şirketi 2010 yılında TMO-TOBB öncülüğünde kuruldu. Bu örnekle birlikte hızla artan lisanslı depolama şirketlerine devlet tarafından da yoğun bir destek var. Bu sayede Mart 2017 itibariyle bu şirketlerin sayısı 49’u bulmuş durumda.
LİDAŞDER, yani Tarım Ürünleri Lisanslı Depo ve Yetkili Sınıflandırıcı Şirketleri Derneği de yeni gelişen bu sektörü temsil etmek, Türkiye’de lisanslı depoculuk ve yetkili sınıflandırıcılık faaliyetlerinin etkinleştirilmesini ve geliştirilmesini sağlamak amacıyla 3 yıl önce kuruldu.
Şu an derneğin 29 üyesi bulunduğunu ve lisanslı depoculuğun gelişmesiyle üye sayılarının her gün arttığını söyleyen LİDAŞDER’in Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hikmet Özkan ile lisanslı depoculuk sisteminin işleyişini, kazanımlarını ve geleceğini konuştuk.
Sayın Özkan, öncelikle sizi ve Tarım Ürünleri Lisanslı Depo ve Yetkili Sınıflandırıcı Şirketleri Derneği LİDAŞDER’i tanıyabilir miyiz? Derneğinizin amacı ve hedefleri hakkında bilgi verir misiniz?
Ben ziraat mühendisiyim. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürlüğü’nde çeşitli görevlerin yanında Alım ve Muhafaza Daire Başkanı olarak görev yaptım. Bu sürede Türkiye’de ilk lisanslı depo şirketi olan TMO-TOBB Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk A.Ş. Yönetim Kurulu Üyeliği ve Başkan Yardımcılığı görevini yürüttüm. 2012 yılında TMO’dan emekli olduktan sonra özel bir lisanslı depo şirketinde yönetici olarak görev aldım ve Türkiye’de özel sektöre ait ilk lisanslı depo şirketinin lisans alımı çalışmalarını yürüttüm. Lisanslı depoculukla ilgili birçok toplantı ve seminere konuşmacı olarak katıldım ve birçok dergide lisanslı depoculukla ilgili makalelerim yayınlandı. Şu anda Tarım Ürünleri Lisanslı Depo ve Yetkili Sınıflandırıcı Şirketleri Derneği (LİDAŞDER) kurucu üyeleri arasında bulunuyorum ve kurucusu olduğum Tokay Danışmanlık Ltd. Şti.’nin temsilcisi olarak LİDAŞDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini yürütmekteyim.
Derneğimize gelince; 2014 yılında kurulan LİDAŞDER’in merkezi Ankara. Derneğimizin 29 üyesi bulunuyor. Lisanslı depoculuğun gelişmesiyle üye sayımız her gün artıyor. Derneğimizin amacını lisanslı depoculuk ve yetkili sınıflandırıcılık faaliyetlerinin etkinleştirilmesi ve geliştirilmesini sağlamak, karşılaşılan sorunların çözümüne yönelik çalışmak, sorunları ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına ileterek çözüm üretmek, bu konuda çalışma ve araştırma yapan kişi ve kuruluşlara destek vermek olarak belirledik. Bunların yanında derneğimizin diğer amaçlarını ise işbirliği yapmak, üyelerimiz arasındaki dayanışmayı sağlamak, onların hak ve çıkarlarını korumak, bilimsel, sosyal, teknik ve ekonomik yönlerden üyelerimize rehberlik etmek, ulusal ve uluslararası platformlarda onları temsil etmek olarak sıralayabilirim.
Hâlihazırda var olan ve ileride kurulacak tüm lisanslı depo ve yetkili sınıflandırıcı şirketleriyle birlikte ülkemizde lisanslı depoculuğun gelişmesine ve hak ettiği seviyeye ulaşmasına katkı sağlamayı hedefliyoruz.
Yaklaşık 3 yıl önce kurulan derneğiniz, Türkiye’deki lisanslı depo ve yetkili sınıflandırıcıların ne kadarlık bir kısmını temsil ediyor?
Bu gün itibariyle Türkiye’de 5 milyon 481 bin 800 ton kapasiteli 49 adet lisanslı depo şirketi bulunuyor ve bunların 19 tanesi, 862 bin 840 ton için lisans aldı. Lisans alan 19 şirketin 16’sı, diğer bir ifadeyle yüzde 84’ü Derneğimizin üyesidir.
Lisanslı depoculuk son günlerde daha çok gündeme gelmektedir. Lisanslı depoculuk sisteminin gelişim süreci ve işleyişi hakkında bilgi verir misiniz?
Ülkemizde lisanslı depoculuk sistemi, 17.02.2005 tarih, 25730 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu ve bu kanun hükümleri doğrultusunda çıkartılan Yönetmelik ve Tebliğler tarafından düzenleniyor.
Kanun, 2005 yılında yayımlanmış olmasına rağmen ilk lisanslı depo şirketi, TMO ve TOBB ortaklığıyla 2010 yılında TMO-TOBB Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk A.Ş. adı altında kuruldu. Şirket, Türkiye’de ilk lisanslı depoculuk uygulamasını 2011 yılında Polatlı’daki 40 bin tonluk tesislerde başlattı.
TMO-TOBB Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk A.Ş.’nin uygulamaları örnek oldu, sağlanan destekler sayesinde lisanslı depoculuğa olan ilgi arttı ve hububat yanında zeytin, pamuk ve fındıkta da lisanslı depoculuk uygulaması başlatıldı. 2017 Mart ayı itibariyle kurulmuş lisanslı depo şirketi sayısı 49’a ulaştı.
Lisanslı depoculuk sisteminin işleyişi kısaca şöyle; lisanslı depoculuk şirketi kuruluş ve lisans alma işlemleri Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından yürütülüyor. Hububatta en az 20 bin ton kapasiteli ve ilgili tebliğde belirtilen kriterlere uygun depolama tesisleri için lisans alınabiliyor. Lisans alan işletme, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından onaylanan belirli bir depo kira ücreti üzerinden ürün kabulüne başlıyor. Kabul edilen ürünün, lisanslı depo işletmesi tarafından mudiye aynı miktar ve kalitede teslim edilmesi zorunlu. Lisanslı depoya getirilen ürün, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş yetkili, sınıflandırıcı laboratuvar tarafından analiz ve sınıflandırması yapıldıktan sonra depolanıyor ve ürün için “Elektronik Ürün Senedi” düzenleniyor.
Elektronik ürün senedi sahibi mudiler, ürünlerini henüz ürün ihtisas borsası kurulmadığından, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş ticaret borsalarındaki platformlarda, talimat vererek elektronik ortamda alım-satım yapabiliyor veya istediği anda geri çekebiliyorlar.
Kuruluş işlemleri devam eden Ürün İhtisas Borsası açıldıktan sonra, lisanslı depolardaki ürünler elektronik ortamda ulusal ve uluslararası piyasalarda işlem görebilecek. Lisanslı depodaki ürünü satacak veya satın alacak kişilerin, banka yatırım hesaplarının olması ve yetkilendirilmiş borsa platformuna üye olmaları gerekiyor. Alım-satım işleminin borsa tarafından tescil edilmesi sonrası TAKASBANK tarafından Merkezi Kayıt Kuruluşu’nda oluşan veriler dikkate alınarak alım-satım işlemlerinin hesaplar arası aktarımı gerçekleştiriliyor.
Türkiye’de tarım ürünlerinin depolanmasıyla ilgili yıllardır konuşulan pek çok sıkıntı var. Öncelikle bu sorunlardan biraz bahseder misiniz? Lisanslı depoculuk sistemi bu sorunların çözümüne nasıl bir katkı sağlıyor?
Türkiye’de toplam 40 milyon ton civarında hububat, baklagiller ve yağlı tohum üretimi yapılıyor. Ayrıca dünya üretiminde ve ihracatında ilk sıralarında yer aldığımız fındık, kuru kayısı, antepfıstığı, zeytin, zeytinyağı, kuru üzüm, kuru incir gibi ürünler de Türkiye’de önemli miktarlarda üretiliyor. Türkiye’deki üreticiler, küçük ölçekli alanlarda tarım yaptıkları, depolama ve finansman imkânları yetersiz olduğu için ürünlerini bekletmek yerine hasat döneminde satmak zorunda kalıyor.
Diğer taraftan alıcılar ise hasat döneminde arz edilen miktardaki ürünü stoklayabilecekleri yeterli depo ve finansman gücüne sahip olmadıkları için alımlarını tüketime bağlı olarak yıla yayıyor. Bu nedenle, hasat dönemlerinde piyasa fiyatları üretici aleyhine oluşabiliyor.
Ülkemiz açısından stratejik öneme sahip tarımsal ürünlerin üretiminde sürdürülebilirliğin sağlanması ve belirtilen olumsuzlukların ortadan kaldırılabilmesi için gelişmiş ülkelerde olduğu gibi lisanslı depoculuk sistemi önemli bir çözüm olarak karşımıza çıkıyor. Lisanslı depoculuk sistemi, yüksek standart ve kapasitede depo yapımını sağlıyor. Üretici, tüccar ve sanayiciler, bu depolarda stokladıkları ürünlerin karşılığı olarak düzenlenen elektronik ürün senetleri rehin ederek finans kuruluşlarından uygun koşullarda finansman sağlayabiliyor.
Bu durum; üreticilere, ürünlerini hasat döneminde satmadan lisanslı depolarda bekletme ve hasat sonrasında daha iyi fiyatla satma imkânı veriyor. Buna karşılık tüccar ve sanayiciler de depo yatırım maliyetine katlanmaksızın, ürünlerini lisanslı depolarda stoklayıp finansman imkânı sağlayabiliyor ve hasat döneminde daha fazla ürün alabiliyor. Böylece lisanslı depoculuk sistemi sayesinde hasat dönemindeki arz- talep dengesizliği büyük ölçüde önlenebiliyor.
Hangi ürünlerde lisanslı depoculuk yapılabilmektedir? Lisanslı depoculuk sisteminin paydaşlarına sağladığı avantajlar nelerdir?
Bugün itibariyle hububat, baklagiller ve yağlı tohumlar, pamuk, fındık, zeytin, zeytinyağı, kuru kayısı ve antepfıstığı gibi ürünler için lisanslı depoculuk yapılabiliyor. Kuru üzüm ve incirin yanı sıra raf ömrü uzun, sınıflandırılabilir ve stoklanabilir diğer tarım ürünlerinde de gerekli mevzuatın oluşturulması halinde lisanslı depoculuk yapılabilecek.
Lisanslı depoculuğun paydaşları üreticiler, tüccarlar, sanayiciler, borsalar, bankalar, sigorta şirketleridir. Lisanslı depoculuk sistemi ile:
• Tarım ürünlerinde hasat dönemlerindeki arz fazlası nedeniyle oluşan fiyat düşüşlerinin önlenmesi,
• Tarım ürünleri ticaretinin kolaylaştırılması ve kayıt altına alınması,
• Müdahale kurumlarının piyasaya etkilerinin asgariye indirilerek serbest piyasanın gelişmesinin sağlanması,
• Üretici, tüccar ve sanayicilerin, lisanslı depolardaki ürün karşılığında aldıkları “Elektronik Ürün Senetleri” aracılığıyla finans kuruluşlarından uygun finansman sağlamaları,
• Tarım ürünleri ticaretinin, herkesçe kabul gören, standartları belirlenmiş, analiz ve sınıflandırılması bağımsız laboratuvarlar tarafından belirlenen ürünler üzerinden yapılması, kaliteli üretimin teşvik edilmesi, güvenli bir piyasanın oluşturulması,
• Satıcıların elektronik ortamda aynı anda tüm alıcılara ulaşabilmeleri ve risk olmadan peşin bedelli satış yapabilmeleri,
• Alıcıların, standartları belirlenmiş ve modern depolarda sağlıklı bir şekilde korunmuş tarımsal ürünleri elektronik ortamda satın alabilmeleri,
• Ürün ihtisas borsasının kurulması ve lisanslı depolardaki ürünlerin uluslararası piyasalarda işlem görmeye başlanmasıyla birlikte Türkiye’nin Orta Doğu, Balkanlar, Türkî Cumhuriyetler ve Asya coğrafyasındaki tarım ürünleri ticaretinde de önemli rol üstlenmesi ve pay sahibi olunması amaçlanmıştır.
Devletin lisanslı depoculuk sistemine sağladığı teşvik ve destek var mı? Varsa bu konuda da bilgi verir misiniz?
Devlet, lisanslı depoculuğun geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için çeşitli vergi istisnaları, depo kira desteği ve yatırım desteği sağlıyor.
3/7/2009 tarihli 27277 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5904 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun ile 31.12.2018 tarihine kadar ürünlerini lisanslı depolarda stoklayarak Elektronik Ürün Senedi aracılığıyla satış yapan üreticilere; % 2 stopaj vergisi, lisanslı depoya bırakılan ürün için düzenlenen Elektronik Ürün Senetlerinin el değiştirmesinden doğan kazançlara gelir vergisi ve kurumlar vergisi ile katma değer vergisi (KDV) istisnası getirildi.
Ayrıca; lisanslı depolarda muhafaza edilen ürünlere 5 yıl süreyle kira desteği ödemesi yapılacağı 16 Ekim 2014 Tarih, 29147 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı ila açıklandı. Karara göre; lisanslı depolarda muhafaza edilen buğday, arpa, çavdar, yulaf, mısır, çeltik, pirinç, mercimek, nohut, fasulye, bezelye, ayçiçeği için ton başına aylık 3 TL; pamuk için ton başına aylık 7 TL; fındık, zeytin, zeytinyağı, kuru kaysı, antepfıstığı, kuru üzüm, kuru incir için ton başına 10 TL’yi geçmemek üzere Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca onaylanacak kira ücretlerinin %50’si oranında kira desteği veriliyor.
Bir diğer destek olan yatırım kredi desteği, 27/12/2016 tarihli ve 2016/9665 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ve Tarım Kredi Kooperatiflerince Tarımsal Üretime Dair Düşük Faizli Yatırım ve İşletme Kredisi Kullandırılmasına İlişkin Karar kapsamında ele alınıyor. Bu karar doğrultusunda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca 08.03.2017 tarih 3001 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Tebliğ kapsamında kurulmuş/kurulacak lisanslı depo işletmelerine, cari faiz oranları üzerinden yatırım döneminde yüzde 50, işletme döneminde yüzde 25 faiz indirimli olarak 5.000.000 TL’ye kadar kredi kullandırılmaktadır. İlgili Bakanlık, kredi tutarı ve faiz indirimi oranının yükseltilmesiyle ilgili çalışmalarını devam ettiriyor.
Lisanslı depoculuk için aynı zamanda bölgesel devlet desteklerinden de faydalanmak mümkün. 15/06/2012 tarihli ve 2012/3305 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile yürürlüğe konulan Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar ve bu Kararın uygulanmasına İlişkin Ekonomi Bakanlığınca çıkarılan 2012/1 sayılı “Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararın Uygulanmasına İlişkin Tebliğ” ile lisanslı depoculuk hizmetleri de bölgesel desteklerden yararlandırılacak yatırım konuları arasına dâhil edildi.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Sayın Bülent Tüfenkçi, 02.03.2017 tarihinde basına yaptığı açıklamada lisanslı depoculukla ilgili destek çalışmaların devam ettiğini açıkladı. Tüfenkçi, açıklamasında yardım başlıkları olarak şunları sıraladı;
• Kira ve depo yapım desteğini daha da artırıyoruz.
• Yapım aşamasındaki yatırım desteğini 5 milyondan 10 milyona çıkarıyoruz.
• Nakliye desteği veriyoruz.
• Küçük kooperatiflerin depolama maliyetlerini biz karşılıyoruz.
• Laboratuvar ücretlerini biz karşılıyoruz.
• Kira bedelinin yüzde 50’sini karşılıyorduk, şimdi yüzde 75’ini karşılayacağız.
• 5’nci bölge teşviklerinden yararlanacaklar.
• Elektronik senetlerin bankalara teminat gösterilerek kredi çekilmesi halinde oluşacak faizin yarısını da bizler karşılayacağız.
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürlüğü uzun süreli kiralama garantisi yöntemiyle depolama tesisleri yaptırmaktadır. Sizce bu yöntemle yaptırılacak depolama tesislerinin lisanlı depoculuk sistemine etkileri nedir?
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürlüğü, 2016 yılından itibaren lisanslı depolarda stoklanmış ürün karşılığı düzenlenen elektronik ürün senetleri aracılığıyla alım ve satım yapmaya başladı. TMO yetkilileri, TMO’nun fiziki alımlardan çıkarak müdahale alım ve satışlarını, lisanslı depolar aracılığıyla yapacağını ifade etti. Bu hedefin gerçekleştirilmesi amacıyla TMO Genel Müdürlüğü, “Özel Sektöre Uzun Süreli Kiralama Yoluyla Lisanslı Depoculuk Kriterlerine Haiz Hububat Siloları Yaptırılması” sürecini başlattı.
Bu kapsamda ilk etapta 11 noktada 640 bin ton, ikinci etapta 30 farklı yerde toplam 1 milyon 490 bin ton için firmalar sözleşmeye çağırıldı. Diğer taraftan TMO, iştiraki TMO-TOB Lisanslı Depoculuk A.Ş ve Tarım Kredi Kooperatifleri ile bazı noktalarda lisanslı depo yapımı konusunda sözleşme imzaladı ve lisanslı depoculuğa uygun bazı depolarını işletmek üzere lisanslı depo şirketlerinden teklif aldı. TMO’nun bu politikaları lisanslı depoculuğun Türkiye geneline yayılması açısından büyük önem arz ediyor. Bu uygulamalar başlatıldığı için dernek olarak TMO Genel Müdürlüğü’ne şükranlarımızı sunuyoruz.
Türkiye’de ürün bazında şu ana kadar kaç adet ve kaç ton kapasiteli lisanslı depo şirketi kuruldu? Sizce lisanslı depoculukta Türkiye’nin hala ne kadarlık açığı bulunuyor?
Türkiye’de şu ana kadar 49 adet 5 milyon 481 bin 800 ton kapasiteli lisanslı depoculuk şirketi kuruldu. Bu irketlerden 19’u 862 bin 840 ton için lisans alarak lisanslı depoculuk faaliyetlerini sürdürüyor. Lisans alan şirketlerin 17’su (840 bin 840 ton) hububat, biri zeytin (5 bin ton), biri pamuk (17.000 ton) ürünleri alanında faaliyet gösteriyor.
Hububat, baklagiller ve yağlı tohumlarda lisanslı depoculuk, İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerinin bazı illerinde belli kapasiteye ulaştı ancak diğer bölgelerde depolara ihtiyaç bulunuyor. Hububat dışındaki diğer ürünlerde ise lisanslı depoculuk yeterli seviyede değil.
Sizce lisanslı depoculuk sisteminin daha da yaygınlaştırılması için neler yapılmalıdır?
Devletin sağladığı vergi istisnaları, 31.12.2018 tarihinde; depo kira desteği ise 16.10.2019 tarihinde sona erecek. Ancak bu istisna ve desteklerinin arttırılarak devam ettirilmesi, lisanslı depo yatırımcılarının depo yapacakları uygun alanların tarım arazisi olması nedeniyle arsa temininde yaşanan sorunların giderilmesi, ürün ihtisas borsasının en kısa sürede faaliyete geçirilmesi, henüz lisanslı depoculuk tebliği bulunmayan diğer ürünler için de tebliğlerinin çıkarılması, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarının işbirliği içerisinde yayım ve tanıtım çalışmaları yapması, lisanslı depoculuğun gelişmesini sağlayacaktır.
Bu sisteminin yaygınlaşması için dernek olarak sizin yaptığınız çalışmalar nelerdir?
Derneğimiz, kurulduğu günden itibaren lisanslı depoculuk uygulamalarında yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri yanında, uygulamaların daha da geliştirilmesi için yapılması gerekenler konusunda üyelerinden aldığı bilgileri derleyerek ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına yazılı olarak iletmiş, çeşitli toplantılarda gündeme getirmiştir.
Ayrıca lisanslı depoculuğun tanıtılması için birçok üretici, yatırımcı ve borsalar bilgilendirilmiş; TV programlarına katılım sağlanmış ve çeşitli dergilere röportajlar verilmiştir. Bundan sonra da çalışmalarımızı artırarak sürdürmeyi planlıyoruz.
Son olarak eklemek istediğiniz husus var mı?
Türkiye açısından stratejik önemi olan tarım ürünlerinin üretiminde sürdürülebilirliğin sağlanması, üretici, tüccar ve sanayiciler için istikrarlı ve kârlı bir tarım ürünleri piyasası oluşturulmasına bağlıdır. Böyle bir piyasanın oluşturulması ve sürdürülebilmesi için gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de lisanslı depoculuğun yaygınlaştırılması gerekiyor. Bu nedenle devletimizin sağladığı teşvik ve destekleri devam ettireceğine inanıyor, yatırımcıların da bu doğrultuda lisanslı depoculuğa yatırım yapmalarını tavsiye ediyoruz.