Irak, dünyanın en büyük tahıl ithalatçıları arasında. 39 milyonluk ülkede yılda ortalama altı milyon ton buğday tüketiliyor. Buğday ekim alanlarının azaldığı ülkenin ilerleyen süreçte buğday ve un ihracatını artırması gerekecek. Önümüzdeki 2018-19 döneminde tahılda ithalat gereksiniminin 4,4 milyon ton civarında olacağı tahmin ediliyor. Bunun 2,9 milyon tonunu (un şeklinde olmak üzere) buğday ve 1,1 milyon tonunu pirinç oluşturacak. 
Irak, yıllar süren savaşlar ve toplumsal kargaşanın ardından ekonominin tüm sektörlerine sirayet eden bir dizi zorlukla karşı karşıya. Bu zorlukların başlıcaları; sosyal ve ekonomik altyapı durumunun kötüleşmesi, toplumun sosyal dokusunun bozulması ve petrol gelirlerine bağımlılığın artması geliyor. Irak’ın GSYİH’sinin üçte ikisi ve ithalat ile mali gelirlerin neredeyse tamamını petrol gelirleri oluşturuyor.
Yaklaşık 34 milyon nüfusa ve yıllık %2,6’lık nüfus artış oranına sahip Irak’ta vatandaşların yarısından fazlası 20 yaşın altında. 437,072 metrekarelik yüz ölçüme sahip Irak'ın gelişerek bir orta sınıf ülkesi olması imkansız değil. Çok uzun bir ticaret geçişi, derin ticari gelenekleri ve zengin doğal kaynakları ile (kanıtlanmış petrol rezervleri bakımından dünya ikincisi) Irak, kültür ve ticaretin kesiştiği noktada yer alıyor ve müthiş bir potansiyele sahip.
Irak ekonomisi, yükselen petrol fiyatları ve mali istikrardaki artış sayesinde 2016’da yüzde 10’un üzerinde güçlü bir büyüme kaydetti. Irak güvenlik güçlerinin devam eden direnişe karşı gösterdiği başarı ile ülkedeki güvenlik durumu da bir ölçüde iyileşti. Amerikan ordusunun desteklediği Irak güçleri, Musul’u terör örgütü DAEŞ’ten geri almayı başardı.
Irak’ın uzun dönemli ekonomik gelişmesi için kilit önemde olan ürün çeşitlendirmesinin başarılabilmesi, özel sektörün katılımını sağlayacak güçlü bir yatırım ortamı gerektiriyor. Bunun için de güvenlik atmosferinin sağlanması ve hukukun üstünlüğünün tesis edilmesi şart.
Irak’ın daha çok devlet tarafından yürütülen ekonomisinde petrol sektörünün ağırlığı mevcut. DAEŞ’e karşı yürütülen savaş, ekonomi üzerine büyük bir yük bindirdi ve Bağdat yönetimi Musul ve kurtarılan diğer şehirlerin savaştan ağır zarar gören altyapısını yeniden inşa etmek için ekstra maliyetleri de omuzlamak zorunda. İşletmeler de güvenliklerini sağlamak için büyük paralar harcıyor. Külfetli ve karmaşık prosedürler ile kamu ihalelerindeki ödemelerin gecikmesi de özel sektörü zor durumda bırakıyor.
TAHIL İTHALATINA 750 MİLYON DOLAR ÖDÜYOR
Resmi rakamlara göre, her beş Iraklıdan biri çiftçi. Tarım daha çok küçük araziler temelinde ve düşük yatırım-düşük kazanç sistemine göre yapılıyor. Tarımsal ürün verimi ise başka yerlere kıyasla düşük. Çiftçilerin büyük bölümü (yüzde 75) tarımsal ürünlerin yetiştirilmesinden gelir elde ediyor. Gelirin geri kalanı ise hayvan yetiştiriciliği ve hayvan ve tarım ürünlerini birlikte yetiştiren tesislerden elde ediliyor. En çok yetiştirilen ürünler buğday ve arpa. Bunlar daha çok kuzey ve orta kesimlerde yağış alan bölgelerde ekiliyor. Güney kesimlere doğru ise tarım Dicle ve Fırat nehirlerinden gelen suya bağımlı durumda.
Hükümetin tarım politikasını, sektör girdilerinin (gübre, tohum, ilaç, tarım aletleri ve makineler) kontrol ve sübvansiyonu karakterize ediyor. En önemli ürün olan buğday üzerinde sıkı kontrol uygulanıyor ve serbest piyasa şartlarının olmaması buğday ticaretini etkiliyor.
Irak’ta tarım, artan nüfusu besleme baskısını derinden hissediyor. Yıllık gıda açığını karşılamak adına temel gıda maddeleri ithalatı için 5 milyar dolar ödeyen Bağdat, ülke içindeki üretimin sürdürülebilir şekilde artırılmaması durumunda önümüzdeki yıllarda çok daha yüksek rakamlar ödemek zorunda kalabilir.
Irak, yılda ortalama 2,6 milyon ton buğday ithal ediyor. Başta buğday olmak üzere tüm tahılların ithalatı için yıllık 750 milyon dolar ödeniyor.
Ülkede en çok yetiştirilen tarım ürünleri, daha çok buğday ve arpa olmak üzere tahıllar ve ekilebilir alanların yüzde 80’i bu ürünlere ayrılıyor. Buğday en çok kuzey ve orta kesimlerdeki yağış alan bölgelerde ekiliyor. Iraklı çiftçiler, ülke genelinde 3 milyon hektarlık alan buğday ve arpa ekiyor.
DEVAM EDEN ÇATIŞMALAR ÜRETİMİ ETKİLEYECEK
Iraklı çiftçiler, buğdayı daha çok bu ürünün anavatanı olan topraklarda yetiştiriyor. Fırat ve Dicle nehirleri arasındaki bu bölge, “Verimli Hilal” olarak nitelendiriliyor. 10 bin yıl kadar önce buğday ilk kez bu topraklarda yetiştirilmişti. Irak’ta ekilebilir alanlar, ülke yüzölçümünün yaklaşık yüzde 15’ine, yani 8 milyon hektara tekabül ediyor. Fakat sadece 4-5 milyon hektarlık alana ekim yapılıyor. Ekilen arazilerin %70 ile %85’ine tahıl ekiliyor.
MISIR VE PİRİNÇ EKİMİNE YASAK
Bununla birlikte giderek düzensiz hale gelen yağışlar ile akarsuların doğduğu Türkiye’deki ve üzerinden geçtiği Suriye’deki baraj inşaatları, en önemli nehirler olan Dicle ve Fırat’taki su debisini son dönemde yüzde 50 oranında azalttı. Bu durum, ülkenin tarım sektörüne büyük darbe vurdu. Sonuç olarak, Irak hükümeti mısır ve pirinç dahil olmak üzere yaz tahıllarının yetiştirilmesine yasak getirdi.
Su kıtlığının yanında DAEŞ’in, ülkenin tahıl kuşağını oluşturan Selahaddin, Ninova, Kerkük ve Anbar eyaletlerini 2014 yılında işgal etmesi de tahıl üretimini etkiledi. Bu bölgeyi kaybeden Bağdat, yıllık buğday ve arpa üretiminin üçte birlik bölümünden, bir başka deyişle her yıl 1 milyon ton buğdaydan mahrum kalmış oldu.
BUĞDAY İTHALATI ARTACAK
Çatışma alanlarındaki makime ve sulama tertibatları da zarar gördü. Sulama suyunun az olmasından dolayı, çiftçiler kuru pirinç üretimi tekniklerine yönlendirildi. Normalde hükümet tarafından dağıtılan tohumların ellerine zamanında ulaşmaması sebebiyle birçok çiftçi sertifikasız tohumlar kullanmak zorunda kaldı ve bu da düşük verime yol açtı.
Tarım Bakanlığı Sözcüsü Hamid el Nayef, 2018-19 döneminde buğday ekilen alanların yüzde 50 oranında düşebileceğini söyledi. Sonuç olarak ülkenin ithalatı artırması gerekecek. Irak, 2017-18 döneminde 4,1 milyon ton buğday ithal etmişti.
Türkiye’nin Ilısu Barajı projesi, Irak hükümetinin Temmuz ayında başlayan pirinç ve mısır ekimiyle ilgili planları durdurmasına yol açtı. Her iki ürün de büyük miktarda sulama suyuna ihtiyaç duyuyor. Sonuç olarak, 2018 tahıl hasadı, 4,3 milyon tonun altında kalacak. Buğday üretiminin de geçtiğimiz yıla göre yüzde 14 ve beş yıllık ortalamaya göre yüzde 20 düşeceği tahmin ediliyor.
Irak, 2017-18 döneminde 4 milyon dönümlük araziye buğday ekmişti. Amerikan Tarım Bakanlığı’nın (USDA) tahminlerine göre, ülkedeki buğday hasadı 2018-19 döneminde 4 milyon ton civarında kalacak. USDA’ya göre Irak’ın buğday stokları dönem başında 880 bin tondan 1,3 milyon tona çıkacak.
Irak, gelecek yıl mısır ithalatına da devam etmek zorunda kalacak. Ülkede şu anda bir yıl kadar yetecek 100 bin tonluk mısır stoku mevcut. Irak Su Bakanlığı’nın tüm tahıllara yetecek kadar su tedarik edememesi sebebiyle, Tarım Bakanlığı pirinç, sarı ve beyaz mısır, susam, ayçiçeği ve pamuk ekimi planlarını durdurmak zorunda kaldı.
Irak Ticaret Bakanlığı, 1 numaralı buğdayın tonuna yaklaşık 487 dolar ödeyerek buğday üreticilerini destekliyor. Yine de verilen bu fiyat, önceki yıllara göre keskin bir düşüşü ifade ediyor ve önümüzdeki yıllarda ekim alanlarının azalmasına yol açabilir. Geçtiğimiz yıllarda düşük seyreden petrol fiyatları ve ülkede devam eden çatışmaların, hükümetin tarım sektörüne verdiği desteği olumsuz yönde etkilediği söylenebilir.
Önümüzdeki 2018-19 döneminde (Temmuz/Haziran) tahılda ithalat gereksiniminin 4,4 milyon ton civarında olacağı tahmin ediliyor. Bunun 2,9 milyon tonunu (un şeklinde olmak üzere) buğday ve 1,1 milyon tonunu pirinç oluşturacak. Toplam tahıl ithalatı geçtiğimiz yıla göre aynı kalmakla birlikte, beş yıllık ortalamanın yüzde 20 üzerinde seyredecek.
IRAK İTHALATTA UN YERİNE BUĞDAYA YÖNELEBİLİR
Irak’ta un ithalatından özel sektör sorumlu olsa da hükümet buğday ithalatını sıkı şekilde kontrol ediyor. USDA’ya göre, un ithalatında 2014 yılından bu yana görülen yüzde 50’lik artış, yerel üretimin Iraklı fırıncıların kalite beklentilerini karşılayamadığını gösteriyor. Iraklı yetkililer son dönemde, hükümetin özel sektöre ait değirmenlere sağlamak üzere, halka temel gıda maddelerinin indirimli olarak dağıtıldığı Kamu Dağıtım Sistemi’nden (PDS) buğday ithal edebileceğini dillendiriyor. Böylece, şu anda üçte bir kapasiteyle işletilen değirmenlerden daha iyi faydalanılması ve buğdayın kepek kısmının da hayvan yemi olarak satılması hedefleniyor.
IRAK’TA DEĞİRMENCİLİK ENDÜSTRİSİ
Irak yılda 4,5-5 milyon tonluk buğdaya ihtiyaç duyuyor. Bu da her yıl 2 milyon ton civarında ithalat yapması gerektiğini gösteriyor. Irak’ta tahıl ithalatı Irak Tahıl Ofisi tarafından kontrol ediliyor. Daha çok ABD, Kanada ve Avustralya menşeli ürünler ithal ediliyor.
Ticaret Bakanlığı’na bağlı olan Tahıl Ofisi, ülkedeki gıda yardımı programı kapsamında kullanılmak üzere düzenli olarak uluslararası ihale duyuruları yapıyor. Bu program kapsamında un, yemeklik yağ, pirinç, şeker ve bebek mamasından oluşan paketler halka karne ile dağıtılıyor. Sistem kapsamında, ithal edilen buğday, yerel buğdayla karıştırılarak un elde ediliyor. Yerel ve ithal buğday, Tahıl Ofisi’nin belirlediği formüle göre devlete ait buğday işleme şirketi tarafından değirmencilere gönderiliyor. Sonuç olarak, üretilen unun büyük bölümü, dünyanın en büyük gıda dağıtımı sistemi olan PDS kapsamında ihtiyaç sahibi vatandaşlara dağıtılıyor.
IRAK PAZARINDA TÜRKİYE HAKİMİYETİ
Irak, dünyanın en büyük tahıl ithalatçıları arasında. 39 milyonluk ülkede yılda ortalama altı milyon ton buğday tüketiliyor. Irak Ticaret Bakanlığı verilerine göre, yıllık ihtiyacının yaklaşık yarısına denk gelen üç milyon ton unu da ithal ediyor. Un ihracatında son altı yıldır dünya lideri olan Türkiye, bu ihracatın yüzde 40’ını Irak’a yapıyor. lrak pazarının yüzde 90’ına Türk uncular hakim.
Irak’ta değirmencilik sektöründe, 2003’teki Amerikan işgalinden bu yana gereken bakım yapılamıyor. Çoğu özel sektöre ait olan değirmenlerde; güvenlik sorunları, yeterli sayıda nitelikli işçi ve teknisyenin bulunmaması ve kaliteli yedek parçalara ulaşmadaki zorluk sebebiye bakım ve kontrol işlemleri gerektiği gibi yapılamıyor.
Irak’ta tahıl ticaretinde son yıllarda hakim olan trend, Ticaret Bakanlığı ve özel sektör rollerinin tersine dönmesi oldu. 2014 öncesinde buğday ve pirinç ithalatı, PDS programında kullanılmak üzere ağırlıklı olarak Ticaret Bakanlığı tarafından yapılıyordu. 2014’ten bu yana ise PDS için yapılan ithalat azalırken, özel sektör tarafından yapılan un ve pirinç ithalatı arttı.
Ticaret Bakanlığı’nın buğday ithalatını azaltması, özel sektörün un ithalatını rekor seviyelere çıkardı. Irak hükümeti, ülke içindeki alım fiyatının yüksek olması sebebiyle, buğday ithalatını sıkı şekilde denetliyor, fakat un ithalatına izin veriyor. Yine, Ticaret Bakanlığı’nın pirinç ithalatı düşerken, özel sektörün ithalatında artış sürüyor. Özel sektörün, Hindistan menşeli Basmati pirinci ithal etmesi, Irak hükümetinin yıllardır dağıttığı uzun taneli pirinci tüketicilerin tercih etmediğini ortaya koyuyor. Irak’ın PDS programı kapsamında yüksek kalitede uzun taneli pirinç ithal etmesi, ihtiyaç sahiplerinin bu ürünü tüketmeleri açısından büyük önem taşıyor.