“Küresel iklim değişikliğinin çevre üzerindeki etkileri şimdiden ortaya çıkmaya başladı. Görülmemiş seller, kuraklıklar, sıcaklık dalgaları, orman yangınları ve süper fırtınalar tüm dünyada baş gösteriyor. Bunlar, iklim değişikliğinin birer göstergesi. BM Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) Küresel Isınma Özel Raporu’na göre küresel sıcaklık ortalaması son yüzyılda 1°C civarında arttı ve 2100 yılına kadar 1.5-2.0°C ila 6.4°C derece daha artacak. Yapılan çalışmalar tüm tahıllarda, ama özellikle buğday ve mısırda verimin, 2 derece eşiği aşıldıktan sonra düşmekte olduğunu gösteriyor. Dünya liderlerinin, ısınmanın 1.5°C ile sınırlandırılması için ekonominin tüm sektörlerinde emisyonları derhal azaltması gerekiyor.”
İnsanoğlu hiç görmediği büyüklükte bir çevre felaketiyle karşı karşıya. Birleşmiş Milletler geçtiğimiz yıl iklim felaketini önlemek için önümüzdeki 12 yılın çok kritik olduğunu açıklamıştı. IPCC raporunu kaleme alan uzmanlar, küresel ısınmanın sanayi devrimi öncesine göre 1.5°C’lik artışı geçmeyecek şekilde sınırlandırılması halinde kuraklık, seller ve aşırı sıcaklık riskinin azaltılabileceğini belirtiyor.
IPCC raporu, küresel ısınmanın zaten başladığına dikkat çekerken, bu sürecin risklerine, önceki raporlara göre daha fazla vurgu yapıyor. Buna göre, küresel ortalama sıcaklıklardaki küçük artışlar bile olumsuz etkileri daha da kötüleştirecek. İklim değişikliği, başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere tüm dünyada kuraklık, yangınlar, hayvan ve bitki türlerinin ortadan kalkması, su ve göllerin taşması, insanların yaşadıkları yerleri hava şartlarından dolayı terk etmek zorunda kalmaları, gıda zincirinin ve ekonomik kaynakların bozulması gibi olayların görülme sıklığını artıracak.
Dünya Meteoroloji Örgütü, küresel ısınmaya karşı koyabilecek son nesil olduğumuz konusunda hepimizi uyarıyor. Bilim insanları, önümüzdeki yıllarda daha dramatik ekonomik ve sosyal hasarlardan kaçınmak için emisyonları düşürme konusunda daha hızlı hareket edilmesi gerektiğini vurguluyor. IPCC; küresel ısınmanın 1.5°C’nin altında kalması adına; toprağın kullanımında farklı kombinasyonlara geçilmesi ve teknolojik değişim gibi önlemler alınmasını tavsiye ediyor. Bunlar arasında, ağaçlandırma çalışmalarının önemine dikkat çekiyor. Bunun yanında elektrikli taşıma sistemlerine geçiş ve karbon yakalama teknolojisinin benimsenmesi de tavsiye edilen önlemler arasında. Ancak tüm bunların yapılabilmesi için siyasi irade şart. Peki iklim değişikliği ile mücadele için dünya tek ses mi? Maalesef buna ‘evet’ cevabı vermek imkansız. Ancak, gidişatı değiştirmek için hâlâ zaman var.