“Sekiz büyük buğday ihracatçısının toplam stokları, mevcut sezonun sonunda dokuz yılın en düşük seviyesine inebilir. Bu ülkelerdeki stok/kullanım oranı %15'in altında. Bu da potansiyel olarak rekor düzeyde en düşük seviye demek. IGC'nin beş yıllık görünüm raporunun gösterdiği gibi ihraç edilebilir buğday arzı orta vadede nispeten daralabilir.”
Arnaud Petit
İcra Direktörü
(IGC)
Kuraklık, pandemi, artan gübre ve enerji maliyetlerinin etkilerini derinden hisseden dünya tahıl endüstrisi, zor süreçle başa çıkmanın yollarını arıyor. Sekiz büyük buğday ihracatçısı ülkenin toplam stokları, dokuz yılın en düşük seviyesine inerek stok/kullanım oranı %15'in altına geriledi. Önümüzdeki hasat dönemi için de özellikle ekmeklik buğdayda yetersiz gübre kullanımı ve kuraklık kaynaklı üretim ve kalite kaybı endişesi hakim. Ayrıca dünya tahıl piyasalarının önemli iki oyuncusu olan Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş, buğday başta olmak mısır, ay çiçek yağı ve diğer ürünlerin fiyatlarını artırdı.
Sektörde belirsizliğin arttığı böyle bir dönemde Değirmenci dergisi olarak Uluslararası Tahıl Konseyi (IGC) İcra Direktörü Arnaud Petit ile küresel tahıl üretimine yönelik son beklentileri, pandeminin etkilerini ve 7-8 Haziran 2022'de Londra'da düzenlenecek olan IGC Tahıl Konferansı’na yönelik hazırlıkları konuştuk.
Uluslararası Tahıl Konseyi’nin 17 Şubat’ta yayınladığı piyasa raporunun önemli noktalarını bizimle paylaşır mısınız?
2021/22 sezonunda küresel toplam tahıl üretiminin, mısır (+71 milyon ton), buğday (+6 milyon) ve sorgumdaki (+4 milyon) kazanımların, başta arpa (-13 milyon) olmak üzere diğer taneli hububatlardaki düşüşleri telafi etmesi sayesinde geçen yıla göre yüzde 3 artışla 2 milyar 281 milyon tonluk rekor bir seviyeye ulaşacağı tahmin ediliyor. Başta yem olmak üzere tüketimdeki geniş artışlarla bağlantılı olarak, toplam kullanımın da yıllık %2 artarak 2 milyar 286 milyon tona yükseleceği görülüyor. Bu rakam da bu alanda yeni bir zirve.
Kümülatif stokların ise büyük ihracatçılarda yıllık mütevazı bir düşüşle birlikte yedi yılın en düşük seviyesine inmesi bekleniyor. Esas olarak Çin’in mısır ithalatında öngörülen gerilemeye bağlı olarak, toplam tahıl ticaretinin de %1 azalarak 424 milyon tona düşmesi bekleniyor.
Dünya soya fasulyesi üretiminin, yetersiz yetiştirme koşulları nedeniyle Güney Amerika'daki daha küçük hasatlardan dolayı geçen yıla göre 15 milyon ton azalarak 353 milyon tona düşeceğini tahmin ediyoruz. Arzın daralması beklenirken, Brezilya ve Arjantin'deki düşüşler de dahil olmak üzere, aynı şekilde kullanımın da son 10 yılda ilk kez daralacağını tahmin ediyoruz. Sezon sonu stoklarının, üç büyüklerdeki (ABD, Arjantin ve Brezilya) önemli düşüşe bağlı olarak keskin bir şekilde daralması bekleniyor. Dünya soya fasulyesi ticaretinin ise 161 milyon ton ile genel olarak geçen yıla göre değişmeyeceğini öngörüyoruz.
IGC raporunda 2021/22 sezonu toplam tahıl stoklarının 596 milyon ton olacağı tahmin ediliyor ve bu da art arda beşinci düşüşe işaret ediyor. Ana buğday ihracatçılarının stokları da art arda dördüncü sezon daralacak. Stoklardaki bu düşüş eğiliminin devam edeceğini düşünüyor musunuz?
Gerçekten de, sekiz büyük buğday ihracatçısının toplam stokları, mevcut sezonun sonunda dokuz yılın en düşük seviyesine inebilir. Bu ülkelerdeki stok/kullanım oranı %15'in altında. Bu da potansiyel olarak rekor düzeyde en düşük seviye demek. Küresel öğütmelik buğday arzına bakarsak, kuraklığın bu sezon Kanada ve ABD'de verimi alışılmadık derecede olumsuz etkilemesi sebebiyle durumun daha da ciddi olduğunu söyleyebiliriz. IGC'nin beş yıllık görünüm raporunun gösterdiği gibi (bu rapor bir yıldan daha uzun bir süre önce Ocak 2021'de açıklanmış olsa da), ihraç edilebilir buğday arzı orta vadede nispeten daralabilir. Projeksiyonlar, mutlak anlamda, öğütmelik buğdaya olan talebin tüketimin itici gücü olmaya devam edeceğini ve bu nedenle arz beklentilerinin, boğa piyasası (bullish market) için önemli bir bilgi unsuru olmaya devam edeceğini gösteriyor.
Küresel mısır piyasası ise öngörülen verimlilik artışlarına rağmen orta vadede bir miktar daralabilir. Çin'in talebinin yanı sıra bazı ülkelerdeki yerel işlemenin önümüzdeki beş yıl içinde piyasası dinamik tutması bekleniyor.
GÜBRE KULLANIMI REKOLTE ÜZERİNDE ETKİLİ OLACAK
IGC’nin 22/23 sezonu için küresel buğday ve mısır arzına dair öngörülerini de paylaşabilir misiniz?
Mevcut tahıl fiyatları, artan girdi maliyetlerine rağmen 2022/23 sezonunda ekimleri desteklemeli. Bundan dolayı da buğday ve mısırda küresel üretimin yıldan yıla nispeten istikrarlı kalmasını bekliyoruz. Özellikle AB ve ABD'nin bazı bölgelerinde, gübre kullanım oranı ve hava durumu dahil olmak üzere çeşitli belirsiz faktörler nedeniyle üretim hacimlerini tahmin etmek henüz çok erken olabilir.
Buğday tüketimi açısından ise önümüzdeki sezonda, önceki beş yıllık ortalamayla büyük ölçüde örtüşen yıllık %1'lik bir artış öngörüyoruz. Bu büyümenin, Asya'daki gıda tüketimi kazanımlarından gelmesi bekleniyor. Buğday ve mısırın gıda kullanımında istikrarlı bir büyüme öngörülüyor. Ancak mısır da dahil olmak üzere potansiyel olarak bol miktarda alternatif bulunması, özellikle Avrupa ve Çin'de olmak üzere bazı tüketicilerde yemlik buğday kullanımını sınırlayabilir. Bununla birlikte, hayvansal protein talebindeki artış eğiliminin devam ettiği varsayıldığında, öngörülen küresel yem kullanımının önceki yılın rekor seviyesine yakın olduğu görülüyor.
Mısır ile ilgili olarak Kuzey Yarımküre bahar ekim sezonu öncesinde şunları söyleyebiliriz: Yüksek girdi maliyetleri ve sınırlı gübre kaynakları, bazı üretici ülkelerde mısır ekim alanlarında potansiyel olarak bir miktar daralmaya neden olabilir. Ancak, güçlü piyasa fiyatları göz önüne alındığında, ABD, Ukrayna ve AB'de yalnızca küçük düşüşler bekleniyor. Güney Amerika ekimlerinde en az yedi ay sonra olan ek artışlar için geçici tahminler de dahil olmak üzere, küresel mısır hasat alanının yıldan yıla çok az değiştiği ve ortalama 204,1 milyon hektardan daha büyük olacağı görülüyor. Gübre kullanım seviyelerine ilişkin önemli belirsizlikle birlikte, 2022/23 sezonunda ortalama verim için bazı potansiyel aşağı yönlü riskler bulunuyor. Ekvatorun güneyinde mevsimsel hava koşulları ve daha iyi sonuçlar olduğu varsayıldığında, üretim geçici olarak yıllık yaklaşık %2 daha yüksek olacak.
Geçen yıl gübre fiyatlarında çarpıcı bir artış gördük. Tahıl üretiminde en büyük girdi olduğu düşünüldüğünde, tahıl üreticilerinin yüksek gübre fiyatlarıyla nasıl başa çıkacağını düşünüyorsunuz? Mevcut gübre fiyatları sizce üreticilerin ekim kararlarını nasıl etkileyecek?
Uluslararası gübre fiyatları, doğal gaz fiyatlarındaki artışlar ve bazı ihracat kısıtlamaları nedeniyle yıllık bazda önemli ölçüde yüksek kalmaya devam ediyor. Kuzey Yarımküre’de çiftçiler, çimlenme döneminden çıkacak 2022/23 kış mahsullerine gübre uygulamaya hazırlanırken ve bahar ekimi seçeneklerini değerlendirirken, girdi maliyetlerindeki artış, gelecek sezon için olası arz etkileri konusunda önemli belirsizliklere yol açtı. Çiftçiler mahsullerini rotasyon yaklaşımıyla planladığından, bu, mahsuller arasındaki geniş dalgalanma potansiyelini sınırlıyor. Ancak fırsat/maliyet oranı ve finansmana sınırlı erişim, gübre uygulama oranlarını düşürebilir ve değirmencilik sektörü için potansiyel olarak daha düşük verim veya tahıl kalitesi ile sonuçlanabilir. Ancak yine de Kuzey Yarımküre’de hasattan hala uzağız ve diğer faktörlerin önemli bir etkisi olabilir.
LA NİNA, LOJİSTİK, MISIR VE SOYA’YI VURDU
Güney Amerika’daki La Nina hava koşulları, tahıl piyasaları tarafından yakından takip ediliyor. La Nina neden önemli?
La Nina hava olayı, bir takım sonuçlarla Güney Amerika'nın bazı bölgelerinde aşırı kuraklık getiriyor. Her şeyden önce, Brezilya ve Arjantin'deki 2021/22 sezonu mısır ve soya fasulyesi üretim beklentileri üzerinde olumsuz bir etkisi oldu. İkincisi, La Nina lojistik için ek zorluklar ortaya çıkarıyor. Örneğin, Parana nehrindeki aşırı düşük su seviyeleri sebebiyle Atlantik limanlarına taşınan tahıl kargolarının sayısı ve taşınan tonajların azaltılması gerektiği için Paraguay'dan Arjantin'e yapılan sevkiyatlarda lojistik darboğaz yaşanabiliyor.
Sizce dünya tahıl endüstrisi Covid-19 pandemisinden ne gibi dersler çıkardı? Pandemi sonrası dünyada tahıl piyasası için temel trendler neler olacak?
Covid-19 krizi, yerel tahıl tedarikinin ve gıda güvencesinin önemini gösterdi. Ancak piyasa gerçekleri bize küresel ticaretin gıda güvencesi ve sürdürülebilir gıda sistemlerinde stratejik bir rol oynadığını gösteriyor. Ayrıca bu kriz, küresel tahıl değer zincirinin yüksek derecede karmaşıklığının altını çizdi. Bu nedenle ki bugün ticareti kısıtlayıcı tedbirlerin sayısı çok az. Ocak ayı sonunda IGC, Ukrayna hükümetiyle birlikte, tahıl sektöründeki acil durum planları hakkında bir webinar düzenledi, bu sayede deneyimler paylaşıldı ve üyelerle ulusal düzenleyici çerçeveler hakkında güncellemeler sağlandı. Acil durum planlaması yaklaşımında, kamu stoklarının tutulmasından iç piyasanın düzgün işlemesi için kolaylaştırıcı önlemlere doğru bir kayma gözlemleyebiliriz. Kamu ve özel sektörün paylaşmaya hazır olduğu bilgi miktarı, dünya tahıl piyasasının sorunsuz ve verimli işleyişi için kritik öneme sahip olduğu için çok önemli.
BAKLİYATA TALEP ARTIYOR
IGC geçtiğimiz yıl tahıl tanımına bakliyatı da ekledi ve bakliyat arzına dair üyelerine düzenli olarak bilgi geçmeye başladı. Bu kararın arkasındaki motivasyon nedir?
Bakliyat birçok bölge için temel gıda maddesi. Bu nedenle bakliyat arz, talep ve ticareti hakkında kapsamlı verilere ihtiyaç var ve yedi çeşit bakliyat için ayrıntılı bilgi sağlayan IGC, bu konuda eşsiz bir konumda. Artan taleple birlikte yükselen küresel bakliyat ticareti, örneğin kolza/kanola ile aynı seviyede. Ancak, düzenli ihracat (fob) teklifleri sağlayan az sayıda ihracat menşei dışında tahıl ve yağlı tohum pazarlarına kıyasla bakliyatta fiyatlandırmaya ilişkin bilgilerin mevcudiyeti optimal değil. IGC üyeleri/ortakları ile dünya bakliyat piyasası fiyatlarının yayınlanması için bir platform oluşturmak için çalışıyor.
Pandemi sebebiyle iki yıldır online düzenlenen IGC Tahıl Konferansı, bu yıl Londra'da yeniden sektör temsilcilerini buluşturacak. Bu yıl konferansın ana başlıkları neler?
Bu yılki konferansı Londra'da yeniden yüz yüze başlatmaktan gerçekten heyecan duyuyoruz. 2022 konferansı, 7-8 Haziran’da Londra'nın merkezinde hibrit bir formatta gerçekleştirilecek. Hem önceden kaydedilmiş formatta hem de canlı olarak konuşmacıların katkılarını içeren etkinlik, tedarik zinciri kırılganlıkları, sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği dahil olmak üzere bir dizi önemli konuya odaklanacak ve dört ana oturum gerçekleştirilecek:
•Tedarik zinciri boyunca şoklarla başa çıkmak için gereken altyapı ve lojistik yatırımlara özel odaklanan bir ekonomik büyüme;
•Tarımsal ürünlerde sürdürülebilirlik kriterleri ve yeni ticaret politikaları;
•Tahıl ticareti sektöründe iklim değişikliğinin etkilerini hafifletecek önlemlerini teşvik etmek için bir araç olarak karbon ticareti planları ve potansiyel kullanımları;
•Enerji politikası bağlamında biyoyakıtların geleceği.
Ayrıca etkinliğin ikinci gününde buğday, pirinç, yağlı tohumlar ve bakliyat piyasalarını etkileyen güncel konuları kapsayan özel bir dizi çalıştay da düzenlenecek.
Küresel gıda sistemlerindeki güvenlik açıklarına karşı direnç oluşturulması için politika yapıcıların ve özel teşebbüsün, bilgi, uzmanlık ve görüşlerini paylaşması gerekiyor. Bu noktada Uluslararası Tahıl Konseyi (IGC) benzersiz bir konuma sahip. Bu bakımdan sektör temsilcilerini, kamu ve özel sektörden önemli oyuncuları bir araya getirerek bu tür tartışmaların yapılabildiği küresel bir forum olan IGC Tahıl Konferansı’na katılmaya davet ediyorum.
IGC Konferansı’nda her yıl bir odak bölge belirleme geleneği vardır. Bu yılki odak bölge neresi olacak?
Asya, tahıllar ve yağlı tohumlar için en dinamik bölgesel pazarlardan biri. Değişen beslenme düzenleri ve tüketici tercihleri arasında, asimetrik piyasa aksaklıkları ve buğday ile pirinç arasındaki fiyat hareketleri, ikame için bir miktar manevra payı sağlıyor. Dolayısıyla bu yıl konferans, Asya'daki önemli tüketici ülkelerdeki buğday ve pirinç pazarlarındaki ekonomik faktörleri ve eğilimleri ele alacak.