“Konfederasyonumuz çok zor olan Dünya Bakliyat Yılı ilanının, Birleşmiş Milletler’de kabulünü sağlayarak inanılmaz bir başarı sağladı. Şimdi amacımız bunun bir yıllık bir olay olmasının ötesine geçmek ve Dünya Bakliyat Günü’nün Birleşmiş Milletler’de kabulünü sağlamak. Böylece besleyici, sağlıklı, çevreci, GDO’suz, alerji seviyesi en düşük ve sürdürülebilir tarımın en önemli unsuru bakliyatı hükümetlerin, halkın ve neticede dünyanın gündeminde sürekli olarak tutmak istiyoruz.”

Birleşmiş Milletler’in 2016’yı Dünya Bakliyat Yılı olarak ilan etmesinin ardından bakliyat gerçekten kendi başına bir gündem oluşturmayı ve yeniden gündemin ön sıralarına yerleşmeyi başardı. Özellikle Dünya Bakliyat Konfederasyonu’nun çabaları ve düzenlediği etkinlikler, bu başarıda önemli bir role sahip. Biz de Değirmenci Dergisi olarak bu ay Dünya Bakliyat Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Arslan’ı konuk ettik. 19-22 Mayıs 2016 tarihlerinde İzmir’de gerçekleştirilen Dünya Bakliyat Kongresi’ne beklentinin üzerinde katılım gerçekleştiğini ve rekor düzeyde tebrik mesajı aldığını belirten ARSLAN, tüm bunların iyiye işaret olduğunu söyledi. Söyleşimizde Dünya Bakliyat Yılının fikir babasısının Dünya Bakliyat Konfederasyonu olduğunu hatırlatan Hüseyin Arslan, şunları aktarıyor: “Dünya bakliyat yılının fikir babası Dünya Bakliyat Konfederasyonu’dur. Birleşmiş Milletler de 4 yıldır verdiği çaba ve Türkiye Tarım Bakanlığı’nın destekleriyle, 2016 yılının bakliyat yılı ilan edilmesini sağladı. Bununla hem insanlığa hem de tarıma büyük katkımız olduğunu gururla söylemek isterim.” Dünya Bakliyat Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Arslan, dergimizin bakliyat tüketimi, bakliyatın beslenmemizdeki önemi, 2016 Uluslararası Bakliyat Yılı ve bakliyat endüstrisinin geleceği hakkındaki sorularımızı yanıtladı. Detayları Arslan’dan alıyoruz.
Sayın Arslan, öncelikle bize Dünya Bakliyat Konfederasyonunun kuruluş amacını biraz anlatabilir misiniz?
Konfederasyonumuzun amacı bakliyatın tanıtımını, üretimini ve tüketimini artırmanın yanı sıra tüm dünyada bakliyat ticareti serbestisi sağlamak ve engelleri kaldırmaktır.
Konfederasyonunuzun kaç tane üyesi var ve üyeleriniz kimlerden oluşuyor? Üyeleriniz, dünya bakliyat endüstrisinin ne kadarlık bir kısmını temsil ediyor?
55 ülkeden 1000 kadar üyemiz var. Tabii, üyemiz olan başka ülkelerdeki birlikleri ve bunların üyelerini de hesaba katarsak bu sayı çok yukarılara çıkar. Örneğin, Hindistan Bakliyat Birliği bizim üyemiz ve 2000 kadar üyesiyle Çin Ticaret Odası da üyemiz. Dünyanın en üst bakliyat kurumu olduğumuz tüm sektör tarafından kabul ediliyor. 100 milyar dolarlık ticaretin %80’inin üyelerimiz tarafından yapıldığını sanıyorum. Dış ticaret anlamında ise %100’lük bir temsil söz konusu diyebiliriz.
Biraz da dünya bakliyat endüstrisi hakkında bizi bilgilendirir misiniz? Örneğin dünyada bakliyat işleyen kaç firma var? Söz konusu firmaların üretim kapasiteleri, kapasite kullanımları ve teknoloji kullanım düzeyleri ile ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Değişik ülkelerde, değişik kapasiteler söz konusu. Gelişmiş ülkelerde kapasiteler elbette yüksek ama Türkiye’de hem kapasite yüksek hem de en son teknoloji kullanılıyor. Sayı anlamında konuşmak çok doğru sonuçlar vermez. Türkiye’nin kapasite kullanımı, diğer gelişmiş ülkelere göre daha gerilerde ama teknoloji kullanımında onlardan daha ileri olduğumuzu söyleyebilirim.
Dünyada son 10 yıllık süreçte bakliyat üretiminde ve tüketiminde nasıl bir değişim yaşandı? FAO verileri ekim alanının, verimin ve üretimin arttığına işaret ediyor ancak sizce bu artış yeterli mi? Yani dünya nüfusunun ve yetersiz beslenme sorununun her geçen gün arttığını göz önünde bulundurursak, bu artışın beklentileri karşıladığını söyleyebilir miyiz?
Bakliyat üretimi son 50 yılda sadece % 54 artarken soya % 814 mısır % 306 artış göstermiş. Dolayısıyla bu artış elbette yeterli değil. Nüfusun hızla artması ve vejetaryen nüfusun ekonomik durumunun iyileşmesiyle birlikte bakliyat tüketimi de her geçen gün artıyor. Sağlıklı ve çevreci bir ürün olması nedeniyle tüketiminin daha da artacağı düşünülürse, üretimdeki bu artışın çok daha fazla olması gerekir. Zaten şansımıza, bakliyat tüketimi az olan Kanada ve Rusya gibi ülkelerde yaşanan üretim artışları, biraz da olsa açığın büyümesine engel oldu.
Hepimizin bildiği gibi Birleşmiş Milletler, bakliyatla ilgili farkındalığı arttırmak, üretimi ve tüketimi teşvik etmek amacıyla 2016’yı Uluslararası Bakliyat Yılı ilan etti. Peki, ama neden bakliyat? Bakliyatın sağlıklı beslenme, sürdürülebilirlik ve gıda güvenliği açısından önemi nedir? Bakliyat üretimini ve tüketimini arttırmak bizlere neler kazandıracak?
Bakliyatın insan sağlığına faydaları herkesin kabul ettiği bir şey. Bitkisel proteinin yüksek olduğu ürünler olmalarının yanı sıra kompleks karbonhidrat yapısıyla düşük glisemik indekse sahip olmaları da özellikle şeker hastaları için faydalı. Ayrıca son yapılan araştırmalarda bakliyat ürünlerinin tokluk hissi verdiği de bilimsel olarak kanıtlandı. Yine hububatlarla birlikte tüketildiğinde (mesela mercimekli bulgur pilavı) vücudun proteini daha iyi sindirdiği klinik deneylerle ortaya konmuştur. Bunların yanı sıra toprağı besleme özelliği nedeniyle münavebe bitkisi olarak kullanılmaktadır.
Yani hububatın topraktan aldığı azotu toprağa geri verdiği, böylece gübre kullanımını azalttığı için toprağın daha güçlü olmasına ve karbon salınımının azalmasına dolaylı yoldan destek sağlıyor. Şu anda dünyada açlığın önüne ancak sürdürülebilir tarımla geçilebileceği ve bunun da ancak bakliyat üretim ve tüketiminin artırılmasıyla sağlanabileceği yoğun bir şekilde konuşuluyor. Dünya Bakliyat Yılı’nın fikir babası Dünya Bakliyat Konfederasyonu’dur. Birleşmiş Milletler de 4 yıldır verdiği çaba ve Türkiye Tarım Bakanlığı’nın destekleriyle 2016 yılının bakliyat yılı ilan edilmesini sağladı. Bununla hem insanlığa hem de tarıma büyük katkımız olduğunu gururla söylemek isterim.
Biraz da 2016 Uluslararası Bakliyat Yılı kapsamında, gerek Konfederasyonunuz gerekse diğer kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan çalışmalardan biraz bahseder misiniz? Şuana kadar yapılan çalışmalar, sizce umut verici değişimlere yol açtı mı? Altı aylık bir süreçte nasıl bir ilerleme sağlandı?
Bugüne kadar dünyanın değişik yerlerinde ortalama üç faaliyet olduğunu kayıtlarımız gösteriyor. Haberimiz olmayan, bağımsız olarak bunu yapan kuruluşlar ve firmaların yaptıkları faaliyetler de bu rakama katılırsa belki de dünyada bu kadar yoğun çalışma yapılan bir yıl olmamıştır ve gittikçe bu rakamların artacağını biliyoruz ve görüyoruz. Ayrıca devletlerinde bakliyatın daha fazla ihmal edilmemesi gerektiğini ön plana çıkarmaya başlamaları ve İzmir’de yapılan toplantıda ilk defa bu kadar yüksek düzeyde katılım olması iyiye işaret.
Konfederasyon olarak Mayıs ayında İzmir’de başarıyla gerçekleştirdiğiniz Dünya Bakliyat Konferansı’na dönelim… Bize konferansın hedefi, katılım düzeyi, ele alınan konular ve alınan kararlarla ilgili bilgi verebilir misiniz?
Katılım sayısı Türkiye’deki istenmeyen olaylara rağmen beklentilerin üzerine çıktı. Devlet düzeyinde temsil en yüksek orandaydı. Ayrıca üyelerimizin maddi ve manevi katkıları açısından en yüksek toplantı oldu. Misafirlerimiz toplantı sonrası o kadar çok tebrik ve teşekkür mesajı gönderdi ki bu rekor düzeydeydi. Ayrıca toplantıya katılan iş ve bilim insanlarının son gelişmeleri panellerde anlatma fırsatları oldu; lojistikten mercimeğe kadar her konu panellerde uzmanlarca tartışıldı ve klinik deney sonuçları ortaya konuldu. Bugüne kadar düzenlenmiş en iyi konferanstı diyebilirim.
Dünya Bakliyat Konfederasyonu olarak önümüzdeki dönemlerde gerçekleştirmeyi planladığınız başka etkinlikler var mı? Bakliyatla ilgili farkındalığı arttırmak amacıyla bundan sonraki süreçte neler yapacaksınız?
Konfederasyonumuz çok zor olan Dünya Bakliyat Yılı ilanının Birleşmiş Milletler’de kabulünü sağlayarak inanılmaz bir başarı sağladı. Şimdi amacımız bunun bir yıllık bir olay olmasının ötesine geçmek ve Dünya Bakliyat Günü’nün Birleşmiş Milletler’de kabulünü sağlamak. Böylece besleyici, sağlıklı, çevreci, GDO’suz, alerji seviyesi en düşük ve sürdürülebilir tarımın en önemli unsuru bakliyatı hükümetlerin, halkın ve neticede dünyanın gündeminde sürekli olarak tutmak istiyoruz.
Son olarak dünya bakliyat endüstrisinin bugünü ve geleceği ile ilgili neler eklemek istersiniz?
Bakiyatla ilgili araştırmalara ayrılan kaynaklar diğer önde gelen tarım ürünlerine göre çok geride kaldı. Bu araştırmaların desteklenmesi en önemli hedeflerimizden biri. Federasyonumuz bunu devletler nezdinde yaptığı çalışmalarla başarabilecek güçte. Ayrıca, bakliyatın gelişmiş ülkelerde fonksiyonel ürün olarak kullanılması hızlanmaya başladı. Örneğin, bakliyatlı makarna, bakliyat kepeği katkılı bisküvi ve ekmek çeşitleri gittikçe arttı. Bakliyat, Kuzey Amerika’da en çabuk büyüyen tüketim maddesi oldu ve bu devam edecek.