BLOG

“Hedefimiz, dünyanın en büyük silo ve ekipmanları üreticisi olmak”

07 Mayıs 20188 dk okuma

 Sefa SAATÇİOĞLU, MYSİLO Genel Müdürü: “Markamız bugün bütün dünyada bilinmekte ve aranılan marka olma yolunda hedeflerine hızla devam etmektedir. İşimize, markamıza ve en önemlisi kalitemize olan inancımızla yeni yatırım kararları almaya devam ediyoruz. 130 bin metrekarelik ek fabrika kurarak toplam üretim alanımızı 200 bin metrekareye çıkaracağız. Hedeflerimize hız kesmeden devam ediyoruz. Kapasitemizdeki katlanarak devam eden büyük bir artışla birlikte dünyada en büyük silo ve ekipmanları üreticisi olacağımıza inanıyorum.”

Şimdiye dek siyasetten sanata, spordan iş dünyasına kadar hayatın birçok alanında farklı başarı hikayeleri okuduk. Bunlardan bazılarını sadece takdirle karşılayıp geçtik, bazılarından ise ilham aldık. İşte tahıl depolama ve taşıyıcı ekipmanlar üretiminde faaliyet gösteren Mysilo’nun Genel Müdürü Sefa Saatçioğlu’nun hikayesi de ilham veren, yüreklendiren öykülerden biri. Aksaray’da 2000 yılında 10 çalışan ile faaliyetine başlayan şirket, kısa bir süre içinde 70 bin metrekarelik bir alanda binin üzerinde işçiyle üretim yapan, Avrupa’nın en büyük silo üreticisi konumuna geldi. Kuruluşundan bu yana 60 ülkede 2 binden fazla projeye imza atan şirketin başarısını, bu muvaffakiyetin mimarı Saatçioğlu’ndan dinledik.

Yenilik ve inovasyon odaklı düşünen bir yönetici olan Saatçioğlu, eş zamanlı olarak 40’ın üzerinde şantiye yönetebildiklerini aktarırken, bununla yetinmeyeceklerine işaret ediyor. “130 bin metrekarelik ek bir fabrika kurarak toplamdaki üretim alanımızı 200 bin metrekareye çıkaracağız.” diyor. “Sipariş ne büyüklükte olursa olsun teslim süresini 15 güne indirme” planlarını anlatırken, şirketin vizyonunu da ‘dünyada en büyük silo ve ekipmanları üreticisi olma’ olarak ortaya koyuyor.

İşte Değirmenci Dergisi’ne Mysilo’nun hikayesini, sektöre kazandırdığı yenilikleri, projelerini ve gelecek hedeflerini anlatan Sayın Sefa Saatçioğlu ile yaptığımız keyifli sohbet:

Sayın Saatçioğlu, Mysilo bugün Avrupa’nın en büyük silo üreticisi. Sektörün yakından bildiği bir firma. Ancak okurlarımız için Mysilo’yu kısaca anlatır mısınız? MYSiLO, 2000 yılında kurulmuştur. Bu tarihlerde Avrupa ve Amerika dışında çok fazla silo üreticisi yoktu ve çelik silolarda tahıl depolamanın avantajları bilinmiyordu. Üreticilerin az olmasıyla birlikte piyasa fiyatları da çok yüksekti. İthalatçı firmalar inanılmaz fiyatlarla silo satmaya çalışıyordu. Fiyatların yüksek olmasından kaynaklı talep de çok azdı. Benim yaptığım şey de 2000’li yıllarda bu eksikliği tespit etmiş olmak ve bu sektörde yatırım kararı almak olmuştu.

1500m2’lik bir üretim alanında 10 işçiyle başladığım üretim hayatımızı bugün 1.000’in üzerinde çalışanımızla 70.000 m2’lik bir alanda, tamamen son teknolojiyle donatılmış üretim hatlarıyla, yeni kurulan AR-GE merkezimizle, ERP sistemlerimizi kendi ihtiyaçlarımıza göre optimize ederek, verimlilik artırma, maliyetleri azaltma ve sürdürülebilir kalite politikamıza inanarak yatırımlarımıza devam ediyoruz.

Sektörümüze ve ekibime inanarak istikrarlı bir büyüme hedefliyoruz. Markamız bugün bütün dünyada bilinmekte ve aranılan marka olma yolunda hedeflerine hızla devam etmektedir. İşimize, markamıza ve en önemlisi kalitemize olan inancımızla yeni yatırım kararları almaya devam ediyoruz. 130.000 m2’lik ek bir fabrika kurarak toplamdaki üretim alanımızı 200.000 m2’ye çıkaracağız. Hedeflerimize hız kesmeden devam ediyoruz. Kapasitemizdeki katlanarak devam eden büyük bir artışla birlikte dünyada en büyük silo ve ekipmanları üreticisi olacağımıza inanıyorum. İlave yatırımlarımızın projelendirmesi bitme aşamasında ve çok kısa süre içinde inşaatımıza başlamış olacağız.

Ayrıca geçen yıl aldığımız bir kararla Türkiye’de ve dünyanın farklı lokasyonlarında lisanslı depoculuk faaliyetleri yapmak üzere yeni bir şirket kurduk. Mysilo Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk A.Ş. (MYLİDAŞ), bu şirketimiz hızlı bir şekilde yatırımlarına devam etmektedir. MYLİDAŞ, Türkiye’ de toplamda 500 bin ton kapasiteli lisanslı depo kurmak üzere izinlerini almış ve 2018 yılında 160 bin, 2019’da 200 bin, 2020 yılında da 140 bin ton kapasiteli lisanslı depoları devreye alacaktır. Lisanslı depoculuk konusunda da Türkiye’de en büyük ve en profesyonel çalışan firma olma yolundaki hedeflerimize ulaşacağımıza da inancım sonsuzdur. MYLİDAŞ şirketimizin 2025 yılı hedefi olarak dünyadaki toplam depolama kapasitesi 2 milyon ton olarak planlanmıştır.

Şirketinizin, silo sektörünün öncü firmalarından biri haline gelmesinin altında hangi faktörler yatıyor? Grubumuzun (SFA Group) iş dağılımı ve organizasyonu en önemli kriterlerden biridir. “Siloport Tahıl Depolama Sistemleri Sanayi A.Ş.” üretim şirketimiz, “Silopark Tahıl Depolama Sistemeleri Sanayi A.Ş.” yurt içi satış operasyonları yöneten şirketimiz,“Mysilo Tahıl Depolama Sistemleri Sanayi A.Ş.” yurt dışı satış ve operasyonları yöneten şirketimiz,“Mysilo Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk A.Ş.” Lisanslı depoculuk faaliyeti gösteren şirketimiz.

AR-GE ’YE 1 MİLYON DOLAR BÜTÇE AYIRDIK Planlama ve Denetim mekanizmasının sağlıklı işlemesine çok önem veriyoruz, bu konuda oluşturulmuş tarafsız ve bağımsız birimler işlerini layıkıyla yerine getirmektedirler. Şantiyelerimizde dahil olmak üzere toplamda 1000’in üzerinde çalışanımızla, aynı anda eş zamanlı olarak 40’ın üzerinde şantiye yönetebilme kabiliyeti bizim için çok önemli bir farklılıktır.

Elbette böyle büyük bir organizasyonun yönetimi çok iyi bir insan kaynakları yönetiminden geçmektedir. Çalışanlarımıza verdiğimiz değer ve onların da işlerini kendi işi gibi sahiplenmeleri bizim en büyük kaynağımızdır.

AR-GE çalışmaları bizim için olmazsa olmazlardan birisidir. Aksaray’da ve sektörümüzde ilk AR-GE merkezini kuran firma olmaktan gurur duyuyoruz. Bu yıl için AR-GE ’ye 1 milyon dolar bütçe ayrılmıştır. Bu da bu konuya ne kadar önem verdiğimizin bir göstergesidir.

Tamamen robotik ve işe özel CNC tezgahlarla el değmeden üretim yapan makine parkurumuzla kaliteye verdiğimiz önem küçümsenemez.

“Hedef 15” diye bir sloganımız var: Sipariş ne büyüklükte olursa olsun teslim süresini 15 güne indirerek standart hale getirmek istiyoruz. Bu da bize ayrıcalık katacaktır. Şu an 15 günü yakalayamadık ama her geçen gün bu konuda iyileştirmeler ve yatırımlar yaparak bu hedefimize ulaşmak istiyoruz.

Deneyimi eskiye, heyecanı bugüne dayanan bir firma olarak, sektörde kısa sürede öncü konumuna gelmemiz, müşterilerimizin çıkarlarını kendi çıkarlarımızın üstünde tutmamız, sürekli müşteri memnuniyeti ilkemiz ve her zaman kullandığımız ‘’söylediğini yap, yaptığını söyle’’ sloganımızla hareket etmemiz, firmalarımızın bugünkü konuma gelmesinde başarımızın önemli nedenlerinden biridir.

Kuruluşunuzdan bu yana geldiğiniz noktada, “Tahıl depolama ve taşıma ekipmanları ihtiyaçlarında ilk akla gelen firma olma” vizyonunuzu gerçekleştirdiğinizi söyleyebilir miyiz ? Mysilo kendi sektöründe nasıl bir yere ve role sahip? Bunu söyleyebilmek şu an için erken. Bazı ülkelerde bunu söyleyebilirken bazı ülkelerde bunu söyleyebilmek mümkün değil. Bu konuda marka bilinirliğimizi artırma ve pazarlama faaliyetlerimiz devam etmektedir.

‘Kendini tekrarlamama’, ‘sürekli gelişim’ konuları, üzerine basa basa durduğunuz hususlar. Bize bu kapsamda Mysilo’nun sektöre kazandırdığı yeniliklerden ve yeni teknolojilerden bahsedebilir misiniz? Dün yaptığımızı tekrarlayarak başarılı olmamız mümkün değildir. Ne kadar hızlı ve dinamik olursak müşterilerimiz için o kadar değerli olacağımızı, müşterilerini dinleyip değişime uyum gösteren firmaların daha başarılı olacağını ve ayakta kalabileceklerini çok iyi biliyor ve bu felsefeyle çalışmalarımıza devam ediyoruz.

ISO 9001, ISO 14001 ve OHSAS 18001 standartlarına uygun Kalite Yönetim Sistemi, Çevre Yönetim Sistemi ve İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi belgelerini haiz olup tüm faaliyetlerinde temel kalite yönetim sistemlerini etkin olarak uygulamaktayız. Ürünlerimizde Avrupa normlarına uygun dizayn çalışmalarını bitirmiş, neredeyse bütün ürünler için “CE” belgesini alarak sertifikasyon çalışmalarını da tamamlamış durumdayız.

TAHIL KURUTMA MAKİNESİ İMALATINDA BİR İLK Türkiye’de tahıl kurutma makinesi imalatı konusunda bir ilki gerçekleştirdik. Amerikan firması NECO’nun lisanslı üretimini yaparak kurutma konusunda ülkemize büyük bir know-how getirmiş olduk. Bu teknoloji transferi sayesinde hem yakıt tüketiminde ciddi tasarruf ediliyor hem de kurutma kalitesi artırılıyor. Kurutma makinesi konusunda dizel ve farklı modeller olmak üzere AR-GE çalışmalarımızda yoğun bir şekilde devam etmektedir.

Yeni ve patentli ürünlerimiz içerisinde olan kamyon yükleme konveyörü çok tutuldu. Yığın halindeki tahılı kamyona yüklemede kullandığımız bu konveyör traktör şaft miline bağlanarak çalışmaktadır. Çok kısa sürede ve kolayca yükleme yapabilen bu konveyör kullanıcıya büyük bir esneklik ve kolaylık getirmektedir. Yine tahıl karıştırıcı makinemiz akışkan olmayan malzemelerin konik silolarda boşaltılmasını kolaylaştırmakta, siloya ve ürüne zararı minimize etmektedir.

Ülkemizde bir ilk olarak liman tesislerinde kullanılacak 1.000 ton/saat ve üzeri dolum ve boşaltım ekipmanları üzerine çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam etmektedir.

Bilindiği gibi çelik silolarda tahıl depolamanın asıl amaçlarından birisi tahılın bozulmadan uzun süreler muhafaza edilebilmesi. Bu konuda siloda bekleyen tahılın daha iyi havalandırılması için bir çok farklı yenilikler getirdik. Sadece bu havalandırma konusunda yaptığımız iyileştirmeler bile firmamızı Türkiye’de özel hale getirmektedir.

Silo ve tahıl taşıma ekipmanlarında Atex ve toz patlama riskine karşı yaptığımız bir çok iyileştirmelerimiz olmuştur. Bu iyileştirmelerimiz sayesinde müşterilerimiz kendini güvende hissetmekte evinde huzurla uyuyabilmektir.

Beş kıtada, 80 den fazla ülkede faaliyet gösteriyorsunuz. Bu çok ciddi bir tedarik ve lojistik yönetimi gerektiriyor. Bunu nasıl başarıyorsunuz? Yeni coğrafyalara açıldıkça farklı bölgelerde üretim merkezi kurma gibi planlarınız var mı? Güzel bir konuya değindiniz. Tedarik ve lojistik yönetimimizi tamamıyla kendi ihtiyaçlarımıza göre dizayn ettiğimiz özel yazılımlarla çözüyoruz. Bu yazılım sayesinde iş gücünden tasarruf ettiğimiz gibi unutulan veya geciken bir konuda otomatik uyarı sistemlerinin çalışması, bu yazılımlarımızda muhteşem bir analiz ve istatistik çıkarabilen bir yapısı var. Bu sayede karar alma süreçlerimiz kolaylaşmaktadır.

Bize son dönemde hayata geçirdiğiniz projeler hakkında bilgi verir misiniz? Türkiye’de yaptığımız Avrupa Birliği projelerimizden bahsedebilirim. Fındık yapısı itibariyle uzun süre depolaması çok zordur. Bu çok kıymetli ürünün uzun süreli depolanması konusunda ise bugüne kadar çok başarılı olunamamıştır. Giresun’da Giresun Ticaret Borsası’na yaptığımız fındık depolama tesisleri dünyada bir ilk olmuştur. Bu tesiste silolarımızın konik yapısı ve azot gazı ile besleniyor olması, özel otomasyon sistemi ile birlikte sağlıklı bir şekilde kontrol altında tutulmasını ve fındığın 2 yıla kadar depolanabiliyor olmasını sağlamıştır. Urfa’da da Urfa Ticaret Borsası’na yaptığımız 100 bin ton kapasiteli tahıl depolama tesislerimiz bir Avrupa Birliği projesi olarak hayata geçirilmiştir ve bölge halkının gelişmesine büyük katkı sağlamaktadır.

Türkiye’de şimdiye kadar imza attığımız 500’ün üzerinde kırsal kalkınma projesi ve 30’un üzerinde lisanslı depoculuk tesisleri, kuruldukları bölgelerin gelişimine ve çiftçiye büyük kolaylıklar sağlamıştır.

Yurtdışına Hollanda Rotterdam Limanı’na yaptığımız pirinç depolama tesisimiz de özel dizayn edilmiş konteyner dolum-boşaltım ekipmanları sayesinde müşterimize büyük kolaylıklar sağlamıştır. Yine özellikle Uzakdoğu’da ve Güney Amerika’da pirinç ve çeltik depolama konularında özel çözümlerimizle aranılan firma konumuna geldiğimizi gururla söyleyebilirim.

Burada yaptığımız bütün tesisleri saymayacağım, çünkü çok kalabalık bir liste olur. Kısaca şöyle söyleyebilirim yıllık ortalama 2 milyon ton civarında depolama kapasitesine sahip tesisleri anahtar teslimi kuruyoruz.

Aksaray’da bir Ar-Ge merkezi kurdunuz. Buradaki çalışmalardan ve hedeflerinizden bahseder misiniz? Ar-Ge departmanınızın müşterilere önümüzdeki süreçte sunacağı ne gibi yenilikler var? Ar-Ge birimimizin çalışmaları sonucunda firmamızın uluslararası düzeyde rekabet gücünü artıracak bir yapıya kavuşturulması için ürünlerde ve üretim süreçlerinde yenilikler yapılmasını, ürünlerin kalitesi ve standartlarının yükseltilmesini, verimliliğin artırılmasını ve üretim maliyetlerinin düşürülmesini hedeflemekteyiz. Dolayısıyla gerçekleşen hedefler beraberinde ülke ekonomisine daha fazla katma değer ve daha fazla istihdam sağlayacaktır.

Peki Avrupa’nın en büyük silo üreticisini çıkaran Türkiye, tahıl depolama konusunda ne durumda? Lisanslı depoculuk teşvik ediliyor. TMO öncülüğünde ülkeye 2 yıl içinde 4 milyon ton civarında lisanslı depo kazandırılmasına çalışılıyor… Ülkemizde 2005 yılında hayata geçirilen lisanslı depoculuk uygulaması, ürünlerin modern ve sağlıklı depolarda muhafaza edilmesini sağlayan, hasatla birlikte ihtiyaç duyulan depolama ve finansman imkânı getiren bir sistemdir. Lisanslı depo yatırımlarının teşviki amacıyla yatırım kredilerinde ve işletme kredilerinde faiz indirimi sağlanıyor. Tüm bu destek ve teşviklerle lisanslı depoculuk hızla gelişiyor ve yaygınlaşıyor. Nitekim bugün itibarıyla lisanslı depo kapasitesi 1,9 milyon tona, şirket sayısı ise 42’ye ulaştı. Halen kuruluş izni almış olan 103 şirketin de faaliyete geçmesi halinde toplam lisanslı depo kapasitesi katlanarak artacaktır.

Lisanslı depoculuk şirketlerinin tam anlamıyla faaliyete geçmesi ve bütün bölgelere yayılmasıyla birlikte üreticimizin refah düzeyi artacak, ürettiğini dilediği zaman ürün ihtisas borsası sayesinde ekonomiye katacaktır. Toprak Mahsulleri Ofisi ve Gümrük Ticaret Bakanlığı sektöre öncülük etmekte ve yatırımların artarak devamı için ciddi teşvikler sunmaktadır. Sürecin sonunda Türkiye tahıl depolama konusunda dünyanın önde gelen merkezi haline gelecektir. O yüzdendir ki MYLİDAŞ firmamızla biz de bu gelişim içerisinde yer alıyoruz.

Teknoloji Platformu Kategorisindeki Yazılar
27 Mart 20236 dk okuma

Uzak Doğu’nun dampingli makinelerinin haksız rekabetinden korunmalıyız

11 Aralık 20189 dk okuma

“ADM ve Cargill gibi dünya devlerinin tedarikçileri arasındayız”

Mustafa Özdemir, İmaş Makine Genel Müdürü: “Kuzey Amerika pazarı 1. ligde oynayan yüksek standartta...

02 Mayıs 20168 dk okuma

İmaş Makine, Mustafa ÖZDEMİR: “Güven, Kalite ve Sürekli Destek”

“Biz değirmen tesisi kurmak isteyen firmaları ve kişileri, müşterimiz gibi değil iş ortağımız olara...