Dünyanın en büyük tarımsal emtia şirketleri, ticaretten para kazanmaya yeniden başladı. Tüccarların başarısı için gerekli olan dalgalanmayı ortadan kaldıran bereketli hasatlar, onları yıllardır düşük kâr marjlarıyla yetinmek zorunda bırakıyordu. Ancak Archer-Daniels-Midland (ADM)ve Bunge gibi dev şirketlere talih yeniden gülmüş gibi görünüyor. Çin’in Amerikan mısırı ve soya fasulyesini büyük miktarlarda almaya başlaması ile yağlı tohum işleme sektöründe kârlar yeniden artarken Brezilya’daki kuraklık da fiyatları yükseltiyor. Zor durumdaki biyoyakıt sektöründe bile gelişme söz konusu.
ABD merkezli
tahıl ticareti şirketi Scoular’ın CEO’su Paul Maass, “Gerçekten güçlü bir talep ve hummalı bir faaliyetten bahsedebiliriz. Sanırım tüm piyasa bunu hissediyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Tohum teknolojilerindeki gelişme sayesinde verimin her yıl artmasından yararlanan çiftçiler, depolama kapasitelerinin artması ve bilgiye daha kolay ulaşmaları sayesinde aracı şirketlere giderek daha az ihtiyaç duyar hale gelmişti. Büyük şirketlerin küçük kârlarla yetinmek zorunda kalmaya başladığı sektörde şimdi keskin bir dönüş yaşanıyor.
Kâr yapmakta zorlanan söz konusu şirketler; biftekten evcil hayvan yemine, balık yemine ve vejetaryen köftelerine kadar çok çeşitli alanlarda faaliyet göstermeye başlamıştı.
Soya fasulyesinde vadeli satış fiyatları Chicago emtia borsasında son dört yılın en yüksek düzeyine çıkarken
buğday fiyatları ise son altı yılın rekorunu kırdı. Nisan ayında çakılan mısır fiyatları da o zamandan bu yana yüzde 36 oranında arttı.
Çin, birinci aşama ticaret anlaşması kapsamında 2020 yılı içinde ABD’den 36,5 milyar dolarlık tarımsal emtia satın almayı kabul etti. Çin, ticaret savaşlarının başlamasından bir yıl önce yani 2017 yılında ABD’den 24 milyar dolarlık tarımsal emtia ithal etmişti.
Asya’nın dev ülkesi şu ana kadar rekor miktarda Amerikan mısırı satın alırken,
soya fasulyesi ithalatı ise son 30 yılın en yüksek seviyesinde. ABD’nin Çin’e yaptığı domuz eti ihracatında da rekor kırıldı. Sığır eti ve sorgum ihracatında da artış söz konusu.
Çin’e yapılan satışlar, ihracat şirketlerinin son yılların en kârlı dönemini yaşamalarına yardımcı oldu. Meksika Körfezi’ndeki limanlarda gemilere yüklenen ürünlerin fiyatı ile New Orleans’a sevk edilen mavnalardaki yükün maliyeti arasındaki fiyat farklı 2016’dan bu yana en yüksek düzeye çıktı.
Brezilya’da ekim faaliyetlerinin ertelenmesine yol açan kuraklık fiyatların daha da yükselmesine yol açıyor. Çünkü Brezilya’da üretimin düşmesi, Çin’in ABD’den daha yüksek oranda ithalat yapmasına yol açabilir. Karadeniz ülkelerinden Ukrayna’da da kuraklık
mısır üretimine zarar verirken Rusya’da
buğday ekimini tehdit ediyor.
Tüccarlar, Arjantin’de sıkılaşan döviz kısıtlamalarından da yararlanıyor. Çiftçilerin sürekli değer kaybeden yerel para biriminden dolayı
soya fasulyesini depoda tutma eğiliminde olması, bu ülkede soya fasulyenin işlenmesi faaliyetlerini yavaşlattı. Bu durum da ABD’deki tesislerin yararına oldu. Koronavirüs salgınından dolayı restoranların yemeklik yağ talebindeki düşüş, bu sektörün gelirlerini azaltmıştı.
Hatta biyoyakıt sektöründe bile kıpırdanma görülüyor. ABD’nin birçok şehrinde karantina önlemlerinin kaldırılması, etanol üreticilerinin yüzünü güldürdü. Yenilenebilir dizel kapsamında özellikle soya yağına ilginin yüksek olacağı tahmin ediliyor.
ADM ve Bunge ile küçük rakipleri Andersons Inc. tarafından yapılması beklenen kâr açıklamaları ile sektörün eski günlere döneceğine dair iyimser bir havadan bahsediliyor. Çin’den gelen talebin artması ve soya fasulyesi işleme faaliyetlerinde kâr marjının yükselmesi ile üçüncü ve dördüncü çeyreklerde olumlu rakamlar bekleniyor.
Emtia ticaretinde olumlu atmosfer sürerken, Bunge ve ADM’deki dönüşüm de yakından takip ediliyor. Bunge daha çok şeker ve yağlı tohumlara yönelirken;
ADM ise beslenme alanındaki çalışmalara yoğunlaşıyor.
Morningstar Inc. analistlerinden Seth Goldstein’a göre ise bundan böyle aracı olmanın rekabetçi bir avantajından söz edilemeyecek. Goldstein, “Artık aynı bilgiler çiftçilerin de elinde var.
ADM piyasadaki büyük hareketlerden artık yararlanamayacak. Karşıdan esen bu rüzgarın yakın dönemde değişmeyeceği anlaşılıyor.” ifadelerini kullandı.