İsmail Bahrem ODABAŞI
Genel Müdür
Özenir Değirmen
Verimli olmayan tesis, ne patronu, ne de müşteriyi mutlu eder. İyi yönetilmeyen bir tesiste de verimlilik pek olası değildir. Dolayısıyla bugün un fabrikalarında etkin tesis yönetimi ile hedeflenen, öngörülen üretim hedeflerine
- uygun makine parkuru,
- uygun çalışma ortamı,
- yeterli ve tecrübeli işgücü vasıtasıyla en düşük maliyetlerde, en verimli şekilde ulaşabilmektir.
İyi yönetilmeyen tesisler, hiçbir zaman verimli olamadıkları gibi, düşük karlılık ve piyasada azalan rekabet şansı nedeniyle tesis sahibini, hatta uzun vadede çalışanlarını mutlu edemezler. Bu yüzden potansiyel ticari riskler göz önünde bulundurularak tesisin verimliliği için bir misyonun ve vizyonun belirlenmesi çok önemlidir.
Karlılığını sağlam temeller üzerine inşa edememiş ve kalite istikrarını sağlamamış bir tesisin varlığını sürdürebilmesi mümkün değildir. Bunun için;
1. Müşteri odaklı planlama yapmak,
2. Mükemmel hizmet sunmak,
3. Tesislerdeki kurulu teknolojiyi sürekli iyileştirmek;
4. Tüm bunları yapabilmek için de şeffaflık, bilgi paylaşımı, sorumluluk, güven, hesap verebilirlik, iş ahlakı, müşterilere ve çalışanlara iyi davranma gibi kültürel ve etik değerlere dikkat etmek gerekmektedir.
ETKİN BİR YÖNETİM NEREDE BAŞLAR, NASIL SAĞLANIR?
Un fabrikalarında etkin tesis yönetimi; öncelikle tesisin bahçe kapısında başlar. Tesisin bahçe kapısına ulaşan hammaddelerin kontrollü bir şekilde laboratuvar ortamında incelenerek uygun depolama alanlarına alınması, sürecin ilk etabını oluşturur. Üretim aşamasında ise hammaddenin silolardan uygun paçallarla alınıp süreç sırasına göre temizleme, tavlama ve öğütme proseslerine gönderilmesi ve bu süreçler sonucunda üretilen unun uygun şartlarda tekrar silolara alınması ve ambalajlanmasıyla devam eder. Tesis yönetimi de işte tüm bu süreçlerin titizlikle takip edilmesini, üretimde herhangi bir hatanın oluşumunun önceden engellenmesini veya olası bir hatanın çok hızlı şekilde çözülmesini, nihai ürünün hedeflenen standartlar doğrultusunda müşteriyle buluşturulmasını kapsayan bir süreçtir.
Tesisin verimli yönetilmesi için gerekenlerin başında ise süreçten çok iyi anlayan, her bölüme hâkim olan bir yöneticinin işin başında olması gelir. Bu işi genelde orta ölçekli ve büyük fabrikalarda işletme müdürleri, küçük fabrikalarda ise işletme sahipleri ile koordineli çalışan ustalar yapmaktadır.
Tesisin iyi yönetimine katkı sağlayan diğer önemli etkenlerden birisi, birimler arası koordinasyon ve iletişimdir. Bir diğeri ise bu iletişim ve koordinasyonun önemli bir sağlayıcısı olan otomasyon sistemidir. Yukarıda da değindiğimiz gibi un fabrikalarında tesis yönetimi, hammaddeden numune alma süreciyle başlar. Hammadde, laboratuvar şartlarında incelenerek kabul edilir veya reddedilir. Kabul edilen hammaddenin mali sürecini, satın alma birimi takip eder. Hammaddenin nasıl değerlendirileceği ise üretim biriminin sorumluluğundadır. İşletmedeki otomasyon ağı da kabul edilen hammaddenin silolara alınmasıyla başlar. Bu noktadan sonra süreç bilgisayar aracılığı ile bir veya birkaç noktadan tecrübeli bir personel tarafından yönetilir. Ne yazık ki ülkemizde tam otomasyon sistemli tesisler henüz istenilen sayıya ulaşmamıştır. Yeni tesisler tam otomasyonlu sistemlerle kurulurken, eski tesisler geleneksel yöntemlerle yönetilmektedir.
Makine parkı ve kurulacak otomasyon sistemleri, bir yandan tesisin kontrolünde etkin rol oynarken bir yandan da sunduğu etkili yönetimle verimliliğin artmasını sağlar. Çünkü tek noktadan idare edilebilen tesislerde, herhangi bir olumsuzluk, anında tespit edilebilmekte ve böylece hızlı müdahale imkanı doğmaktadır. Otomasyonsuz bir tesiste ise arızanın veya herhangi bir olumsuzluğun tespit edilmesi zaman almakta, bu nedenle müdahale süreci ve tekrar devreye alma azımsanmayacak bir zaman kaybına neden olmaktadır. Bu da ekonomik olarak işletmeye zarar vermektedir.
UN FABRİKALARINDA PAZARLAMA SÜRECİ
Un fabrikalarında pazarlama süreci genellikle pazarlama birimleri tarafından yapılmaktadır. Fabrikanın büyüklüğüne göre bu birimlerde bir veya birden fazla pazarlama elemanı bulunur. Küçük işletmeler nakliye maliyetine göre yakın bölgelere hitap etmekte iken, büyük ve güçlü işletmeler ise hem yakın bölgelere hem de güçlü pazarlama ağları, bölge ofisleri ve bölge depoları sayesinde hemen hemen bütün yurda hitap etmektedirler.
Pazarlama sürecinde, pazarlama biriminde görev yapan elemanlar son derece önemlidir. Başarılı bir pazarlama elemanı, satış yapacağı bölgenin kültürünü ve alışkanlıklarını iyi takip eder; bu kültür ve alışkanlığı göz önünde tutarak üretim birimini, bölgeye uygun un çeşidini üretecek şekilde yönlendirir. Böylelikle hem müşteri istekleri doğrultusunda ürün çeşitliliğini artırır hem de müşteriyi memnun ederek müşteri portföyünü arttırır. Dolayısıyla da işletmenin daha faal çalışmasını sağlar.
Elemanın yanı sıra pazarlamada en etkili ve önemli konulardan biri de “sürekli aynı kalite standardıyla” çalışmaktır. Bir gün yüksek kaliteli ürün, bir gün orta kaliteli ürün, bir gün düşük kalite ürün… Ürün kalitesindeki böylesi bir istikrarsızlık, pazarlamada oyunu tamamen bozar. Pazarlamacının sattığı ürün, her zaman aynı kalitede olmalıdır. Böylece müşteri her zaman neye para verdiğini bilecek ve ürünün kalitesine göre ihtiyacı oldukça sürekli talepte bulunacaktır.