BLOG

Erken açıklanan hububat alım fiyatları buğday ekimini artıracak mı?

11 Haziran 20196 dk okuma

Anadolu’da çiftçi buğday üretiminden uzaklaşıyor. Artan döviz kurlarının da yol açtığı yüksek girdi maliyetlerinden dolayı istediği geliri elde edemeyen çiftçi buğday yerine üretim maliyeti daha düşük ürünlere yöneliyor. İç Anadolu’da kıraç topraklarda çiftçiler buğday yerine, arpa, nohut gibi alternatif ürünlere yönelirken Çukurova, Ege ve GAP ovaları gibi sulu tarım yapılan alanlarda ise buğday yerine mısır ve pamuk tercih ediliyor. Buğdaydan kaçış sadece üreticiyi değil, tüketici, sanayici ve tüccarı da endişelendiriyor.

buğday üretimi Son yıllarda hemen hemen herkesin dile getirdiği buğday üretiminden kaçış endişe verici boyutlara ulaştı. Bu endişe Hububat Tedarikçileri Derneği’nin (HUBUDER) 6 yıldır gelenek haline getirdiği ve hububat hasadının başlamasına kısa bir süre kala Ankara’da düzenlediği “2019/2020 Hasatına Doğru Türkiye ve Dünyada Tahıl” Konferansı’nda çiftçisinden sanayicisine, tohumcusundan tüccarına kadar bütün sektör paydaşları tarafından dile getirildi.

Konferansta yapılan sunumlarda buğday ekim alanlarının 2000’li yılların başında 9.2 milyon hektar olduğu, bu rakamın 2015’te 78.5 milyon, 2017’de 76.7 milyon ve 2018 yılında 7.2 milyon hektara kadar gerilediği dile getirildi.

Buğday ekim alanlarındaki gerilemeye rağmen verimlilikteki artış sayesinde üretim miktarında çok büyük düşüş yaşanmadı. Ancak, üretim alanlarındaki daralmanın iklim değişikliğinden dolayı bundan sonra üretimin de azalmasına neden olabileceği vurgulandı.

Buğdayda üretim alanlarının daralmasının en önemli nedeni üreticinin buğdaydan elde ettiği gelirin diğer alternatif ürünlere göre daha düşük olması. Bu nedenle buğday İç Anadolu Bölgesi’nde çiftçiler buğday yerine dekar başına verimi ve geliri daha yüksek olan arpa, nohut gibi ürünlere yöneliyor. Bu yüzden ülke genelinde geçen yıl arpa üretiminin yüzde 10’a yakın arttığı kaydedildi.

Çiftçi buğdaydan para kazanamadığı için Ege, Çukurova gibi sulu tarımın yapıldığı bölgelerde buğday yerine mısır ve pamuk ekimine yöneldi. Trakya’da ise buğday yerine ayçiçeği, kanola gibi yağlı tohum bitkileri tercih ediliyor. Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) içinde yer alan birçok ovada artık buğday başakları yerine mısır koçanlarının boy gösterdiğini görüyoruz.

İşte bu endişelerin dile getirildiği toplantıda, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal, TMO'nun, hububat gibi görev alanındaki tüm ürünlerde müdahale alım fiyatlarını hasat dönemi öncesinde belirleyeceğini dile getirdi.

Güldal, tüm ürünlerde maliyetleri, iç ve dış piyasa fiyatlarını, enflasyon ve rekolte durumunu dikkate alarak üreticiyi tarım yapmaya teşvik edecek, tüketiciyi olumsuz etkilemeyecek fiyat senaryosunu hazırlayacaklarını kaydetti.

ALIM GİBİ SATIŞ FİYATLARI DA AÇIKLANSIN

Hububat Tedarikçileri Derneği (HUBUDER) Yönetim Kurulu Başkanı Gülfem Eren, yaptığı açılış konuşmasında hububat alım fiyatlarının hasattan önce açıklanmasını olumlu bulduklarını belirterek, satış fiyatlarının da bir an önce açıklanması gerektiğini söyledi. Mazot, gübre, ilaç, tohum gibi temel girdilerin dövize endeksli olarak arttığını hatırlatan Eren,

“Bu nedenle üretim maliyetlerini karşılayacak bir fiyatın oluşması son derece önemli. Tahıl üretiminin artması için bu sene olduğu gibi iyi hesaplanmış müdahale alım fiyatlarının belirlenmesi ve dikkatli bir üretim planlaması yapılması, uzun vadede enflasyon sorununa köklü çözüm getirecektir.

Açıklanan fiyatlarla Güneydoğu’da, Çukurova’da olmasa da diğer bölgelerde Toprak Mahsulleri Ofisi’nin ciddi miktarda alım yapacağını ve böylece daha dengeli piyasa oluşacağını öngörüyoruz.

Dileğimiz, hububat satış fiyatlarının da bir an önce açıklanması ve aylar itibarıyla kademeli artış verilmesidir. Ayrıca, biz dernek olarak herkesin, tükettiği ürünlerin nasıl yetiştirildiğini ve sağlığa zararlı içerikleri olup olmadığını bilmeleri gerektiğini düşünüyoruz.

Bu amaçla ülke genelinde iyi tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması için hem üreticiye destek olacak hem de tüketiciyi koruyacak bir kampanya başlatacağız” dedi.

ÜRETİCİYİ TARIM YAPMAYA TEŞVİK EDECEĞİZ

Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü Ahmet Güldal ise hububat ürünlerinden başlayarak bundan sonra Ofis’in alım yapacağı tüm ürünlerde fiyatların hasattan en az 15 gün önce açıklanacağını söyledi. Hububat üretiminin gıdanın güvencesi olduğunu dikkat çeken TMO Başkanı Güldal endişeleri giderecek şu açıklamayı yaptı:

“Üretim maliyetlerindeki artışa bağlı olarak buğday ekim alanlarında bir miktar kayıp oldu. Geçen yıla göre buğday üretim alanlarında bir düşüş var. Ancak bunun olumlu hava koşulları ve verimlilik artışı ile telafi edileceğini ve geçen yılla aynı miktarda buğday üretimi olacağını düşünüyoruz. Arpa üretiminde ise bir miktar artış olacak.

Toprak Mahsulleri Ofisi olarak, piyasaları regüle etme, üreticiyi koruma ve tüketiciyi kollama görevini yerine getirmek için piyasada dalgalanmalar yaşanmaması için üretici, sanayici ve tüketiciyi olumsuz etkileyecek tüm faktörleri ortadan kaldırmak istiyoruz.

Görev alanımıza giren tüm ürünlerde maliyetleri, iç ve dış piyasa fiyatlarını, enflasyon ve rekolte durumunu dikkate alarak üreticiyi tarım yapmaya teşvik edecek, tüketiciyi olumsuz etkilemeyecek fiyat senaryosunu hazırlayacağız.

Ofis olarak, bize gelen ürünün tamamını alacağız ve buna uygun olarak hazırlıklarımızı tamamladık. Önümüzdeki sene yapılacak hububat üretimini de önemli oranda garantiye almak için üretimi sürdürülebilir kılacak bir fiyatlandırma yapıyoruz.

2020-2021 hububat üretim sezonunda ülkenin 20 milyon tonun üzerinde rekolteyi görmesini istiyoruz. Piyasada oluşacak fiyatların tüketicileri olumsuz etkileyecek seviyeye gelmesini kesinlikle arzu etmiyoruz.”

SANAYİCİ EKİM ÖNCESİ ALIM FİYATININ AÇIKLANMASINI İSTİYOR

Eren Günhan UlusoyTürkiye Un Sanayicileri Federasyonu(TUSAF) Başkanı Eren Günhan Ulusoy da buğday ekim alanlarındaki daralmanın endişe verici olduğunu belirterek, çiftçinin daha ekim yapmadan bir hedef fiyat belirlenerek açıklanması gerektiğini söyledi. İklim değişikliğinin üretimi olumsuz etkilediğini ve fiyat belirsizliğinin de üretimden kaçışa neden olduğunu anlatan Ulusoy, un sanayicileri için maliyetlerin artmasının büyük sorun olduğunu söyledi. Ulusoy şöyle konuştu:

Türkiye'de buğday ekim alanları 2000-2018 yıllarında toplamda yüzde 23 daralarak 7,2 milyon hektara düştü. Son 18 senede yıllık ortalama yüzde 1-1,5 olan daralma 2019'da yüzde 5'e çıktı.

Tehlike sinyalleri çalıyor ve bunun önüne geçilmesi gerekiyor. Yağışların çok iyi gitmesi sayesinde bu yıl yaşanan yüzde 5’lik kaybın telafi edileceğini düşünüyoruz.

Yani ekim alanlarındaki azalmaya rağmen buğday üretiminde yağışlar sayesinde geçen yıla göre kayıp olmayacağını öngörüyor, en az 20 milyon ton rekolte bekliyoruz. Ancak buğday üretimin devamlılığı açısından çiftçinin maliyetlerinin karşılanması çok önemlidir.

Bu nedenle çiftçi Ekim-Kasım ayında yani daha tohumu tarlaya atmadan fiyatı bilerek üretim yaparsa daha doğru olur. Belirsizlikler giderildikçe çiftçi daha fazla ekim yapmaya yönelecektir.

Ayrıca Ticaret Bakanlığı’nın geçen yıl aldığı ihracatta yerli buğday sınırlaması kararı un sektöründe sıkıntılara neden oldu. Özellikle Irak ve Suriye’ye ihracat bu karardan olumsuz etkilendi. Şimdi yurt içi fiyatları, yurt dışı fiyatların üzerine çıktı.

Ticaret Bakanlığı bu uygulamayı tamamen Toprak Mahsulleri Ofisi ile Tarım ve Orman Bakanlığı’nın piyasadaki öngörüleriyle yaptı. Bu sezon fiyat istikrarını görebiliyorsak, rekolte de iyi gelirse, geçici olan bu uygulamanın kaldırılıp ihracata daha da hız verebileceğimize inanıyoruz.”

RUSYA VE UKRAYNA TÜRKİYE PİYASASINDA ETKİN

HUBUDER Konferansı’nda, “Rusya ve Karadeniz Mahsulü: 2018/19 Sonuçları ve 2020/21 Beklentileri” konulu bir sunum yapan Moskova merkezli Tarımsal Piyasa Çalışmaları Enstitüsü (IKAR) Direktörü Dr. Dmitri Rylko, Rusya’da hem buğday üretiminin hem de kalitesinin son yıllarda önemli ölçüde arttığını vurguladı.

Rusya ve Ukrayna’nın Türkiye tahıl piyasasında baskın durumda olduğunu kaydeden Rylko, Rusya’dan Türkiye’ye çok kaliteli buğdayların geldiğini ifade etti.

Son yıllarda İran pazarının da Rusya için çok büyük önem arz ettiğini söyleyen Rylko, yeni sezonda piyasalarda Rusya’nın en büyük ikinci yatırım Bankası VTB Capital gibi yeni bir oyuncunun dahil olduğunu ve bu oyuncunun Rus tahılının dünya piyasalarına ulaşmasında etkin bir güç olacağını vurguladı.

BUĞDAY TÜKETİMİ 10 MİLYON TON ARTACAK

Fransa merkezli Tarımsal-Ekonomik Araştırma ve Analiz Bürosu ve Danışmanlığı Tallage Başkanı ve Strategie Grains Genel Yayın Yönetmeni Andrée Defois ise, “Fiyatlar 2019/20’de Beklenen Büyük Buğday Üretimini Yansıtıyor mu?

Bu Bağlamda Avrupa Birliği’nin Rolü” konulu sunumunda bu yıl küresel buğday tüketiminin 10 milyon ton civarında artmasını beklediklerini söyledi. Rusya’daki buğday rekoltesini de 80 milyon ton civarında olacağını tahmin eden Defois, Rusya’nın mümkün olduğu kadar buğday ihraç edeceğini kaydetti.

Rus buğdayının şu anda dünyanın en ucuz buğdayı olduğunu ve bu durumun yeni hasatla birlikte Kasım-Aralık ayına kadar süreceğini vurgulayan Andrée Defois, bu yıl için petrol fiyatlarının ihracatı olumsuz etkileyecek bir biçimde artmayacağını söyledi.

Defois, Türk Lirası’nın dolar karşısında yaşadığı değer kaybının Türk üreticilerini ve ihracatçıları uluslararası piyasalarda rekabet gücünü düşürdüğünü de ifade etti.

Haberler Kategorisindeki Yazılar