"Hırvatistan tüm buğday unu çeşitlerini üretmenin yanında diğer tahılların unlarını da üretmektedir. Buğday değirmenciliğinde kapasitemiz 520 gün için 1,2 milyon tondur. Son dönemde başta yeni teknolojiler ve modern ekipmanlar olmak üzere değirmencilik sektörüne yatırımlarımızı artırdık. Ancak, bazı değirmenlerin tesisleri için hala yatırıma ihtiyacı var."
Bu ay Hırvatistan Ekonomi Odası Temsilcisi ve Hırvatistan Un Değirmencileri Derneği Genel Sekreteri Drazen Miloloza ile bir röportaj gerçekleştirdik. Yılda 25 bin ve 140 bin ton arasında değişen kapasitesiyle 58 endüstriyel değirmene sahip olan Hırvatistan değirmencilik endüstrisi daha çok iç tüketimi karşılamak amacıyla üretim gerçekleştiriyor. Hırvatistan’daki birçok değirmenin modernizasyon adına ciddi yatırımlar yaptığını belirten Miloloza; "Hırvatistan, Avrupa Birliği’ne katılarak ekmek ve unlu mamul pazarını genişletmiştir. Bu durum, ekmek ve unlu mamullerin ithalat ve ihracatında bir büyüme sağlamıştır" diyor.
Drazen Miloloza ile Hırvatistan değirmencilik endüstrisinin faaliyetleri, değirmen firmalarının yatırımları, Hırvatistan’daki un üretim ve tüketim miktarı hakkında konuştuk.
Sayın Drazen Miloloza, Hırvatistan Un Değirmencileri Derneği’nde Genel Sekreter olarak görev almanızın yanında, Hırvatistan Ekonomi Odası Temsilcisi olarak da görev yapıyorsunuz. Okuyucularımız için Hırvatistan Ekonomi Odası hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?
Hırvatistan Ekonomi Odası (CCE), Hırvatistan Cumhuriyeti içinde iş yapan tüm tüzel kişiler için bağımsız bir meslek ve iş örgütüdür. 1852 yılında Hırvatistan ekonomik çıkarlarını temsil etmek amacıyla oda sistemine zorunlu kayıt olup geleneksel Avrupa standartlarında örgütlenmiştir. 80 bin aktif üyemiz mevcut. Hırvat iş topluluğunun çatı örgütü olan CCE, Hırvatistan’da ya da yurtdışında Hırvat şirketlerinin çıkarlarını temsil ediyor ve onları destekliyor. CCE, Zagreb’deki merkezinin yanı sıra, 20 il odası ile Brüksel ve Moskova’da ise 2 temsilcilik ofisine sahiptir.
CCE üyelerinin faaliyet ve çıkarları, profesyonel dernekler aracılığıyla gerçekleşiyor. Her bir CCE üyesi, kendi iş kolunu ilgilendiren bir derneğe kayıtlıdır. CCE, ekonominin ilgili alanları ile uğraşan 9 departman ve 56 profesyonel dernek ve ayrıca 33 bağlı birimden oluşuyor. Bunların yanı sıra, CCE bünyesinde Daimi Tahkim Mahkemesi, Uzlaşma Merkezi ve Onur Mahkemeleri de kurulmuştur.
Değirmenciler, Tarım, Gıda, Sanayi ve Orman Bakanlığı bünyesinde örgütlenmişlerdir. Bakanlık faaliyetleri arasında mevzuat ve iş koşullarına ilişkin teşvik ve öneriler için özel yasaların hazırlanması ve spesifik gereksinimlerin belirlenmesi, AB projelerine katılım, sektör bünyesindeki mevcut ekonomik trendlerin analizi, yurtiçinde ve yurtdışındaki sektörel gelişmelerin takibi, mevcut ve gelişimsel zorluklar için çözüm yollarının önerilmesi ve ilgili bakanlıklardaki uzman ekiplere katılım bulunmaktadır. Fuarlarda ticaret misyonları ve ortak katılım ve tanıtım broşürlerinin hazırlanması işleri de bakanlık tarafından gerçekleştirilir. Bizler, ICC, Eurochambres, Avrupa Un Değirmenciliği Derneği, AEBIOM (Avrupa Biyokütle Örgütü) gibi derneklere ve örgütlere üyeyiz.
Hırvatistan un değirmenciliği endüstrisi hakkında bilgi verebilir misiniz? Değirmen sayısı, değirmen kapasiteleri, teknoloji kullanım düzeyi ve üretilen ürün grupları hakkında neler söyleyebilirsiniz?
11 tanesi yıllık 25-140 bin ton kapasiteye sahip 58 tane değirmenimiz var. Toplam un üretimi 500 bin tondur. Hırvatistan tüm buğday unu çeşitlerini üretmenin yanında diğer tahılların unlarını da üretmektedir. Buğday değirmenciliği kapasitesi 520 gün için 1,2 milyon tondur. Değirmenlerimizden birçoğu, tesislerinin modernleşmesi için önemli yatırımlar gerçekleştirmişlerdir.
Değirmencilik şirketlerinin yeni teknolojilere bakışı nasıl? Son dönemde değirmencilik sektöründe teknoloji yatırımlarında bir artış söz konusu mu?
Son dönemde başta yeni teknolojiler ve modern ekipmanlar olmak üzere değirmencilik sektörüne yatırımlarımızı artırdık. Ancak, bazı değirmenlerin tesisleri için yatırıma ihtiyacı var.
Hırvatistan’da bulunan değirmenlerin tümü iç tüketime yönelik mi üretim gerçekleştiriyor? Ülkenizde ihracat için değirmencilik faaliyetleri var mı?
Hırvatistan’ın üretimi genel olarak iç tüketime yöneliktir (yüzde 98). Yaklaşık 17 bin ton unu genellikle komşu ülkelere (Bosna Hersek, Slovenya ve Macaristan) satıyoruz.
Ülkenizdeki hammadde seviyesi ne durumda? Değirmenlerinizde işlenen hammaddelerin ne kadarı ülkenizde üretilmekte ve ne kadarı ithal edilmektedir? İthalat için hangi ülkeleri tercih ediyorsunuz?
Hammaddenin yaklaşık olarak yüzde 98’i Hırvatistan’da üretilmektedir. Buğday üretimi yıllık bazda 150 bin ile 180 bin hektar arasındaki bir alanda 600 bin ile 900 bin ton arasındadır. Bu da ülkemizin ihtiyaçları için yeterli bir orandır. Kalite çoğu zaman tatmin edici bir düzeyde olmasına rağmen, başta ekmek ve bazı gıda ürünleri (bebek maması) olmak üzere bazı sektörlerde iyileştirmeler gerekmektedir. 15 bin ton olan un ithalatı genelde Avusturya, Almanya ve Macaristan’dan gerçekleşmektedir.
Hırvatistan’ın un tüketim miktarı ve tüketim kültürü hakkında bizlere biraz bilgi verebilir misiniz? Örneğin, un hangi ürünler için kullanılmakta ve nasıl tüketilmektedir? Unlu mamul tüketiminde tüketicilerin tercihleri nelerdir?
Un tüketimi kişi başı 101 kilogramdır. Ekmek ve unlu mamul tüketimi yaklaşık olarak 70 kilogramdır ve genelde beyaz ekmek ve hamur işleri (İtalyan tarzı ekmek) tercih edilir. Ancak, tüm ekmek ve unlu mamul çeşitlerini tüketiriz. Un, genellikle ekmek endüstrisinde ve evlerde kullanılır.
Hem değirmencilik endüstrisi hem de tüketim miktarı ve ülkenizdeki tercihler bakımından ülkenizin gelecekteki gelişimi hakkında neler düşünüyorsunuz? Endüstriyle ilgili olarak gelecek beklentileriniz nelerdir?
Hırvatistan, Avrupa Birliği’ne katılarak ekmek ve unlu mamul pazarını genişletmiştir. Bu durum, ekmek ve unlu mamullerin ithalat ve ihracatında bir büyüme sağlamıştır. Şu anda Hırvatistan, AB’den kırsal gelişim ve sübvansiyon desteği almaktadır. Bu yardımlar, birincil sanayi ve hammadde gelişimi açısından büyük bir önem taşır.
Hırvatistan, tahıl üretimi için uygun bir ülkedir; bundan dolayı, gelecekte de üretimin yeterli olacağını düşünüyoruz. Ayrıca son yıllarda turizm alanındaki iyi sonuçlar bizi umutlandırıyor. Ekmek ve unlu mamullerin tüketiminde stabil bir gelişim beklentisi içerisindeyiz.
Ülkenizi, değirmencilik bakımından diğer Avrupa ülkeleri ile kıyasladığınızda pozisyonunuzu nasıl görüyorsunuz? Ülkenizin gelecekte dünya çapındaki bu pozisyonunu güçlendirmek için neleri hedefliyorsunuz?
Tahıl, un üretimi ve Hırvat ekmek endüstrisinin kalite seviyesinden gayet memnunuz. Ürünlerimizin rekabetçi olabilmesi ve iç tüketimi sürdürmek için ürünlerimizin kalitesini geliştirmek için sürekli olarak çalışmak ve yeni teknolojiler kullanmak zorundayız.
Bir dernek olarak, şu anda gerçekleştirdiğiniz ya da gelecekte gerçekleştirilecek olan herhangi bir projeniz var mı?
Ekonomi Odası olarak, tarım ve gıda endüstrisindeki sektör temsilcileri ile birlikte gerçekleştirmekte olduğumuz bir dizi yerel ve AB projemiz var. Uluslararası fuarlarda (Iba Münih, Südback Stuttgart vs,) Hırvat ekmek endüstrisinin desteklenmesine aktif olarak katılıyoruz. Hırvat derneklerinin çalışmaları sayesinde, değirmencilerimize danışmanlık hizmetleri sunuyor ve Avrupa Un Değirmenciliği Derneği’nden yararlı bilgiler sağlıyoruz.
Son olarak, derneğiniz ve ülkenizdeki un değirmenciliği hakkında eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Hırvat ürünlerinin artan kalitesinden oldukça memnunuz; gelecekte tahıl, un ve unlu mamullerin üretiminde stabil bir gelişme bekliyoruz. Özellikle, ürün rekabetini sağlamak için ürünlerimizin kalitesine yatırım yapmak çok önemlidir. Böylece, danışmanlık ve pazarlama faaliyetlerinde üreticilerimiz ve üyelerimiz için destek sağlamaya devam edeceğiz. Politika yapıcıları (Tarım Bakanlığı, Avrupa Komisyonu) nezdinde üreticilerimizin çıkarlarını korumak çok önemlidir. Derneğimiz son dönemde tahıl ve tahıl ürünleri hususunda yeni kuralların oluşturulmasında önemli bir rol oynamıştır. Kurallar, son kullanıcı için piyasaya çıkan tahıl ve tahıl ürünleri için genel kalite standartlarını belirler. Ayrıca, Hırvatistan Cumhuriyeti’nde aşırı tuz alımının azaltılmasına yönelik 2015-2019 Stratejik Plan çerçevesinde benimsenen ekmekte maksimum tuz oranı ihtiyacını ortaya koyar. Hırvatistan, aşırı tuz tüketimi konusunun önemini benimseyen ülkelere katılmış ve Dünya Sağlık Örgütü ile Birleşmiş Milletler’in 2025 yılına kadar tuz alımını yüzde 30 oranında düşürme hedefini benimsemiştir.