Bilim insanlarından oluşan bir ekip, buğdayın kapsamlı ve keşfedilmemiş çeşitliğinde gizli özellikleri ortaya çıkarmak için bir tarım ürünü üzerinde yapılan en büyük genetik analizi gerçekleştirdi.
Mısır ve buğdayın genetik çeşitliliğinden etkin şekilde yararlanılmasını amaçlayan Seeds of Discovery (SeeD) (Keşif Tohumları) inisiyatifi için çalışan araştırmacılar,
Uluslararası Mısır ve Tahıl Geliştirme Merkezi (CIMMYT) ve
Uluslararası Kuru Alanlar Tarımsal Araştırma Enstitüsü (ICARDA), gen bankalarındaki 79.191
buğday örneğinin genetik karakterini çıkardı. Araştırmanın sonuçları Nature Communications dergisinde yayınlandı. Dünya genelinde yaygın olarak kullanılan ekmeklik ve makarnalık buğday ile 27 yabani buğday türünü üzerinde yapılan araştırma “devasa bir genotipleme ve çeşitlilik analizi” olarak nitelendiriliyor. Yılda 600 milyon ton üretilen buğday, dünyada en yaygın şekilde yetiştirilen tahıl ürünü. Elde edilen buğdayın yaklaşık %95’i ekmeklik, %5’i ise durum ya da makarna buğdayı.
Araştırmanın başlıca hedefi, CIMMYT ve ICARDA’ya ait olan dünyanın en büyük gen bankalarındaki çeşitliliği karakterize etmekti. Genetik çeşitlerin haritasını çıkaran araştırmacılar,
buğday yetiştirmede avantajlı genleri tespit etmeyi amaçladı.
GEN BANKASINDAN EKMEK SEPETİNE
Ekmeklik buğday çeşitlerinde birbirinden farklı biyolojik gruplaşmalar tespit eden bilim insanları, yerel türlerdeki genetik çeşitliliğin büyük kısmının şu ana kadar yüksek verimli, dayanıklı ve besleyici türler geliştirmek için kullanılmadığını belirtti.
Araştırma ekibine başkanlık eden
CIMMYT uzmanı Carolina Sansaloni, yerel buğday türlerindeki çeşitliliğin çok azının modern buğday yetiştiriciliğinde kullanıldığını belirterek, bu yerel türlerin yeni buğday çeşitleri yetiştirmek için yararlanılması konusunda önemli bir imkanın var olduğunu vurguladı.
Araştırma, makarnalık buğdaylardaki genetik çeşitliliğin ise modern türlerde daha iyi temsil edildiğini ortaya koydu. Araştırmacılar,
buğday numunelerinin genotiplenmesinden elde edilen gen verilerinin haritasını çıkardılar ve moleküler markörlerin her iki buğday türünde ve buğdayı yabani akrabalarında bulunan özellikleriyle bağlantılı olan fiziksel ve genetik pozisyonlarını tespit ettiler.
Sansaloni’nin verdiği bilgiye göre, elde edilen markörlerin %72’si üç moleküler referans haritasında benzersiz şekilde konumlanırken, bunların yarıya yakını; ıslah uzmanları, çiftçiler ve tüketiciler için fayda sağlayacak kuraklığa dayanıklılık, verim potansiyeli ve protein içeriği gibi spesifik özellikler kontrol eden bölgelerde bulunuyor.
Çalışmanın verileri, analizi ve görselleştirme araçları, dünya genelinde buğday araştırmaları yapan bilim insanlarına ücretsiz olarak açılacak. Sansaloni, “Bu kaynaklar; gen keşfi, klonlama, markör geliştirme, genom öngörüsü, markör destekli gibi uygulamalar için fayda sağlayacaktır.” dedi.