BLOG

Değirmencilik endüstrisi, teknolojik dönüşüm ve sürdürülebilirlik yol ayrımında

17 Temmuz 20235 dk okuma
Un ve değirmen ürünleri endüstrisi gibi sektörler, dünyadaki teknolojik dönüşüm sürecinin istisnası değildir. Günümüzün küreselleşmiş ve dijital olarak birbirine bağlı dünyasında, teknolojinin üretim süreçlerine entegrasyonu, herhangi bir endüstrinin rekabet gücünde kilit bir faktör haline gelmiştir. Un ve değirmen ürünleri endüstrisi, teknoloji ve inovasyon kullanımı açısından önemli bir dönüşüm geçirerek daha fazla üretim verimliliği ve daha sürdürülebilir bir üretim modeli elde etmek zorundadır.

Prof. Dr. Mustafa Bayram 
Gaziantep Üniversitesi Gıda Teknolojisi Anabilim Dalı Başkanı 
TABADER Yönetim Kurulu Başkanı

Teknolojinin hızla ilerlemesiyle birlikte, işletmeler daha önce görülmemiş bir hızla değişime adapte olmak zorunda. Özellikle yapay zeka teknolojisinin sanayiye girmeye başlaması ile birlikte değişim çok hızlı olacak ve değişime ayak uyduramayanlar ise çok hızlı sektör dışında kalacak. Çünkü, yapay zeka teknolojisi çok büyük işler vaat ederken, binlerce insanın yapacağı işleri birkaç saniyede çok başarılı şekilde yapabilmektedir.


Teknolojik gelişmelerin un değirmenciliği endüstrisi üzerinde önemli bir etkisi olmuştur. 19. yüzyılda su gücüyle çalışan değirmenin icadı ve ardından otomatik valsli değirmene geçişle birlikte sektör, üretim verimliliği ve kalitesinde önemli bir değişim yaşamıştır. Bilgisayar kontrollü değirmen makinelerinin kullanılmaya başlanması, verimliliği artırarak, israfı azaltarak ve son ürünün kalitesini iyileştirerek sektörde devrim yaratmıştır. Son yıllarda, sektörün çevresel etkisini önemli ölçüde azaltan enerji tasarruflu değirmenler ve atık azaltma sistemleri gibi sürdürülebilir ve çevre dostu teknolojilere doğru bir kayma da olmuştur.

Un ve değirmen ürünleri endüstrisi gibi sektörler, dünyadaki teknolojik dönüşüm sürecinin istisnası değildir. Günümüzün küreselleşmiş ve dijital olarak birbirine bağlı dünyasında, teknolojinin üretim süreçlerine entegrasyonu, herhangi bir endüstrinin rekabet gücünde kilit bir faktör haline gelmiştir. Un ve değirmen ürünleri endüstrisi, teknoloji ve inovasyon kullanımı açısından önemli bir dönüşüm geçirerek daha fazla üretim verimliliği ve daha sürdürülebilir bir üretim modeli elde etmek zorundadır. Şu an bu sektör diğer gıda sektörlerine göre daha düşük bir makine teknolojisi ve dijital dönüşüm dinamiğine sahiptir. 

Buna karşılık, un ve değirmen ürünleri endüstrisi, istihdam olanakları sağlayarak ve çeşitli sektörlerin büyümesine katkıda bulunarak dünya çapında ekonomik büyümeye her zaman önemli bir katkıda bulunmuştur. Bununla birlikte, un ve değirmen ürünleri endüstrisinin başarısı aynı zamanda bir dizi çevresel ve toplumsal risk ve zorluğa da katkıda bulunmuştur. Bu zorluklar birbiriyle bağlantılıdır ve etkileri küresel olarak hissedilmekte, bireylerin ve toplumun yaşam kalitesini ve refahını bir bütün olarak etkilemektedir. Un ve değirmen ürünleri endüstrisindeki hızlı teknolojik dönüşüm, bu riskleri ve zorlukları ele alma potansiyelini de beraberinde getirmiştir. 

Blockchain teknolojisi, teknolojinin tahıl sektörünü nasıl dönüştürdüğünün bir başka örneğidir. Bu teknoloji, şirketlerin tahılları üretimden son tüketiciye kadar takip etmesine ve izlemesine olanak tanır. Bu şeffaflık, tüketicilerin sürdürülebilir kaynaklardan gelen yüksek kaliteli tahıllar almasını sağlar ve bu da küresel olarak tüketiciler için giderek daha önemli bir hale gelmektedir. Ancak tahıl sektöründe teknolojinin yaygınlaşmasının yanı sıra yeni küresel riskler de ortaya çıkmıştır. İklim değişikliği, tahıl sektörünü tehdit eden en önemli risklerden biridir. Kuraklıklar, seller ve aşırı hava olayları daha yaygın hale gelerek daha düşük verime ve daha az gıda güvenliğine yol açmıştır.