BLOG

Dedeleri Bulgaristan’da başladı, torunları Türkiye’den dünyaya açıldı

07 Şubat 20184 dk okuma
Bulgaristan’dan 1927’de Türkiye’ye göçen Kale ailesinin torunları, ata mesleği değirmenciliği, son teknoloji un tesislerinde sürdürerek dünyaya açıldı. 10 amca çocuğunun yıllar sonra Keşan’da kurduğu un fabrikası bugün Afrika ve Uzak Doğu ülkelerine ihracat yapıyor. Kale Un’un hikayesini Değirmenci Dergisi’ne anlatan Kadir Kale, “İhracata başladığımızdan bu yana 33 ülkeye un ihraç ettik.Bu yıl itibariyle de düzenli olarak 15 ülkedeki müşterilerimize un gönderiyoruz.” dedi. Kadir KALE-Kale Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş  - Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Un Tesisi Sorumlusu Aile şirketleri, dünya ve Türkiye ekonomisine yön veren en önemli aktörler arasında. Türk sanayisinin bel kemiğini oluşturan aile şirketleri toplumda çoğu zaman ilgi odağı olmayı başarıyor. Ülke ekonomisi için çok önemli olan aile şirketleri ile başarı hikayelerine, aile üyeleri arasındaki ihtilaflara, bölünmelere veya faaliyetlerine son vermelerine ilişkin haberlere sıkça rastlamak mümkün. Bugün size hikayesini anlatacağımız aile şirketinin geçmişi yaklaşık 90 yıla dayanıyor. Dedeleri 1927 yılında Bulgaristan’dan Türkiye’ye göç eden Kale Un’un hikayesini Kale Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Un Tesisi Sorumlusu Kadir Kale’den dinledik. Değirmenci Dergisi’nin sorularını cevaplayan Kadir Kale, dedelerinin mesleğiyle bugün 33 ülkeye ihracat yaptıklarını anlatırken, “birlikten kuvvet doğar” mantığıyla hareket ettikleri vurguluyor. Kadir Bey, bize Kale Un’un nasıl doğduğunu ve değirmenciliğe başlama hikayenizi anlatır mısınız? Unculuk bizim çok eski mesleğimiz. Bulgaristan’ın Kırcaali vilayetinin Koşukavak kasabasında dedem su değirmeninde un üretimi yapıyormuş. Dedem 1927’de 4 çocuğunu eşini, annesini, babasını, öküz arabasına yükleyip Bulgaristan’dan göç etmiş. Mesleğini 1950’lerde Keşan’ın Yeni Muhacir köyünde sürdürmüş. Babam ve amcalarım değirmencilik, kırmacılık yani öğütme işini burada yeniden yapmaya başlamışlar. 1968’e kadar değirmencilik faaliyetlerimiz devam etmiş. Bugünkü şirketimizi 10 amcaoğlu ile birlikte 1981 yılında kurduk. Şirket ticarete madencilik ile başladı. 5 Nisan 1984’te de un fabrikamızı açtık, yaklaşık 33 yıldır üretime devam ediyoruz. Dede mesleğimiz olan değirmenciliği üçüncü ve dördüncü kuşak olarak devam ettiriyoruz. Biz üçüncü kuşak olarak ülke bazında üretim yaptık. Çocuklarımız da dünyadaki çeşitli ülkelere un üretiyor, ihracat yapıyor. Bundan sonra da ülkemiz için aynı şekilde üretime, ihracata devam edeceğiz. Yıllar sonra Bulgaristan’a yani dedemin bırakıp geldiği yerlere giderek yıkılan değirmenin taşlarını da yerinde buldum. 10 amca çocuğu bir araya gelerek kurduğunuz aile şirketinin avantaj ve dezavantajları nelerdir? Birlikten kuvvet doğacağına inandık her zaman. Bu sayede de bugünlere gelebildiğimizi düşünüyorum. Şu ana kadar bir dezavantajını yaşamadık. Kale Un Fabrikası olarak 40 kişiyi istihdam ediyoruz, bunların 4’ü aile bireylerinden. Yıllık un üretim kapasiteniz ve ihracatınız hakkında bize bilgi verir misiniz? İhracat pazarlarınız hangi bölgeler ve üretiminizin ne kadarını ihraç ediyorsunuz? Şu anda yıllık 33 bin ton civarında un üretimimiz mevcut. Bunun 25 bin tonluk kısmı ihracata, 8 bin tonluk kısmı ise iç piyasaya verilmektedir. Başlıca ihracat yaptığımız bölgeler Afrika ve Uzak Doğu ülkeleridir. Kârlı pazarlar, döneme göre değişmektedir. Bazen ihracat daha kârlı olurken, bazen iç piyasa daha avantajlı konuma gelebilmektedir. Daha önceleri tamamen iç piyasa ağırlıklı olan üretimimizi 2007’de ihracata yönelerek üretim planlarımızı revize etik. 2008’den bu yana ihracatımız her yıl artan oranlarda devam ediyor. Şu anda yıllık bin konteyner civarında, yani 25 bin ton un ihracatımız mevcut. Türkiye un sektörünün son dönemde dünya genelinde söz sahibi olmasının sizin satışlarınıza etkisi nedir? Sizin buradaki katkınız ne kadardır? Dünyada ‘Türk Unu’nun duyulur, bilinir hale gelmesi tüm Türk uncuları gibi bizim de pazara kolayca girmemizi sağlamıştır. Doğru pazara, doğru ürünü sunmaya çalışarak bu sektöre katkımızı devam ettirmeye çalışıyoruz. Ham madde ihtiyacınızı nerelerden karşılıyorsunuz? Bölge çiftçisinin ürettiği buğday her çeşit un için elverişli mi? İç piyasa üretimimizde tamamen bölge çiftçisinin ürettiği malı kullanıyoruz. Bu da yeterli oluyor. İhracat ayağında ise Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında hakedişimiz olan ithal buğdayı ve yine yerli buğdayı da kullanıyoruz. Trakya’da üretilen buğday daha çok ekmeklik un üretimine uygundur. Yurtiçindeki satışlarımızın tamamına yakını İstanbul ve Marmara Bölgesine gerçekleştiriyoruz. Un tesisinin ham maddesi buğdayı ülke çiftçisinden hasat zamanı satın alıyoruz. Buğdayı öncelikle depolarımızda, çelik silolarımızda depoluyoruz. 15 bin ton buğday depolama kapasitemiz mevcut. Günlük 250 ton buğday kırma kapasitemiz var. Hedef pazar olarak gördüğünüz ve üzerinde yoğunlaştığınız bir bölge var mı? En başarılı ve en etkili olduğunuz pazarlar neresi? Şu andaki hedef pazarımız Güney Amerika bölgesi. Afrika ve Uzakdoğu bölgesinde belirli bir müşteri portföyü oluşturduğumuz için pazarı çeşitlendirmeye çalışıyoruz. İhracata başladığımızdan bu yana 33 ülkeye un gönderdik. Bu yıl itibariyle de düzenli olarak 15 ülkedeki müşterilerimize un gönderiyoruz. İhracat yaptığımız ülkeler arasında Kiribati, Samoa adası, Papua Yeni Gine, Endonezya, Tayland, Uganda, Sudan, Benin, Nijer, Angola Haiti, Venezuela ve Guyana yer alıyor. Bu yıl hedefimiz 2017’deki ihracatımızın yüzde 10 üzerine çıkmaktır. Tesislerinizde kullandığınız makine parkuru hakkında bilgi verir misiniz? Şu anda Türkiye’deki değirmen makinaları sanayi çok iyi durumda olduğu için üretim parkurumuz yerli makinalardan oluşmaktadır. Teknolojik gelişmeleri takip ederek yatırımlarımızı bu yönde yapmaya çalışıyoruz. 2018 için hedefleriniz ve yatırım planlarınız nedir? Kale Un olarak en büyük hedefimiz ihracat ve iç piyasa satışları yaparak ülkemiz ekonomisine katkıda bulunmaktır. Aynı zamanda bölge çiftçimizin ürettiği buğdayı satın alıp işleyerek, çiftçimizin de alın teri ve emeğinin karşılığı olan buğdayı en iyi şekilde, en iyi fiyatla değerlendirilmesi için elimizden geleni yapıyoruz. İhracat yaparak da ülke ekonomisine döviz girdisini sağlamak istiyoruz. Bu doğrultuda müşteri portföyümüzü artırmak ve bu sayede yeni pazarlara ulaşmak için çalışmalarımızı devamlı arttırıyoruz. Ayrıca yurt için ve yurt dışı fuarlara katılarak ve müşteri ziyaretlerimizi artırarak hedeflerimizi yakalayacağımıza inanıyoruz. Dünyanın değişik ülkelerindeki müşterilerimizle sürekli irtibat halindeyiz. İnşallah daha farklı ülkelere de unumuzu göndereceğiz.
Röportaj Kategorisindeki Yazılar
02 Mart 20152 dk okuma

Lübnan değirmenlerinin hedefi teknoloji yatırımı

Bachar BOUBESS: “Ülkemizde, günde 3000 tonun üzerinde bir kapasiteye sahip 13 değirmenimiz bulunmak...

08 Kasım 20175 dk okuma

“Türkiye’de büyümek için satın alma fırsatları kolluyoruz”

Greg Harvey, Interflour: “Türkiye’deki işlerimiz oldukça istikrarlı. Interflour büyümek için her za...