Çin, gıda güvenliği konusunu son derece ciddiye alıyor ve şu anda dünyanın en büyük stratejik gıda rezervlerini temsil eden çok sayıda temel gıda ve tahılı stokladı. Bu stok politikası, on yıla yakın bir süredir dünya tahıl talebinin artmasında önemli rol oynuyor.
Son on yılda Çin, önemli gıdaları istikrarlı bir şekilde stokluyor ve yerel gıda tüketiminin temel unsurları olan tahılları yetiştiriyor. ABD Tarım Bakanlığı (USDA), Çin’in mevcut stratejik buğday rezervinin 144 milyon ton (mt), pirinç stoğunun 116 mt ve mısırın ise 198 mt olduğunu tahmin ediyor. 2011’den bu yana, üç temel stratejik tahılın stokları katlanarak arttı. Bu süreçte buğday ve pirinç stokları iki kattan fazla artarken, mısır stoklarının boyutu neredeyse dört katına çıktı.
Bu devasa stokların boyutları küresel bir perspektifle değerlendirildiğinde, Çin şu anda dünyadaki buğday stoklarının yaklaşık %50’sine, dünya çapındaki pirinç stoklarının %65’ine ve depolardaki mısırın da %70’ine sahip.
Önemli miktardaki tahılı depolarda saklama çabaları, yılda 150 mt buğday, 150 mt pirinç ve 300 mt’ye yakın mısır tüketen bir ulus için güvenli bir gıda arzını sürdürmek demek. Yıllık iç tüketimin %65 ila %95’ini oluşturan stratejik buğday, mısır ve pirinç rezervlerine bakıldığında, devletin tahıl stokları muhtemelen ülkenin 9 ila 12 ay arasındaki talebini karşılayabilir. Çin Devlet Tahıl ve Rezervler İdaresi Başkan Yardımcısı Liang Yan’ın geçtiğimiz aylarda, yaptığı açıklamalara göre, Çin’in başlıca üretim alanlarındaki mevcut tahıl rezervleri, ülkenin üç aylık talebini karşılamaya yetiyor ve büyük tüketim merkezlerindeki stoklar da altı ay boyunca tüketimi karşılıyor. Bu ifadeler, USDA tahminlerinin ima ettiği 9-12 aylık tahminlere yakın.
Bununla birlikte, geçmişte depolanan mısırın küf ve haşere istilasından zarar gördüğüne dair Çin’den çok sayıda rapor geldiğinden, özellikle mısır olmak üzere depodaki tahılın kalitesi konusunda bazı şüpheler bulunuyor. Bu sıkıntılar, depolanan tahılları, küfler ve mantarlar tarafından üretilen mikotoksinlere karşı duyarlı olmaları nedeniyle başta domuzlar olmak üzere, hayvanların tüketimi için bile uygunsuz hale getiriyor.
Çin’in 2021-2025 arasındaki 14. beş yıllık planı, ülkenin tahıl üretim kapasitesini artırma ve Ulusal Gıda Güvenliği Stratejisi’ni uygulama hedeflerine ulaşma konusunda önemli taahhütlerde bulunuyor. Bunlar arasında; Çin tarım arazilerinin alternatif kullanımlardan korunması, üretim altındaki ekilebilir arazilerin toplam büyüklüğünün 120 milyon hektarın üzerinde kalmasının sağlanması, arazilerin tahıl dışı üretim için kullanılmasının sınırlandırılması ve 72 milyon hektarlık yüksek kaliteli tarım arazisinin geliştirilmesi de dahil olmak üzere ulusal bir gıda güvenliği sanayi kuşağının uygulanması yer alıyor.
Bununla birlikte, Avustralya ortalamasının dört katından daha fazla olan 400 kg/ha’nın üzerindeki gübre kullanım oranları, bazı tahılların üretimindeki girdi maliyetleri sebebiyle ekonomik olmayan bir şekilde düşük kaliteli topraklara sıkıştırılabileceğini gösterdiğinden, üretimi sürdürülebilir bir şekilde önemli ölçüde artırmanın önünde önemli engeller bulunuyor. Bu durum, ağır sübvansiyonlar tarafından da körüklendi. OECD’ye göre Çin 2018’de çiftçilere 206 milyar dolar tarım yardımı yaptı. Bu nedenle, yaklaşık 6 ton/ha olan Çin buğday üretimi verimi, aşırı gübre kullanımıyla suni olarak şişirilmiş olarak kabul ediliyor.
Çin’in tarım arazilerinin %40’ının yoğun uygulamalardan dolayı bozulduğu ve bunun Çin’in gelecekteki tarımsal üretkenliği sürdürme kabiliyetini etkileyeceği tahmin ediliyor. Bundan dolayı Çin hükümeti, Kuzey Çin’deki Chernozem topraklarının korunmasını stratejik bir öncelik haline getirdi. Yüksek performanslı hibrit tahılların yerel olarak yetiştirilmesine yapılan yatırım, aynı zamanda Çin’in verimi artırmaya odaklanmasının da bir parçası.