Bulgur sektörü, Ortadoğu ve yeni pazarlar
12 Eylül 20136 dk okuma
Kayabaş: “Ortadoğu’ya yapılan ihracatta Türkiye tek söz sahibi ülke konumundadır. Şuanda Irak’a yapılan ihracat, toplam bulgur ihracatındaki en büyük payı oluşturmaktadır. Ancak bu ülkede alım gücünün düşük olmasından dolayı, bulgur satışı düşük kar marjları üzerinden yapılmaktadır. Bunun aksine Avrupa Birliği ülkelerine yapılan ihracatta kar marjı daha yüksektir. Ürünlerimizi Avrupa pazarlarına kabul ettirebilirsek daha karlı satışlar yapabiliriz.”
Bulgur, son yıllarda dünya genelinde tüketimi gittikçe artan ürünlerin başında gelmektedir. Özellikle sağlık açısından taşıdığı faydalar ve uzun süreli depolanabilmesi, kullanımını daha da cazip hale getiriyor. Ancak tüketim açısından hala birçok tahıl bazlı gıda ürünün gerisinde kalıyor.
Türkiye ise dünyanın en büyük bulgur üreticisi ve ihracatçısı olarak, bulgurun farklı pazarlardaki tanıtımları için çeşitli çalışmalar yürütüyor. Zira bugüne kadar bulgur açısından Türkiye’nin en büyük ihraç pazarı Ortadoğu ülkeleriydi. Ancak bu ülkelerde son yıllarda yaşanan siyasi sıkıntılar ve güvenlik problemleri, sektörün pazar hedeflerini başka ülkelere kaydırmasını zorunlu kılıyor.
Bulgur sektörünün en önemli makine tedarikçilerinden GÜNMAK Makine’den Sıddık KAYABAŞ’la bulgurun önemi, Türkiye’nin dünya bulgur pazarındaki yeri, Ortadoğu pazarındaki sorunlar ve bulgur ihracatı için potansiyel taşıyan ülkeler üzerine bir söyleşi yaptık.
Sayın Kayabaş, bulgur sektörüyle ilgili son gelişmelere geçmeden önce firmanız GÜNMAK’ı biraz tanıyabilir miyiz? Bu sektördeki yeriniz ve tecrübeniz nedir?
GÜNMAK Makine, bulgur teknolojileri sektörüne 1975 yılında girmiştir. Bu sektördeki makine tasarımını ve yan sanayi destekli imalatını gerçekleştiren firmamız, zaman içerisinde sektördeki sayılı teknoloji üreticileri arasına girmiştir. Daha sonraki yıllarda da, kendi AR-GE çalışmaları sonucu geliştirdiği SOĞUK ÇEKME HELEZON imalatını, diğer üretimleri ile birleştirmiştir. Firmamız, günümüzde birçok sektörde kullanılan soğuk çekme helezonların imalatında, öncü firmalar arasında yer almaktadır.
Firma olarak, makine imalatının yanı sıra sahip olduğumuz know-how’la özellikle bulgur ve kırmızı mercimek sektörüne yönelik anahtar teslimi projeler hazırlamakta ve bu projeler kapsamında sektördeki teknolojilerin ve sistemlerin geliştirilmesine katkı sunmaktayız. Bulgur ve mercimek sektöründe üretim prosesini ve akış diyagramlarını geliştirerek bu sistemlere uygun makine ve tasarımlarını sürekli yenileyen firmamız, bulgur ve kırmızı mercimek işleme teknolojisinin ilerlemesinde ve fabrika kurulumunda ilk sıralarda yer almaktadır.
Bugün bulgur işleme konusunda 7. AR-GE PROJEMİZİ de başarıyla tamamladık. AR-GE Projelerimizde can alıcı yeniliklerden birkaçı ise tam otomatik pişirme sistemi ve yarı otomatik kurutma sistemidir.
Ayrıca KIRMIZI MERCİMEK işleme makinelerini, kendi olanaklarımızla çok verimli ve yüksek randımanlı makinelere dönüştürdük. Birimler arası koordinasyon ve bunun yanı sıra dünya standartlarına uygun geliştirilen AR-GE projeleri, GÜNMAK’ ın yurt dışı pazarına girmesine de olanak sağlamıştır.
Bulunduğumuz sektörün temel özelliği, genel itibariyle geleneksel gıda sektörünün içinde yer almasıdır. Kurulduğumuz yıllara, yani 1970’li yıllara döndüğümüzde; bulgur fabrikalarının genellikle düşük kapasiteli, verimsiz ve vasat birer işletme konumunda olduklarını görmekteyiz. Ancak firmamız, yaptığı AR-GE çalışmalarıyla bu sektöre bir canlılık getirmiştir.
Bulgurun dünya gıda tüketimindeki yeri nedir? Özellikle hangi bölgelerde bulgur tüketimi daha yaygın?
Dünya gıda tüketiminde bulgurun önemi her geçen gün artmaktadır. Uzak Doğu ve Avrupa’da, bulgurun yeni ismi Türk Pirinci’dir. Özellikle Suriye, Mısır, Lübnan, Suudi Arabistan, Tunus, Cezayir ve Irak başta olmak üzere Orta Doğu ülkelerinde bulgurun tüketimi oldukça yaygındır.
Bir gıda maddesi olarak bulgurun avantajları nelerdir? Sizce tüketimi neden yaygınlaştırılmalıdır ve nasıl yaygınlaştırılabilir?
Bulgurun faydaları saymakla bitmiyor. Öyle ki ABD’li doktorlar artık ilaç yerine bulgur veriyor. ABD’de “Kamu Yararına Bilimsel Araştırmalar Enstitüsü’nün yayınladığı raporda, bulgurun tüm tahıl ürünleri arasında en yüksek besin değerine sahip olduğu açıklanmış, özellikle en önemli folik asit ve lif kaynağı olması sebebiyle bulgur, tahılların altın standardı olarak nitelendirmiştir. Diğer önemli özelliklerini şöyle sıralayabiliriz; Hamilelikte bir numaralı ilaç yerine geçer. Pişirme ve kurutma işlemlerinden dolayı, küf oluşumuna karşı dayanıklıdır ve raf ömrü diğer ürünlerden daha uzundur. Radyasyonu emmez ve radyasyona karşı dayanıklıdır. Bu nedenle bazı ülkelerde nükleer savaşlara karşı, askeri ve sivil amaçlar için stokta tutulur.
Dünyamızda hızlı gelişen teknolojilere karşı kendini koruyabilen nadir temel tüketim ürünlerindendir. Kolesterolü düşürür. Kilo vermek isteyenler için birebir. Ayrıca 2 yemek kaşığı pişmiş bulgur, kalori değeri bakımından 1 dilim ekmeğe denk düşmektedir. Zayıflama diyetlerinde kolesterol sorunu olanlara ekmek yerine bulgur önerilmesinin sebebi budur. Demir oranı ıspanaktan bile fazladır.
Örneğin Çin’de bulgurun hammaddesi buğday, kutsal bitkilerden biridir. M.Ö. 2800´de Çin İmparatoru ShenNung, bulgurun ana maddesi olan buğdayı; pirinç, darı, arpa ve soya fasulyesiyle birlikte beş kutsal bitkiden biri olarak belirlemiştir.
Bulgur hem fiyat olarak uygun bir gıda maddesidir hem de sağlık açısından biraz önce de belirttiğimiz gibi çok faydalıdır. Bulgurun tüketimi genel itibariyle her geçen gün yaygınlaşıyor. Ancak tanıtımları arttırarak, fuarlara katılım sağlayıp tatmamış olanlara bulguru tattırarak bu ürünü biraz daha ilgi odağı haline getirebiliriz. Aslında bunu yapıyoruz ve başarıyoruz da.
Dünya ticaretine konu olan bulgur miktarı ne kadardır? Bulgur ihracatında özellikle hangi ülkeler ön plana çıkıyor?
2011 verilerine göre, bulgurun ihracat rakamı 123 bin ton, değeri ise 70 milyon dolar. Dünyadaki en büyük bulgur ihracatçısı ülke Türkiye’dir. Amerika Birleşik Devletleri ise en güçlü rakibimiz olarak görünmektedir.
Türkiye, sizin de bahsettiğiniz gibi bulgur konusunda önemli üretici ve ihracatçı ülkelerden biri. Türkiye’nin bulgur ihracatında hangi ülkeler ön planda? Özellikle yakın coğrafya olan Ortadoğu, Türkiye’nin bulgur ihracatında nasıl bir yere sahip?
Komşumuz Irak’ta, bulgur ihtiyacının tamamı Türkiye’den tedarik edilmektedir. Geçmiş yıllarda diğer komşu ülkelerden de Irak’a ihracat gerçekleştirilmiştir ancak günümüzde en güçlü tedarikçi Türkiye’dir. Bu pazardaki en önemli sıkıntı ise para transferi ve otoriter bir devletin olmamasından kaynaklanan güvenlik sorunudur. Irak’ta merkezi hükümetin otoritesinin oturmasıyla birlikte Türk firmaları ve ihracatçıları, bu pazardaki varlıklarını daha güçlü bir şekilde devam ettireceklerdir.
Avrupa Birliği ülkelerine gerçekleştirilen bulgur ihracatında da yine en büyük pay Türkiye’ye aittir. Bu pazarlardaki en büyük rakibimiz ise Fransa olarak görünmektedir. Ortadoğu’ya yapılan ihracatta Türkiye tek söz sahibi ülke konumundadır. Şuanda Irak’a yapılan ihracat, toplam bulgur ihracatındaki en büyük payı oluşturmaktadır. Ancak bu ülkede alım gücünün düşük olmasından dolayı, bulgur satışı düşük kar marjları üzerinden yapılmaktadır. Bunun aksine Avrupa Birliği ülkelerine yapılan ihracatta kar marjı daha yüksektir. Ürünlerimizi Avrupa pazarlarına kabul ettirebilirsek daha karlı satışlar yapabiliriz.
Avrupa Birliği ve Ortadoğu’daki üstünlüğümüzü, Afrika kıtasında sürdürememekteyiz. Amerika Birleşik Devletleri, Afrika kıtasına bizden daha fazla ihracat yapmaktadır. Bu yüzden Türkiye olarak, Afrika ülkelerine olan coğrafi avantajımızı iyi kullanmamız ve bu konuda ABD’nin önüne geçebilmemiz gerekiyor.
Ortadoğu ülkeleri, birçok üründe olduğu gibi bulgurda da Türkiye’nin en önemli pazarı konumunda. Son yıllarda Ortadoğu coğrafyasında yaşanan siyasi sorunlar ve çatışmalar, bulgur ihracatçılarını ve genel olarak bulgur sektörünü nasıl etkiledi?
Şuanda çatışmaların yaşandığı Suriye’den başlayalım. Suriye’ye olan bulgur ihracatımız, geçen 3 yıl içerisinde 12 katına çıkacak kadar artmıştır. Ancak şu anda yaşanan iç karışıklıklar ve siyasi belirsizliklerden dolayı ciddi anlamda bir güvenlik problemi bulunuyor. Dolayısıyla güvenlik sağlanana kadar hedef ülke seçiminde Suriye geri planda bırakılacaktır. Güvenlik ve istikrar sağlandığı takdirde Suriye en önemli ihracat pazarımızdır.
Irak ile olan ihracatımız da sürekli olarak artmaktadır. Coğrafi avantajımız ve kültürel yakınlığımızdan dolayı bulgur ihracatımız ve genel ihracatımız sürekli olarak artmaktadır. Gaziantep’te ve bölgedeki diğer illerde üretim yapan firmalarımızın ihracatları mevcuttur. Irak’ta da henüz güvenlik ve istikrar problemi tam olarak aşılamadığından dolayı, şu anda hedef pazar olarak düşünülmemektedir.
Ortadoğu pazarındaki sorunlardan dolayı yaşanan ihracat kayıpları nasıl telafi edilebilir? Hangi ülkeler bulgur için alternatif pazar olabilir?
Almanya istikrarlı bir bulgur ithalatçısıdır. Almanya’da yaşayan Türk ve bulgur tüketimi yaygın olan diğer Ortadoğu vatandaşları nüfusu da bu ithalatta önemli bir konuma sahiptir. Bunun yanında Belçika’nın yükselen bir bulgur ithalat hacmi vardır. Özellikle 2008-2010 yılları arasında hacim çok artmıştır.
ETİYOPYA ve NİJERYA da yeni hedef pazarlarımız arasındadır. Bu ülkelerdeki fuarlara katılımımız olmaktadır ve katılım sonrası ciddi talepler içeren geri dönüşlerle karşılaşıyoruz.
Bulgur sektörünün geleceğiyle ilgili öngörüleriniz nelerdir?
Bulgur sektörü, her geçen gün bulgurun değerinin anlaşılmasından dolayı ileriye doğru gidiyor. Öyle ki, şuanda Rusya pazarında bulgurun yeri, Rusya’nın bir tüketim kültürü olan greçka ile aynı raftır. Sabah sütle, öğlenleri ve akşamları et ya da farklı tatlarla hazırlanan greçka, Rus sofrasının vazgeçilmezidir. Etiyopya, Nijerya ve Amerika’dan gelen sürekli talepler de bulgurun raflardaki en güzel yeri alacağına işaret ediyor.
Röportaj Kategorisindeki Yazılar