“Süne, ülkemizde buğdayın en önemli zararlısı konumundadır. Süne, buğday tanesinde yaptığı zarar ile ürünün ekmeklik, makarnalık ve tohumluk kalitesini bozmaktadır. Bu gibi olumsuz etkileri önlemek için süne zararlısını iyi tanımak ve mücadele stratejilerini iyi bilmek önem kazanmaktadır. Bu makalede süneyi yakından inceleyip, bu böcekle etkin mücadele yöntemlerini anlatacağız.”
Birol MıhçıZiraat Yüksek MühendisiBornova Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü
Erkan YılmazZiraat Yüksek MühendisiBornova Zirai Mücadele Araştırma Ens.
Ekrem KayaZiraat Yüksek MühendisiBornova Zirai Mücadele Araştırma Ens.
------------------------------------------Tahıllar insan beslenmesinde doğrudan veya dolaylı olarak kullanılan temel besin ürünlerindendir. Serin iklim tahıllarından buğday ise ülkemiz ekonomisine önemli bir katkı sağlayan stratejik kültür bitkilerindendir. Buğday, tek yıllık bir bitki olup, farklı iklim ve toprak koşullarında yetişen çok sayıda çeşide sahip olması ve adaptasyon yeteneğinin yüksek olması nedeni ile geniş alanlarda üretilebilmektedir. Tahıllar içerisinde buğday gerek ekiliş alanı gerekse üretim yönünden birinci sırayı almaktadır. Ülkemizde 2019 yılında 68.463.271 dekar alandan 19.000.000 ton buğday üretimi yapılmıştır[1].Bu üretimi sınırlayan etmenlerden birisi de böceklerdir. Söz konusu böceklerden Süne [Eurygaster spp. (Hem.: Scutelleridae)] ülkemizde buğdayın en önemli zararlısı konumundadır [2].
Süne buğday tanesinde yaptığı zarar ile ürünün ekmeklik, makarnalık ve tohumluk kalitesini bozmaktadır. Sünenin beslenirken daneye bıraktığı yüksek proteolitik ve kısmen de amilolitik enzim etkisine sahip sindirim salgıları sonucu unun ekmeklik özellikleri kaybolmaktadır. Bu enzimler, hamurun iskeletini oluşturan glüten yapısını bozmakta, hamur kabarmamakta ve ekmeklik özelliği azalmaktadır. Süne zararına maruz kalmış unlardan yapılan hamurlar zarar nispetine göre değişmekle birlikte yumuşak, cıvık, akıcı ve yapışkan, düşük gaz tutma kapasitesine sahip olup; bu hamurlardan düşük hacimli, bozuk tekstür ve gözenek yapısına sahip ekmekler elde edilmektedir. Bisküvi ve kek üretimi için kullanılan unda süne zararı sonucu asparajin miktarında yaklaşık %23 oranında artış gözlenmiş ve akrilamid oluşumu nedeni ile bisküvilerde ise potansiyel sağlık riskinin arttığı saptanmıştır[3,4]). Bu gibi olumsuz etkileri önlemek için süne zararlısını iyi tanımak ve mücadele stratejilerini iyi bilmek önem kazanmaktadır.
Sünenin Tanımı, Yaşayışı ve Zarar Şekli
Süne türlerinin vücudu genellikle toprak renginde olup (Şekil 1) ancak bireyler arasında bazen kiremit bazen de alacalı renklerin karışımı görülmektedir. Yumurtaları küre şeklinde olup dişiler bunları 12-14 adet olacak şekilde kümeler halinde bırakırlar ve yılda bir döl verirler. Yumurtadan çıkan nimfler ergin olana kadar beş dönem geçirirler ve bu erginlere ‘yeni nesil ergin’ denilir. Yeni nesil erginler takriben mayıs ayı sonlarında görülür ve buğdayların sarı olum döneminde kışı geçirebilmek, gerekli yağı depolayabilmek için oburca beslenip bitkiye çok zarar verirler. Süneler 800-1600 m. yükseklikteki kışlak alanlarında meşe yaprakları, geven, kirpi otu gibi bitkilerin altında ve toprağın içerisinde kışı geçirirler. Kışlamış erginler ilkbaharda ovalara göç ederek kardeşlenme döneminde olan buğdayın saplarını emerek kurumasına neden olurlar. Bu zarar şekline ‘kurtboğazı’ denilmektedir. Buğday geliştikçe erginlerde beslenmelerine devam ederler. Başaklar yaprak kılıfı içinde iken çiçek döneminde ve tane bağlarken yine saplarda beslenen erginler başakların beyazımsı bir renk almalarına, kurumalarına neden olurlar. Bu zarar şekline ‘akbaşak’ adı verilir (Şekil 2). Başaklardaki taneler süt olumuna gelmeye başladığı sırada kışlamış erginlerin bıraktığı yumurtadan çıkan nimflerin beslenmesi sonucu taneler çimlenme güçlerini kaybedecekleri gibi ekmeklik ve makarnalık özelliklerini de yitirirler [5].
Şekil 1
MÜCADELESİ:
Kültürel Mücadele:
Bu mücadele içerisinde erken gelişen buğday çeşitlerinin ve zamanında ekimin yapılması, tarlaların iyi hazırlanması, nadasın iyi uygulanması, yabancı ot mücadelesinin yapılması, mümkün olduğu kadar hasadın geciktirilmeden yapılması, polikültür tarıma önem verilmesi, yeşil alan oluşturulması, ağaç ve çalılıkların korunması, anızın kesinlikle yakılmaması gibi uygulamalar sayılabilir.
Biyolojik Mücadele:
Sünenin çok sayıda parazitoit ve predatör olan doğal düşmanı bulunmaktadır. Ülkemizde ve dünyada sünenin popülasyonunu sınırlayan en önemli etmen yumurta parazitoiti olan Trissolcus türleridir. Kışlamış yumurta parazitoitleri süne yumurtalarının % 75-80’ini parazitlediği, geriye kalan % 20-25’nin yeni nesil erginler tarafından parazitlendiği belirlenmiştir. Ülkemizde 17 Trissolcus türü belirlenmiştir. Bunlardan Trissolcus semistriatus Nees’un dominant tür olduğu bildirilmiştir. Süne mücadelesi açısından büyük önem arz eden yumurta parazitoitlerini doğada korumak için hububat alanlarında polikültür tarım yapılmalı ve yeşil alan (ağaçlandırma) oluşturulmalıdır. Doğal düşmanların korunması bakımından gerek yabancı ot gerekse buğday hastalıklarına karşı ilaçlamalar yapılırken kışlamış erginlere yönelik herhangi bir ilacın karıştırılarak kullanılmasından kaçınılmalıdır. Ayrıca parazitoitlerin, ilaçların yan etkilerinden en az düzeyde etkilenmeleri için süne mücadelesinin ikinci dönem nimflerin popülasyondaki oranının yaklaşık % 30-54 olduğu dönemde mücadelenin yapılması gerektiği bildirilmiştir. Doğal düşmanların korunması yanında; laboratuvarda yumurta parazitoiti T. semistriatus’un kitle üretimi yapılarak m2 de yaklaşık 1-2 kışlamış ergin olan buğday tarlalarına dekara 1.000 adet parazitoit olacak şekilde doğaya destek salımları yapılmıştır. Biyolojik mücadele ürünlerinden hastalık etmenleri daha çok nemli geçen sonbahar ve kış aylarında kışlaklarda sünenin ölümüne neden olarak etkilidir. Bunlardan en önemlileri Aspergillus candidus Link, Beauveria bassiana Bals., Bacterium eurygasteris, Hexamermis eurygasteri Tarla dir. Bazı örümcek türleri (Pardosa monticola, Xysticus sp.) ve kuşlar (keklik, turaç) da sünenin popülasyonunu önemli ölçüde sınırlandırmaktadır [6].
Şekil 2
Kimyasal Mücadele:
Süne ile kimyasal mücadeleye karar vermek için kışlak alanlarda zararlının tarlaya inişinden sonra sayım ve değerlendirmeler yapılır. Kışlak çalışmalarında izleyen yılda süne popülasyonunu tahmin etmek için sonbahar ve ilkbahar aylarında belirlenen kışlaklarda sayımlar yapılarak süne yoğunluğu tespit edilir. Tarlada ise mücadele yapılacak alanların belirlenmesi için önce kaba sürvey daha sonra ise kıymetlendirme sürveyi teknik personelce yapılır. Kıymetlendirme sürvey sonuçlarına göre kışlamış ergin yoğunluğu m2 de 0.8 ve üzerinde olan alanlarda yumurta parazitoiti sürveyine geçilir ve parazitlenme oranları ortaya çıkarılır. Kışlamış ergin yoğunluğu m2 de 0.8 , parazitlenme oranı % 40 ve üstünde ise; kışlamış ergin yoğunluğu m2 de 1, parazitlenme oranı % 50 ve üstünde ise; kışlamış ergin yoğunluğu m2 de 1.5, parazitlenme oranı % 70 ve üstünde ise süneye karşı kimyasal mücadele yapılmaz. Nihai karar vermek için kıymetlendirme ve parazitoit sürveyinin tamamlandığı alanlarda nimf sürveyi yapılır. Bu sürvey sonucunda m2 de 10 nimfin (İç Anadolu bölgesi için 7/nimf) bulunduğu alanlar ilaçlama programına alınır. Mücadele zamanı yönünden ilaçlamanın sünenin 2. dönem nimfleri görüldüğünde başlanması ve 4. dönem nimfleri görülünceye kadar devam etmesi temel kriterdir. Bu zaman yaklaşık 15 gündür. Ancak belirlenen süre içerisinde bitirilemediği takdirde sünenin 4. ve 5. Nimf dönemlerinde de mücadeleye devam edilir. Süne mücadelesinde hedefe ulaşmak için tam zamanında mücadeleye başlamak en önemli bölümü oluşturmaktadır[7].
Sonuç olarak süne mücadelesi açısından kimyasal uygulama kararı alınan bölgelerdeki buğday alanlarında zamanında ilaçlama yapılması, zirai mücadele teknik talimatlarında belirtilen uygulamalar dışında ilaçlama yapılmaması ve ilaçlamalarda ruhsatlı uygun yer aletleri kullanılarak böcek ile mücadele edilmelidir.
Kaynakça:
[1] Anonim, 2020. http//www.tuik.gov.tr. Bitkisel üretim. Tahıllar.
[2] Lodos, N. 1961. Türkiye, Irak, İran ve Suriye’de Süne (Eurygaster integriceps Put.) Problemi Üzerinde İncelemeler. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yay., 51, 115 s.
[3] Kıvanç S. Ö. Süne-Kımıl (Eurygaster Spp. ve/veya Aelia Spp.) Zararı Görmüş Unların Kek, Bisküvi ve Ekmeklerde Akrilamid Ve Hidroksimetilfurfural (Hmf) Oluşumuna Etkisi. Yüksek Lisans Tezi.2013.91 s.
[4] Gözüaçık C. & A. Yiğit 2013. Süne, Eurygaster integriceps Put. Zararının Bazı Buğday Çeşitlerinde Kalite Özelliklerine Etkileri. Atatürk Üniv. Ziraat Fak. Derg., 44 (2): 161-168
[5] Anonim, 2008. Zirai Mücadele Teknik Talimatları.Cilt 1, 138 s.
[6] Anonim, 2017.Teoriden Pratiğe Biyolojik Mücadele.121-146 s.
[7] Anonim, 2017. Buğday Entegre Mücadele Teknik Talimatı.30 s.