Natalja Skuratovic
Kıdemli Satış Müdürü
PETKUS Technologie
AB’nin buğday ihracatı geçtiğimiz yıla göre üçte bir oranında azaldı. Fransa, Almanya ve Danimarka’nın yanı sıra Bulgaristan ve Romanya’yı kuraklık vurdu ve buğday üretimi ciddi şekilde azaldı. Rekabette yalnız kalan Rusya hem ihracat hacmi hem de fiyatlar bakımından altın değerinde bir başlangıç yaptı.
Buğday ihracatında açık ara şampiyon olacağına kesin gözüyle bakılan Rusya, global gıda güvenliğinde çok önemli bir rol oynuyor. Eylül ayında 5 milyon tonun üzerinde ihracat yaparak yeni bir rekor kıran Rusya, haklı olarak dünyanın dikkatini üzerine çekiyor.
Amerikan Tarım Bakanlığı’nın tahminlerine göre, içinde bulunduğumuz sezonda Rusya 37,5 milyon ton buğday ihraç edecek. Diğer büyük ihracatçılara baktığımızda, 26,5 milyon ton ile ABD, 25,5 milyon ton ile AB ve 24,5 milyon ton ile Kanada onu çok geriden takip ediyor.
Bu sezon en çarpıcı değişiklik, Avrupa Birliği’nin üretim ve ihracat rakamlarında ortaya çıktı. AB’nin ihracatı geçtiğimiz yıla göre üçte bir oranında azaldı. Fransa, Almanya ve Danimarka’nın yanı sıra Bulgaristan ve Romanya’yı kuraklık vurdu ve buğday üretimi ciddi şekilde azaldı.
Normalde Bulgar ve Romen buğdayı, sezonun hemen başında Karadeniz’deki diğer buğday üreticileri ile rekabet ediyordu. Ancak üretimin %25 ila 30 oranında azalması ile Rusya rekabette yalnız kaldı ve hem ihracat hacmi hem de fiyatlar bakımından altın değerinde bir başlangıç yaptı.
Son döneme kadar, kış buğdayı ekim sürecini sekteye uğratan kuraklık, tahıl üreten bölgeler için en önemli endişe kaynağıydı. Eylül ayının son günlerinde Rusya ve Ukrayna’da dört gözle beklenen yağışların gelmesiyle birlikte kış buğdayı ekimine nihayet başlanmış oldu.
Şu anda ekim için fırsat penceresi daralmış durumda ve don olaylarının erken başlaması durumunda bitkiler için bu hiç de iyi olmayacak. Ancak Rus ve Ukraynalı çiftçiler yağışları beklemeseydi aşırı derecede kurak şartlarda ekim yapmak zorunda kalacaktı.
Kaynak : Refinitiv
Son yağışlar Ukrayna’da ve Rusya’nın güneyinde mısır hasadının ertelenmesine yol açtı ve piyasada kısa süreliğine arz sıkıntısı yaşandı. Bu, bir yandan mısır fiyatları üzerindeki hasat baskısını ortadan kaldırdı, öte yandan hasat edilen mısırın kalitesiyle ilgili soru işaretlerine neden oldu. Doğadaki sürprizler nedeniyle tarım ürünleri piyasaları her zaman diken üstünde.
Rusya’nın derin su limanlarında taşıma ücreti ödenmiş (CPT) olarak yapılan teslimatlarda verilen fiyatlar yüksek, çünkü çiftçiler tahılı siyasi ve ekonomik makro risklere karşı bir garanti olarak görüyor. Rus çiftçiler, para biriminin değer kaybetmesi gibi makro risklere karşı tahılı elinde tutmaya teşvik ediliyor.
Doların 80 rubleye yükselerek rekor kırmasına yol açan hızlı devalüasyon, değerini kaybetmeyen emtia olarak buğdayın elde tutulmasına neden oluyor.
Bunun yanında, vagonlara olan talep arttığı için tahıl ve diğer tarım ürünlerinin demiryolu ile taşınmasına yönelik ücretler de yeniden belirlendi. Bu da ülke içerisinde nakliye masraflarının ve CPT fiyatlarının yükselmesine yol açıyor.
Bu arada, Rus ziraatçılar son sezondaki rekor fiyatların ardından depolama imkanlarını önemli ölçüde artırmakla kalmadı aynı zamanda finansal olarak daha güçlü hale geldiler ve kredilere bağımlılıkları azaldı.
Özellikle de uluslararası piyasalara ürün ihraç eden yüksek kapasiteye sahip deniz terminallerine yakın olan güney ve orta kesimlerinde. Bu gelişmeler yerel çiftçilerin hasattan hemen sonra tahılı olduğu gibi piyasaya sürmek zorunda kalmamalarını sağladı. Çiftçilerin ürünü ellerinden yavaş yavaş çıkarması da hasadın hemen ardından fiyatların düşmesini engelledi.
Geçtiğimiz sezona damgasını vuran şey sadece yüksek fiyatların getirdiği avantajlar değildi. Bunun yanında Rus buğdayının kalitesi de rekor düzeyde arttı. Rus piyasasındaki tüketimin ve ürünlerin ülke içerisinde işlenme imkanının artması buğdaya yönelik talebe iç piyasa da güçlü şekilde katılmış oldu.
Bu da ihracatçılar için yeni bir alternatif imkanı doğurdu. Geçtiğimiz sezon, FOB yöntemiyle satışların uluslararası alıcıların iştahsız olduğu dönemlerde baskı altında olmasıyla düşme eğilimine girebilecek fiyatlar, canlı iç talep sayesinde belli bir düzeyin üzerinde kalmayı başardı.
Geçtiğimiz aylarda meydana gelen önemli bir gelişme de Suudi Arabistan’ın kalite konusundaki tutumunu yumuşatmasıyla Rus buğdayının bu pazara girmesinin önündeki engelin kalkmış olmasıydı.
Cezayir’in de benzer bir şekilde katı tutumunu yumuşatması bunu izledi. Henüz herhangi bir sevkiyat yapılmış olmasa da Fransa’nın kuraklık nedeniyle geleneksel olarak güçlü olduğu Cezayir’i es geçme ihtimali Rusya’ya mükemmel bir fırsat kapısı açabilir. Rusya bu pazara gerçekten girebilirse önümüzdeki sezon Fransa’nın karşısına güçlü bir rakip olarak çıkabilir.
Atlantik’in diğer kıyısında, Chicago borsasında ağustos ayı sonunda buğday fiyatları arttı. Bunda, Çin’in ürün satın alma konusundaki iştahı önemli rol oynadı. Ancak Chicago borsasındaki fiyat hareketleri piyasa üzerinde belirleyici rol oynamıyor.
ABD’de mısır üretimindeki düşüşe ve global buğday piyasalarındaki gelişmelere tepki veren Chicago borsası, daha çok fiyat trendlerini takip eden bir piyasa. Paris Vadeli İşlem Borsası’ndaki (MATIF) vadeli tahıl işlemleri ve Karadeniz piyasası arasındaki bağlantı çok daha sıkı. Karadeniz piyasasındaki gelişmelere tepki veren MATIF, ağustos sonu ve eylül başında hızlı şekilde toparlanmıştı.
Tahıl ticareti, bu yıl bankaların kredi verme konusundaki iştahlarını kaybetmesinden dolayı önceki yıllarda hasat edilmiş ucuz buğday için büyük miktarlarda alış pozisyonuna yönelmeyi başaramadı.
Mikro ve makro faktörler sebebiyle, bankalar bu sezon tarıma olan ilgilerini kaybetti. Emtia ticareti için kredi almak zorlaşırken, bankalar kredi şartlarını ağırlaştırdı. Bu durumun, piyasayı gelecekteki fiyat hareketlerine karşı daha reaktif hale getireceğini düşünüyorum.
Yani fiyat dalgalanmaları ne kadar sert olursa olsun, kâr marjları fazla büyük olmayacak. Bu şartlar altında, bu sezon başarılı olmanın anahtarı tutarlı davranmakta saklı.