Denis Plenkin
Tarımsal Emtia Brokerı
Agropa Trading
dplenkin@agropatrading.com
“Tüm insan hikayelerinde olduğu gibi, pandemi çok yoğun bir nakliye sürecini doğurdu ve bu talebin yıl boyunca devam edeceğini düşünüyorum. Belirsizlik döneminde birçok tüketicinin, ailelerini daha uzun bir süre boyunca beslemek adına daha kolay depolanan ve ucuz proteinlere yöneleceğini tahmin ediyorum. Bunun sonucunda da baklagiller günlük beslenme ihtiyacını karşılamada önemli bir yer tutabilir.”
COVID-19’un birçok olumsuzluğu beraberinde getirirken, salgınla birlikte çok yoğun bir nakliye sürecine de girildi ve talep artışının yıl boyunca devam etmesini bekliyorum. Belirsizlik döneminde birçok tüketicinin, ailelerini daha uzun bir süre boyunca beslemek adına daha kolay depolanan ve ucuz proteinlere yöneleceğini tahmin ediyorum. Bunun sonucunda da baklagiller günlük beslenme ihtiyacını karşılamada önemli bir yer tutabilir.
Yüksek oranda lif, vitamin, mineral, fitokimyasal ve kompleks karbonhidratlar içeren baklagiller, bundan dolayı ‘süper gıda’ olarak değerlendiriliyor. Besin değerinin yanında, baklagiller ayrıca hazmı kolaylaştırıyor, kandaki glikoz ve kolesterol oranını azaltıyor ve diyabet, kalp hastalığı ve obezite gibi kronik sağlık sorunlarını engelliyor. Ancak baklagillerin tüketimi; beslenme alışkanlıkları, bulunabilirlik ve hakim şartlara bağlı olarak bölgeden bölgeye değişiklik gösteriyor. Global bakliyat piyasası 2014-2019 yılları arasında yıllık bazda %6 bileşik büyüme oranı yakaladı.
Global bakliyat piyasasında büyümeyi etkileyen çok sayıda faktörden bahsedebiliriz. Öncelikle baklagiller bütün olarak tüketildikleri gibi parçalanarak, un haline getirilerek ya da protein, nişasta ve lif gibi bileşenlerine ayrılarak da satışa sunuluyor. Bakliyat unu ve bakliyat bileşenleri; et ve atıştırmalık gıda, fırıncılık, içecek ve ekmek kıtırı üretimi gibi sektörlerde kullanılıyor. Bunun yanında, hazır yiyeceklerde de giderek artan oranda kullanılmaya başlandı. Hızlı şehirleşme, değişen yaşam tarzları ve yoğun çalışma şartlarından dolayı sağlıklı atıştırmalıklar giderek daha popüler hale geliyor. Dünya nüfusu hızla artarken, baklagillerde arz ve talep arasındaki fark giderek açılıyor. Bakliyat üreticisi ülkeler, bu farkı en aza indirmek için çiftçilere destek veriyor ve bu da piyasayı güçlendiriyor.
Baklagiller sağlık açısından çeşitli faydalar sunduğu için sağlığını düşünen tüketiciler günlük beslenmelerine baklagillerden yapılmış yemekleri giderek daha fazla dahil ediyor ve böylece global bakliyat pazarının büyümesine katkı sağlıyor.
Bugünlerde marketlerdeki bakliyat raflarına baktığımda, daha önce hiç görmediğim bir şeyle, boş raflarla karşılaştım. Bir taraftan, fasulye üreten ve paketleyen biri için rüya gibi bir şey. Diğer yandan ise oldukça düşündürücü. Koronavirüs salgını Rusya genelinde günlük hayatı alt üst ederken, tüketiciler de kilerlerini uzun raf ömrüne sahip makarna, pirinç, konserve et ve hatta yulaf sütü ile dolduruyor. Ancak bu panik alışverişi sırasında, belirsizlik zamanların alameti farikası olan fasulyeye yönelik talep özellikle öne çıktı. Süpermarketlere akın eden tüketiciler, bildikleri markaların konserve fasulyelerinin yanı sıra genellikle kimsenin yüzüne bakmadığı kocaman kurufasulye paketlerini de sepetlere attılar. Covid-19 pandemisinin yol açtığı korku ortamı global ekonomiyi yavaşlatmaya devam ederken; şeker, bakliyat ve yemeklik yağ gibi ürünlerin perakende fiyatlarını da yükseltiyor.
2020 yılı için bakliyat ekimi sona erdi ve durumu analiz ettiğimde sonucun hem tuhaf hem de bir yönüyle anlaşılabilir olduğunu gördüm. COVID-19 nedeniyle mart ayında ortaya çıkan talebin fiyatları artırması, tüm dünyada üreticiler için bir mesaj niteliğindeydi. Ekim döneminden hemen önceki bu gelişme sonucunda, tüm dünyada kırmızı mercimek ekim alanlarının yüzde 30’dan fazla artmış olması muhtemel.
COVID-19 pandemisinin baklagil piyasasını nasıl etkileyeceğine gelince...Tüm insan hikayelerinde olduğu gibi, pandemi çok yoğun bir nakliye sürecini doğurdu ve bu talebin yıl boyunca devam edeceğini düşünüyorum. Belirsizlik döneminde birçok tüketicinin, ailelerini daha uzun bir süre boyunca beslemek adına daha kolay depolanan ve ucuz proteinlere yöneleceğini tahmin ediyorum. Bunun sonucunda da baklagiller günlük beslenme ihtiyacını karşılamada önemli bir yer tutabilir.
Piyasa katılımcıları için şu fırsatların olduğunu düşünüyorum: Sağlıklı ve besleyici gıdalara yönelik talep artışı sayesinde global ölçekte bakliyat pazarı ciddi bir büyüme kaydedecek. Baklagillerin daha az karbondioksit salınımı ve sera gazı düzeylerinin azaltılmasını sağlaması sayesinde ekolojik sürdürülebilirliği de bu pazarın büyümesini sağlayan faktörler arasında. Birçok hükümet, baklagillerin global düzeyde üretilmesini teşvik ediyor. Bunun yanında, dünya genelinde baklagillere yönelik talep artışı üreticileri de teşvik ediyor. Diğer yandan, sağlığını düşünen insanların sayısındaki artışın bir sonucu olarak, kolesterolsüz ve düşük oranda yağ içeren ürünlere yönelik talep artarken baklagil pazarının büyümesine de katkıda bulunuyor. Bakliyat piyasasındaki önemli oyuncular, proteince zengin ve glutensiz ürünlere olan ilgi sonucunda ortaya çıkan fırsatlardan en iyi şekilde yararlanmaya çalışıyor. Asya Pasifik bölgesindeki nüfus artışından dolayı da baklagil tüketimi artıyor.
Son olarak, çok kolay ama bir o kadar da lezzetli bir yemek tarifini sizlerle paylaşmak istiyorum: Mercimek ve fasulyeden iç hazırlayın. Kanola yağını yayvan bir tavaya koyun ve orta ateşte kızdırın. Soğan, sarımsak, pul biber ve kimyonu boca edin. Sebzeler yumuşayıncaya ve baharatlar rengini atıncaya veya 3-4 dakika boyunca soteleyin. Mercimek, fasulye, su ve tuzu ekleyin. Hafif ateşte pişirmeye devam edin. Sıkıca kapatın ve mercimekler yumuşayıncaya kadar, yaklaşık 35 dakika pişirin. Sıcak sos ekleyin. Sert tako kabuğuna tam bir marul yaprağını geçirin. Böylece, sert kabuk kırıldığında, hazırladığınız iç marul yaprağında kalır. Takolara birer kaşık iç koyun. Peynir ve kişniş ekleyin. Limon dilimleriyle servis edin. Afiyet olsun!