“ABD tarım sistemi genelinde mısır, soya fasulyesi, buğday ve diğer tahılların çoğu ihracat pazarına demiryolu ile taşınıyor. Buğday gibi daha fazla tahılın ihraç terminallerine mümkün olduğunca çabuk ulaşmasına yönelik teşviklerle bu sistem çok verimli çalışıyor. Ancak buğdayın, sınırlı vagon kapasitesi için rekabet etmesi gerekiyor. ABD’li buğday üreticileri, ihracat taşıma kapasitesi için özellikle mısır ve soya fasulyesi ile rekabet yaşıyor.”
Darren Padget
ABD Buğday Birliği Başkanı
ABD, dünyanın en büyük buğday tedarikçilerinden biri. ABD’li çiftçiler her yıl 50 milyon ton civarında buğday üretiyor. Ülkede yetiştirilen buğdayın neredeyse yarısı ihraç ediliyor. Bu nedenle, uluslararası ticaret ABD’li buğday üreticileri için kritik öneme sahip. Bu noktada da üreticilerin, 100’den fazla ülkede çalışan güçlü ve güvenilir bir destekçisi var: ABD Buğday Birliği (USW).
ABD buğday endüstrisinin temsilcisi olarak USW, buğdayın ABD’li üreticiler için kârlılığını ve müşterileri için değerini artırmak amacıyla uluslararası pazarları geliştiriyor ve genişletiyor. Kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olarak faaliyet gösteren USW, buğday üreticilerine, alıcılarına ve son kullanıcılara ABD buğdayı ve piyasa koşulları hakkında bilgiler sağlıyor. Değirmenci dergisine özel bir röportaj veren ABD Buğday Birliği Darren Padget, kuruluşun misyonunu, “USW, buğday almıyor, satmıyor ya da işlemiyor; ancak kuruluşumuz bunu yapan herkesin işini kolaylaştırmaya yardımcı oluyor.” sözleriyle özetliyor.
Padget, ABD buğday endüstrisi için en büyük zorluğun ise mahsulün ihraç terminallerine götürülmesi konusunda sınırlı vagon sayısından dolayı özellikle mısır ve soya fasulyesi ile yaşanan rekabet olduğunu ifade ediyor. Rusya’nın tahıl ihracatına getirdiği kalıcı verginin piyasalara etkisi konusunda direk yorum yapmaktan çekinirken, “Rus hükümetinin politikaları öngörülemezdir. Ticari işlemlere istedikleri zaman ve istedikleri şekilde müdahale edebileceklerini gösterdiler.” yorumunda bulunuyor.
ABD Buğday Birliği Başkanı Darren Padget ile sektörün sorunlarını, pandeminin etkilerini ve buğday piyasasını konuştuk.
Sn. Padget, öncelikle bize ABD Buğday Birliği’nin (USW) misyonu ve hedefleri konusunda bilgi verir misiniz?
USW, ABD buğday endüstrisi için ihracat pazarını geliştirme organizasyonudur. Organizasyon, 100’den fazla ülkedeki buğday alıcılarına, değirmencilere, fırıncılara, gıda işletmecilerine ve hükümet yetkililerine altı ABD buğday sınıfının hepsine dair güvenilirlik, kalite ve değer tanıtımı yapıyor. Misyonumuz, ABD buğday üreticileri için buğdayın kârlılığını ve müşterileri için değerini artırmak amacıyla uluslararası pazarları geliştirmek, sürdürmek ve genişletmek.
Kuruluşun finansmanı; ürün mahsulünü yurtiçinde ve yurtdışında teşvik eden eyalet buğday komisyonlarına buğday satışlarının küçük bir bölümü ile katkıda bulunan ABD’li buğday çiftçilerinden başlıyor. 17 eyaletteki buğday komisyonlarından para, mal ve zaman katkısı yapılıyor olmasıyla USW, ABD Tarım Bakanlığı USDA’nın Dış Tarım Servisi’nden maliyet payı hibelerine başvurmaya hak kazanıyor.
USW, buğday satın almıyor, satmıyor veya işlemiyor; ancak kuruluşumuz bunu yapan herkesin işini kolaylaştırmaya yardımcı oluyor. USW’nin ticarî tahıl şirketlerinden herhangi bir fon almadığını da burada belirteyim. Bunun yerine USW, bol miktarda kaliteli buğday üreten çalışkan çiftçi ailelerini temsil etmekten gurur duyuyor.
USW’nin etkili bir sloganı var: “Emin insanlar, güvenilir buğday”. Bu sloganın anlamını biraz açar mısınız?
Bahsettiğim gibi USW, en kaliteli buğdayı üretmek ve gelecek nesiller için topraklarımıza bakmak için güçlü bir bağlılık ve ortaklık mirasını paylaşan benim gibi buğday üreticisi aileleri temsil ediyor. Her yıl Amerikan sofralarını dolduracak kadar buğday üretiyoruz ve hâlâ dünya buğday ticaretinin büyük bir kısmını karşılayacak kadar buğdaya sahibiz. Sanırım alıcılara doğru şeyleri yapmaları için Amerikan buğday çiftçilerine güvenebileceklerini gösterdik.
Keşke bu kadar güvenilir buğday tedarikçisi olmamızın tüm nedenlerini paylaşabilseydim, ama birkaçından söz edebilirim. Birincisi, ihracat tedarik sistemimiz dünyadaki en verimli sistemdir ve federal hükümet yasaları tarafından düzenlenmektedir. Buğdayımız bağımsız olarak denetlenir ve ihale şartnamelerini karşılayıp karşılamadığı Federal Tahıl Denetleme Servisi tarafından onaylanır. ABD yasaları tüm ihracat sözleşmelerini kutsal addeder ve ihracat tarifelerini yasaklar. Son olarak, USW temsilcileri, ABD buğday ithalatına olağanüstü değer katan ücretsiz ticaret hizmeti ve teknik destek sağlar.
COVID-19 salgını buğday piyasalarını nasıl etkiledi? Salgının ABD buğday ihracatı üzerindeki nasıl bir etkisi oldu?
Kısıtlamaların beni, diğer USW görevlilerini, yönetim kurulu üyelerini ve USW personelini müşterilerle yüz yüze çalışmaktan alıkoyması dışında, COVID-19’un buğday piyasalarını pek etkilemediğini söylemem gerek. O yüz yüze teması çok özlüyorum. Salgın, ticari ve teknik destek programlarımızı yürütmek için Zoom, Teams ve diğer çevrimiçi hizmetlere yönelmemize neden oldu; ancak aynı zamanda daha fazla müşteriye veya daha spesifik olarak, müşterilerimizin daha fazla personeline ulaşmamızı da sağladı. Aslında, Mart 2020’de kısıtlamaların başlamasından bu yana çevrimiçi etkinlikler aracılığıyla 13.000’den fazla müşteri ile temas kurduk.
İHRACAT TAŞIMA KAPASİTESİ REKABETİ
ABD buğday endüstrisi için başlıca zorluklar neler?
Tek kelimeyle rekabet diyebilirim. Burada rekabet derken, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki çiftliklerdeki ekili alanlarla ve diğer ürünlerle, özellikle mısır ve soya fasulyesi ile, ihracat taşıma kapasitesi için girilen rekabeti kastediyorum. Bu diğer mahsuller çoğu yılda hektar başına buğdaydan daha fazla kâr sağlıyor. Örneğin Kansas’ta her yıl mısıra buğdaydan daha fazla ekilen alan ayrılır. Soya fasulyesi artık Kuzey Dakota’da iyi yetiştiriliyor. Sonuç olarak, ABD buğday ekim alanları uzun yıllardır düşüş eğiliminde. Bununla birlikte kamu ve özel buğday yetiştiricilerimiz, çiftçilerden ve hatta denizaşırı müşterilerden gelen girdilerle verim ve kaliteyi iyileştirmeye devam etmek için harika çalışmalar yapıyorlar. Ve yetiştiriciliğin GDO’lu değil, geleneksel yöntemlerle yapıldığını de eklemek isterim. Aslında hibrit buğday araştırmalarında çok ciddi ilerleme var, bu da buğdayın çiftliklerdeki kâr potansiyelini artırmaya yardımcı olabilir.
ABD tarım sistemi genelinde mısır, soya fasulyesi, buğday ve diğer tahılların çoğu ihracat pazarına demiryolu ile taşınmaktadır. Buğday gibi daha fazla tahılın ihraç terminallerine mümkün olduğunca çabuk ulaşmasına yönelik teşviklerle bu sistem çok verimli çalışmaktadır. Ancak buğdayın, sınırlı vagon kapasitesi için rekabet etmesi gerekiyor. USW ve diğer kuruluşlar, farklı tarım ürünleri için karşılaştırmalı demiryolu oranlarını inceliyor ve grubun federal kurumlara ve Kongre’ye artan demiryolu rekabetinin ABD tarımı ve küresel müşterilerimiz için iyi olduğunu görmelerine yardımcı olmak için kullanabileceği bilgileri sağlamak amacıyla Ulusal Buğday Yetiştiricileri Birliği (National Association of Wheat Growers) ile birlikte çalışıyor.
Başka zorluklar da var tabii. Örneğin, ailemin çiftçilik yaptığı Kuzeybatı Pasifik’te, yumuşak buğdayı ihracat terminallerine taşımak için güvendiğimiz nehir ulaşım sistemindeki kanallar ve barajlar için potansiyel bir tehdit var.
ABD bugüne kadarki en kurak yıllardan birini yaşıyor. Buğday hasadı nasıl geçti? 2021/22 sezonu için beklentilerinizi bizimle paylaşır mısınız?
ABD’nin kuzey eyaletlerinde, Kuzeybatı Pasifik’te ve Kanada’nın batı eyaletlerinin geniş bir bölgesinde yaşanan kuraklık, 2021 mahsulünü kesinlikle normal zamandan önce olgunlaştırdı. Kışlık buğday hasadı ağustos başında tamamlandı ve bahar buğdayı hasadı da eylül ortalarında bitti. USDA, geçen yıl 49,7 milyon ton olan buğday üretiminin bu sezon 46,2 milyon ton olacağını tahmin ediyor. Hem sert kırmızı kışlık hem de yumuşak kırmızı kışlık buğday üretimimizin artması bekleniyor; ancak kuraklıktan kaynaklanan düşük verimler sert kırmızı bahar, makarnalık ve yumuşak buğday üretimimizi azaltacak.
USDA, buğday ihracatımızın ise diğer ihracatçı ülkelere kıyasla daha yüksek fiyatlar ve daha düşük tedarik nedeniyle bu sezon (Haziran 2021-Mayıs 2022) 23,8 milyon olmasını bekliyor. Bu rakam geçen sezon 27 milyon tondu.
Rusya, dünya buğday ihracat birinciliğini ABD’den almıştı. Ancak getirilen ihracat vergisi Rusya’nın tahıl satışını olumsuz etkiliyor. Rus hükümetinin getirdiği bu vergi, ABD’ye dünya pazarlarında avantaj sağlar mı?
Rus hükümetinin politikalarının aynı kalacağını veya değişeceğini hiçbirimizin doğru bir şekilde tahmin edebileceğini sanmıyorum. Bu yüzden ihracat vergisinin etkisi hakkında spekülasyon yapmak istemem. Herhangi bir ithalatçının Rus buğdayı için sözleşme yapma konusunda dikkatli olması gerektiğini söylemek istiyorum. Rus hükümetinin politikaları öngörülemezdir. Bazen sözleşmenin kutsallığına saygı duymadan, ticari işlemlere istedikleri zaman ve istedikleri şekilde müdahale edebileceklerini de gösterdiler.
Tahıl piyasası birkaç yıl önce nispeten öngörülebilir olarak nitelenebilirdi. Ancak şimdi piyasada, kendi dinamiklerinin ötesinde yeni belirsizlikler var. Bu belirsizliklerden kaynaklı fiyat oynaklığı da üreticiler için planlamayı zorlaştırıyor. Ülkedeki buğday üreticilerini piyasadaki bu oynaklıktan nasıl koruyorsunuz?
ABD buğday yetiştiricileri ile ABD hükümeti arasındaki kamu-özel ortaklığı benzersiz ve etkili bir modeldir. Objektif devlet üniversiteleri tarafından yürütülen çalışmalar, ihracatın teşvikine yapılan yatırımın çiftçilere önemli bir yatırım getirisi sağladığını gösteriyor. Bunu dünyanın her yerindeki USW personelimizle çalışırken gördüm. Komşularım ve benim yetiştirdiğim yumuşak buğday sınıfının çoğunun ihracat kanallarına bağlı olduğundan bahsetmiştim. Alıcıların ve son kullanıcıların buğdayımızın gerçek değerini anlamalarına yardımcı olmak için, çiftçilerin çıkarına çalışan çok yetkin insanlara sahip olduğumuzu bilmek beni çok mutlu ediyor.
Buğday fiyatlarımız, vadeli işlem piyasalarına ve buğdayı ihracat yerlerine taşıma maliyetine göre piyasa tarafından belirleniyor. Bunu kontrol edemeyiz. Ancak USW, ABD buğdayına olan talebi sürdürmek ve genişletmek için sürekli çalışarak benim gibi çiftçileri her gün destekliyor.
Sağlıklı beslenme, çevre, iklim değişikliği ve hayvan refahı gibi konularında tüketici bilinci artıyor. Tahıl üreticileri, dinamik gıda endüstrisinde nasıl bir rol oynuyor?
Aç ve büyüyen bir dünyanın beslenmesine yardımcı olmak için, çevreyi koruma açısından daha iyi yollarla daha fazla ve daha kaliteli buğday üretmemiz gerektiğini biliyoruz. Elimde olsaydı, dünyanın dört bir yanındaki tüketicilerin bu aile çiftliklerinin ne kadar ilerlediğini bilmelerini sağlardım. Örneğin ailem, çiftliğimizi 1905 yılında kuzey-orta Oregon’da kurdu. Çiftliği bir sonraki nesle aktaracak bu miras bizim için her şey demek. Bu da ancak bir önceki neslin toprağı önemseyip iyileştirmesi ve ekonomik olarak başarılı olmasıyla mümkün. İşte gerçek sürdürülebilirlik budur ve ben bu sürdürülebilirliği tıpkı atalarımızın çiftliğe özen gösterirken yaptıkları gibi uyguladığımıza inanıyorum.
Eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?