Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü Ahmet Güldal, her türlü senaryoya karşı hazırlık yaptıklarını belirterek, buğday fiyatlarının ton başına 3 bin lirayı geçmesine izin vermeyeceklerini söyledi.
Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü Ahmet Güldal
Mardin’de düzenlenen ve iki gün süren 2021/2022 Hasat Yılı ve Sonrası konulu toplantı sektörün sorunlarını masaya yatırdı. Toplantının ikinci gününe katılan Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal, bu yılın sektör için zor bir yıl olduğunu ifade etti. Kendilerinin sektörün kamu tarafında olduklarını ve elini taşın altına koyduklarını kaydeden Güldal, sektör içinde yer alan sanayicilerin ise adeta gövdelerinin taşın altına olduğunu vurguladı.
Pamdemi ve kuraklığın olumsuz etkilerinin hüküm sürdüğü bu dönemde sektöre daha fazla destek olmaya gayret edeceklerini kaydeden TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
“Türkiye ve dünya pandemi ve kuraklık yüzünden son 1.5 yılda zor zamanlar geçirdi. Biz daha kötü senaryolara hazırlık yapıyoruz. TMO olarak koordineli olarak hareket ediyoruz. Son üç yılda buğdaya pozitif fiyat artışı yapıldı. Buğday ekim alanları 7 milyon hektarın üzerinde. Bir dönem 7 milyon hektarın altına gerilese de şuanda 7 milyon hektarın üzerinde. Kuraklık buğday rekoltesinde kayıplara yol açtı. Teşkilat olarak sahada hasadı yakından takip ediyoruz. Her türlü senaryoya karşı hazırlık yapıyoruz.
‘ÜRÜNLERİMİZ İKİNCİL TİCARETE KONU OLMASIN’
Ofis olarak piyasada denge ve istikrarı sağlamak amacıyla müdahalelere ve regülasyon görevine gelecek yılki hasat başına kadar devam edeceğiz. Buğday fiyatlarında bir değişiklik düşünmüyoruz. Alım ve satış fiyatlarını açıklamamıza rağmen fiyatlar dengelenmedi. Biz normalde hasat döneminde ithalat yapmayan bir kurumuz ama bu sene bu söylemimizi ve ilkemizi bir kenara alarak yaz döneminde hasat döneminde dışarıdan ürün aldık.
Un fiyatlarının dengede tutmak için geçen yıl uyguladığımız taahhüt sistemimin bu yıl da devam etmesini düşünüyoruz. Ancak satışa sunduğumuz ürünlerimizi alarak ikinci ticarete konu olmasını istemiyoruz. Bunu tespit ettiğimizde büyük yaptırımlar yaparız.
Buğday ve arpa alarak bunu fiyat 3 bin lira olacak diye bekleyenler kusura bakmasın daha çok beklerler. Buna kesinlikle izin vermeyeceğiz. Sanayicinin işinizi kolaylaştırmak için elimizden geleni yapacağız.
Kuraklıktan etkilen buğday üreticisine destek verdik. Yurt dışı piyasalarda fiyatlar geriliyor. 11.5 proteinli buğdayı yem için getirdik. Kendi gözlemimize göre 2022 hasat dönemi başlayana kadar alacağımız tedbirler devam edecek. Önce TMO’nun depolarını doldurmamız lazım.”
‘İTHAL BUĞDAY YAKIN LİMANLARA İNDİRİLSİN’
Mardin toplantısının sektörde 19 ay sonra yüz yüze yapılan ilk toplantı olduğunu belirten Güneydoğu Un Sanayicileri Derneği (GUSAD) Başkanı Mesut Çakmak, “Sektörün sorunlarının konuşulduğu kürsü burasıdır. Hubuder gibi sektörle ilgisi olmayan kurumlar bizim sektörün temsilcisi olamaz” dedi.
TMO’nun ithal ettiği ürünleri belli başlı limanlara indirdiğini belirten Çakmak, bunun rekabette kendilerini olumsuz etkilediğini ifade etti. Çakmak, “Biz bu sene kuraklıktan dolayı yetimiz. Bizi görmezden gelmeyin. Mersin ve İskenderun limanlarına mal indirmek yerine Ceyhan ve daha yakın limanlara indirin. Ayrıca ithal ettiğiniz 11.5 protein değerindeki buğday fazla işimize gelmiyor. Yeni ihalelerde daha yüksek proteinli buğdaylar almanızı rica ediyoruz” diye konuştu.
Erhan Özmen
Zirvede un sanayicilerinin bazı taleplerini TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal’a ileten GUSAD Onursal Başkanı Erhan Özmen, Türkiye'de 9.5 milyon hektar olan buğday ekim alanının, son 15 yılda 7 milyon hektara kadar gerilediğine dikkat çekti. Özmen, çiftçiyi yeniden buğday ekimine yöneltecek inisiyatiflerin alınması gerektiğini belirtti. Özmen aksi takdirde ekim alanlarının daha da daralabileceği uyarısında bulundu.
Özmen konuşmasında şu bilgileri verdi:
“Ürün sattığımız bir çok ülke bugün kendi tesislerini kuruyor. Buğday üreten bir Türkiye’nin her zaman sanayicisine bir desteği vardı. Ancak gelinen süreçte hızla buğday ekiminden uzaklaşmalar oluyor. Bu yılın adına şiddetli kuraklık deniyor. Mardin bu yıl normal yağışın yüzde 49’unu almış. Bu sene ülke olarak ciddi bir kuraklığın pençesindeyiz.
Ülkemizde uzun yıllar ortalamasına baktığımızda ekim alanları daralırken biz çiftçimizi dünya üzerindeki fiyatlarla ile desteklemeye çalışmışız. Türkiye buğday fiyatları uzun yıllar ortalaması 320 dolar.
‘GEREKİRSE 30 MİLYON İNSANA ÜCRETSİZ EKMEK VERİLSİN’
Ancak daha sonra ekmeğin enflasyona etkisi göz önünde bulundurularak bu uygulamadan vazgeçilmiş. 2017-2018 yılları çiftçinin buğdaydan küsüp, tarladan çekildiği yıllar olmuştur. Bu dönemde buğdaya verilen fiyatlar kur artışı ve enflasyonun altında kalmıştır. Bizim çiftçiyi tarlaya çekmemiz lazım. Bu kadar ekim alanı olan ülkenin buğday ithalatçısı olmaması lazım.
Yaptığımız araştırmalara göre Türkiye’nin buğday üretimi TÜİK’in dediği gibi 19-20 milyon ton değil 16-17 milyon ton olarak gerçekleşmiş. Biz özümüze dönmeliyiz. Buğday bizim vazgeçilmezimiz. Ekmekten baklavaya, makarnadan bisküviye, pideden böreğe kadar birçok unlu mamul üretiyoruz. Hasat dönemine girerken TMO’nun stokunda en az 2-3 milyon ton buğdayı olmalı.
Her şeyin fiyatı yükseliyorsa ekmek fiyatı da yükselmeli. Eğer enflasyon endişesiyle bu fiyat baskı altında tutuluyorsa buna başka formül bulunabilir. 30 milyon vatandaşımıza gerekirse ücretsiz ekmek verilmeli.”
Toplantının ikinci gününde konuşan Dicle Un Sanayicileri Derneği (DUNSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Veysi Duyan, buğdayda navlun maliyetinden kaynaklanan bölgesel fiyat farklarının önüne geçilebilmesi için, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin ithal ettiği buğdayı, limanlar dışında TMO'nun bölge depolarına da taşınması talebinde bulundu.