“ABD’nin yerli üretim ile organik tahıl ihtiyacını karşılaması imkansız. Gelecek on yıl içerisinde, sektörde beklenen büyümeyi desteklemek için milyonlarca ek üretim arazisine ihtiyaç duyacağız. Organik gıda sektörü pazarının 2027 yılına dek yüzde 300 büyümesi bekleniyor. Böyle bir büyümeyi öngören başka bir 50 milyar dolarlık sektör olduğunu düşünemiyorum.”
Eric JACKSON
Pipeline Foods - CEO
ABD’de son yıllarda organik ve GDO’suz ürünlere talep hızla artıyor. Artan bu talep karşısında yerli üretimi yetersiz kalan ABD, Güney Amerika, Hindistan, Çin ve Karadeniz ülkelerinden tahıl alıyor. Artmaya devam etmesi beklenen bu trendi önceden öngören Amerikalı girişimci Eric Jackson’ın kurduğu Pipeline Foods bu konudaki yatırımlarıyla dikkat çekiyor. ABD’de GDO’suz, organik tahıl ve yemlere odaklanan ilk tedarik zinciri çözümleri şirketi olan Pipeline Foods, çiftçi ile nihai ürün üreticisi arasında köprü vazifesi görüyor. Şirketin tahıl işleme, depolama, yem öğütme ve terminal gibi 20’yi aşkın tesisi var. ABD ile birlikte Arjantin ve Kanada’da tesisler kuran şirket, farklı bölgelerde de yatırım ve ticaret fırsatlar kolluyor. Bu çerçevede Pipeline Genel Müdürü Eric Jackson aralık ayında ekibiyle Ukrayna’da incelemelerde bulundu.
Stratejik vizyonuyla şirketi kısa zamanda büyüten Jackson, hem faaliyetleri hem de ABD’deki organik tahıl pazarına dair Değirmenci Dergisi’ne değerlendirmelerde bulundu. Organik tahıl sektörüne önümüzdeki 5 yıl içinde 300 ila 500 milyon dolar arasında yatırım yapılmasını beklediğini kaydeden Jackson, organik tahıl ithalatı güvencesi konusunda “altın standart” olmak istediklerini belirtiyor. Organik gıda sektörünün ABD’deki hacminin 50 milyar doları bulduğuna işaret eden Jackson, pazarın önümüzdeki 10 yıl içinde yüzde 300 büyümesinin öngörüldüğünü anlattı.
İşte Pipeline Foods CEO’su Eric Jackson’ın sorularımıza verdiği cevaplar:
Pipeline Foods, GDO’suz, organik tahıl ve yemlere odaklanan ABD’deki ilk tedarik zinciri çözümleri şirketi. Pipeline Foods henüz yeni bir şirket olmasına rağmen, kısa zamanda yaptığı satın almalarla büyüdü. Bize şirketinizi kısaca tanıtabilir misiniz?
Pipeline Foods, tarım sektöründe sürdürülebilir tedarik zincirleri geliştiren özel bir işletmedir. Endüstrinin duayenlerini bir araya topladık. Bu eski kurtların yanına akıllı ve tecrübeli bir finans ekibini dahil ederek gerçek anlamda mükemmel bir takım oluşturduk. Hızlı bir şekilde yükselerek üç ülkede faaliyete başladık. Bugün 5 ofis ve 4 işletmesi bulunan Pipelines Foods’un şu an 50’yi aşkın çalışanı var. Biz şirket olarak organik ürünlere büyük bir talep gösteren organik çiftçiler ile gıda şirketleri arasındaki eksik bağlantıyı kuruyoruz.
Özellikle odaklandığınız mahsüller var mı?
Temel odağımız hem insan gıdası hem de hayvan yemleri için tahıl ve yağlı tohum ile bunlardan üretilen malzemeler üzerine. Zaman içinde müşteri tabanımızın diğer tedarik zinciri kısımlarını da bizim yönetmemizi istemelerini bekliyorum. Fakat Pipelines Foods’un kolay bozulan ürünleri faaliyet alanına alacağını öngörmüyorum.
Bize biraz tesisleriniz ve üretim kapasiteniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Çalışmalarımız “orta akım varlıklar” olarak adlandırılan her şeyi kapsıyor. Bunlara tahıl ambarları, tahıl işleme, yağ tohum ezme, bitkisel yağ rafine etme, yem öğütme ve liman altyapısı dahil. Fakat yaptığımız iş bunlarla sınırlı olmamak üzere çok geniş bir alanı kapsıyor. İşimiz tesis, kapasite ve özel ekipman kurulumlarını içeriyor.
Organik tahıllara yönelik sürdürülebilir bir tedarik zinciri oluşturmak için ne gibi çalışmalarınız var?
İşimizin temelinde herkesin aşina olduğu şeyler yatıyor: mahsülün alınması ve işlenmesi ve bu ürünler etrafında dolaşan ticaretin yönetimi. Temel türev alıcılar 1) organik ve GDO’suz ürünlere verilen özel önem, 2) tedarik çözümleri girişimimiz ile gıda markalarına danışmanlık sağlayıcı yaklaşımımız ve 3) Çiftlik Kar Programımız ile konvansiyonelden organik ürünlere kadar ekilebilir arazilerin dönüşümünü hızlandırmaya adadığımız çalışmalarımız olarak sıralanabilir.
Pipeline Foods, organik ve GDO’suz tahıl üretimini artırmaya yönelik büyük yatırımlar planlıyor. Bu yatırımlarınızdan ve vizyonunuzdan bahseder misiniz?
Bu segmentin gelecek 5 yıl içerisinde makul olarak 300-500 milyon $ sermaye absorbe etmesini bekliyoruz. Amaç bu olmamasına rağmen, iş fırsatının boyutuna ilişkin sizde bir algı yaratıyor. Sermayenin artırılması, yatırım parçalarını bir araya getirmek kadar korkutucu değil. Çünkü pazar son zamanlarda büyük oranda parçalanmış durumda. Göreceli olarak küçük varlıkların filosunu kurmak, büyük ölçekli konvansiyonel tarımın Big Ben’i ile kıyaslandığında biraz saat yapımı gibi kalıyor.
ABD’de organik tahıl yetiştirilen arazinin büyüklüğü nedir? Yerli üretim ABD için yeterli mi? Değilse, organik tahılları nereden ithalat ediyorsunuz?
ABD’nin yerli üretim ile organik tahıl ihtiyacını karşılaması imkansız. Gelecek on yıl içerisinde, sektörde beklenen büyümeyi desteklemek için milyonlarca ek üretim arazisine ihtiyaç duyacağız. Pipeline Foods yalnızca - örneğin Arjantin gibi- sahada olduğumuz bölgelerden ithalat yapacak. Son dönemlerde gündemde olan yasa dışı ithalat faaliyeti dalgasının, sektördeki kötü oyuncular atılarak temizlenmesi gerekiyor. Bizler de bunun hızlandırılması için gerekeni yapmak istiyoruz. Evimizdeki organik arazi alanlarını artırmak için yapabildiğimiz ölçüde en sıkı şekilde çalışırken, ithalat güvencesi konusunda altın bir standart olmak istiyoruz.
Organik tahıl yetiştiren üreticilere yönelik herhangi bir plan veya programınız var mı?
Çiftlik Kar Programımız, Kuzey Amerika’daki organik tahıl ve yağlı tohum üretimini artırmak amacıyla özel olarak hayata geçirildi. Geçiş sürecini atlatmada ve başarılı bir organik program oluşturmada üreticilere yardım sağlamak için farklı büyüme alanlarına yönelik özelleştirilebilen tarım bilimi, finans ve pazarlama programlarımız var.
Pipeline Foods’un odak bölgesi Kuzey Amerika. Ancak, GDO’suz ve organik ürünlere yönelik talep dünya çapında giderek artış gösteriyor. Avrupa veya Asya gibi diğer bölgelerde de yatırım yapmayı planlıyor musunuz? Büyümenizde satın alma kilit bir faktör. Diğer kıtalara yönelik herhangi bir satın alma planınız var mı?
Kuzey Amerika’yı temel odak seçmemizin nedeni, bölgede şu an var olan yetersiz yatırımla bağdaşmış taleptir. Diğer bölgelerdeki fırsatları tabi ki keşfedeceğiz. Fakat yatırımlarımızın büyük bir çoğunluğu Kuzey Amerika’da olacak. Bununla beraber, dünyanın dört bir yanından müşterilerimiz var. Dolayısıyla iş hacmimiz global düzeyde.
Organik tahılın ve organik olmayan tahılın işlenmesi arasında ne gibi farklar var? Bu kapsamda karşılaştığınız zorluklar nelerdir?
Bir yandan bakarsak, iş modelimizi yürütmemiz için gerekli olan yeni bir teknoloji maalesef yok. Bununla birlikte, düzenleme ve protokollere ilişkin büyük bir süreç ve kayıt tutma hacmi var. Bu pazar, konvansiyonel ticaretten daha farklı kurallar dizisi gerektiriyor. Bu zorlukları, normal bir oyuncu için giriş bariyeri olarak görüyoruz ve uygulamadaki karmaşıklığı kabul ediyoruz.
ABD’de organik gıdaya yönelik artan talep hakkında kısaca bahsedebilir misiniz?
Gıda endüstrisi bizim yerimize yaptığı için, bu konuda biz kendi araştırmamızı yapmadık. Ancak bu sektörün Yıllık Bileşik Büyüme Oranı’nın gelecek on yıl için yüzde 15 civarında olması bekleniyor. Eğer böyle olursa, pazarın 2027 yılında bugüne kıyasla yüzde 300 daha fazla büyümesi anlamına geliyor. Böyle bir büyümeyi öngören başka bir 50 milyar dolarlık sektör olduğunu düşünemiyorum.